20/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi, sosyal medya hesaplarından yayınladığı açıklama ile LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren yargı paketine tepki gösterdi: “Karşı çıktığımızı açıkça ifade ediyoruz.”

Fotoğraf: Dilara Açıkgöz / csgorselarsiv.org
Basına yansıyan ve LGBTİ+’ları hedef alan düzenlemeleri içeren 11. Yargı Paketi’ne yönelik tepkiler çığ gibi büyüyor. Milletvekilleri, insan hakları kuruluşları ve sivil toplum bileşenleri söz konusu düzenlemelerin LGBTİ+’ların yaşam hakkını ihlal ettiğini vurgulayarak mücadele çağrısı yapmaya devam ediyor; tasarının Meclis’e gelmemesi için dayanışma mesajı veriyor.
TIKLAYIN - Yargı paketine tepkiler çığ gibi büyüyor: “LGBTİ+ karşıtı yasa tasarısı çöpe”
TIKLAYIN - LGBTİ+’lar yargı paketine karşı dört bir yanda sokağa çıktı
Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi de sosyal medya hesaplarından yayınladığı açıklama ile 11. Yargı Paketi’ne tepki gösterdi. Merkez, 11. Yargı Paketi taslağının kadınların ve tüm toplumun özgürlüklerine yönelik bir saldırı olduğunu belirterek, yargı paketine karşı çıktıklarını; eşitlikten ve hukukun üstünlüğünden vazgeçmeyeceklerini söyledi:
“11. Yargı Paketi taslağı; kadınların ve tüm toplumun özgürlüklerine yönelik bir saldırıdır.
Bursa Barosu Kadın Hakları Merkezi olarak bu yargı paketi karşısında olduğumuzu açıkça ifade ediyoruz. Kadınların ve toplumun tüm kesimlerinin haklarını, özgürlüklerini ve özel yaşam alanlarını hedef alan bu tasarının geri çekilmesini talep ediyoruz. Hukukun üstünlüğünden, eşitlikten ve özgürlüklerden vazgeçmeyeceğiz.”
“Hedef LGBTİ+’lar gibi görünse de bu taslak aslında toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmenin bir aracıdır”
Hedef LGBTİ+’lar gibi görünse de düzenlemenin toplumun her kesiminin özel hayatına müdahale ettiğini ve tek tip yaşam biçimini dayattığını vurgulayan merkez, açıklamasına şöyle devam etti:
“Ahlak temelli yasal düzenlemeler, tarih boyunca kadınların bedeni, kimliği ve davranışları üzerinde bir denetim mekanizması olarak işlev görmüştür. Bugün hedef LGBTİ+ bireyler gibi görünse de bu taslak aslında kadınları farklı biçimlerde kontrol altına almanın ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirmenin bir aracıdır. Bu düzenleme, toplumun her kesiminin özel hayatına müdahale ederek tek tip yaşam biçimini dayatma riski taşımaktadır. Böylesi bir yargı paketinin tartışmaya açılması dahi, başta özel yaşama saygı hakkı olmak üzere pek çok temel insan hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Bu düzenlemeler, hukuk devleti ilkesini, özgürlükleri ve toplumsal çeşitliliği tehdit etmektedir.”
“Taslak, LGBTİ+’ları doğrudan hedef göstermekle beraber; kadınları ve toplumun farklı kesimlerini de potansiyel olarak cezalandırılabilir hale getiriyor”
Muğlak ve yoruma açık kavramlar üzerinden öngörülen düzenlemelerin hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine açıkça aykırı olduğunu ve keyfi uygulamaların önünü açtığını belirten merkez, şunları söyledi:
“Böylesi bir yargı paketinin tartışmaya açılması dahi, başta özel yaşama saygı hakkı olmak üzere pek çok temel insan hakkının ihlali anlamına gelmektedir. Bu düzenlemeler, hukuk devleti ilkesini, özgürlükleri ve toplumsal çeşitliliği tehdit etmektedir.
Son günlerde gündeme getirilen 11. Yargı Paketi taslağı, “genel ahlak”, “biyolojik cinsiyete aykırı davranış” ve “teşvik” gibi muğlak ve yoruma açık kavramlar üzerinden düzenlemeler öngörmektedir. Bu belirsiz suç tanımları, hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine açıkça aykırıdır ve keyfi uygulamaların önünü açmaktadır.
Tasarı, “aleni cinsel ilişki” fiiline yönelik cezaları arttırmakta, aynı cinsiyetten bireyler söz konusu olduğunda bu cezaları katlamaktadır. Bu durum, LGBTİ+ bireyleri doğrudan hedef göstermekle beraber; kadınları ve toplumun farklı kesimlerini de potansiyel olarak cezalandırılabilir hale getirir. Geçmişte benzer “ahlak” temelli yasalar, özellikle kadınların kamusal alandaki görünürlüğünü azaltmak, bedenlerini, davranışlarını ve ilişkilerini denetlemek amacıyla kullanılmıştır.”
Tasarının yalnızca bireylerin özel yaşamına müdahale etmediğini aynı zamanda toplumun çoğulcu yapısına da bir tehdit oluşturduğunu belirten açıklama, şöyle sonlandırıldı:
“Bekar kadınlar, boşanmış kadınlar, evli olmayan çiftler, gençler, yoksul kesimler ve toplumsal normlara uymayan herkes bu düzenlemelerle potansiyel suçluya dönüştürülebilir. Kadınların kimlerle, nasıl ve nerede ilişki yaşayacaklarına dair devletin belirleyici olması, kadınların kendi kaderlerini belirleme hakkını, kişisel özerkliğini, ekonomik bağımsızlığını, şiddetle mücadele yollarını, güvenli yaşam alanlarını ve kamusal özgürlüklerini doğrudan daraltır. Bu tasarı yalnızca bireylerin özel yaşamına müdahale etmiyor; aynı zamanda toplumun çoğulcu yapısına da bir tehdit oluşturuyor. İfade özgürlüğünü, örgütlenme hakkını ve kadınların sesini duyurduğu tüm kanalları baskı altına alıyor.”
Etiketler: insan hakları, kadın, siyaset, lgbti, ifade özgürlüğü, yargı paketi