04/09/2025 | Yazar: devrim aden
sorunun cevabı belli: ben gömleği değil, narı seçeceğim. ben normu değil, çatlağı kutsayacağım. çünkü çatlaklardan ışık sızar. ve ben, ışıkta doğmak istiyorum.

üzerime zorla geçirilmiş bir beyaz gömlek var. sanki doğduğum andan itibaren bana dikilmiş, iplikleri annemin korkusundan, babamın gölgesinden, devletin mühürlü defterlerinden çekilip alınmış. her dikişinde “norm” yazıyor, her düğmesinde “itaat”. nefes aldıkça daralıyor, göğsümdeki kuşu sıkıştırıyor, kanatlarımı kırmaya çalışıyor. ama içimde bir nar var, kabuğu çatlamaya hazır. kırmızı taneciklerinden ışık sızıyor; ağzımda, kasıklarımda, boğazımda patlamak üzere.
beyaz gömleği mi korumalıyım? onu ütüleyip toplumun önüne öyle mi çıkmalıyım? o gömlek ki, üzerine bulaşmış lekeleri “ayıp” diye gizlemeye çalışıyor. oysa ben leke olmak istiyorum, akıp yayılmak, görünür olmak. içimdeki nar çoktan kararını verdi. kabuğu yırtıldığında, hakikat dışarı taşacak. o tanecikler rengarenk bir ordu gibi sokaklara dökülecek; kırmızıyla, pembeyle, morla, siyahla birbirine karışacak.
gömleğin içinde kalmak, bana ölümü dayatıyor. renklerin susturulmuş hali. itaatin kokusuyla nemlenmiş pamuk. ama ben ölmek istemiyorum. yaşamak istiyorum: kendi rengimde, kendi kokumla, kendi biçimimle. hakikat dediğim şey bir “öz” değil; bir akış, bir dönüşüm. bazen göğsümdeki nar oluyor, bazen saçlarımın arasına dolan yıldız tozu. bazen bir sevgilinin teninde eriyen dilim, bazen de bir meydanda bağıran sesim. hakikatim, sürekli yeniden doğan dönme bir yaratık: ne kadın ne erkek, ne tek ne çift; ama her an hepsi.
beyaz gömleğin altından çıkan nar, sadece benim değil. hepimizin içinde var. çatladığında sokakta yan yana geliriz. ellerimiz nar taneleriyle boyanır; dudaklarımız, kalçalarımız, öfkelerimiz aynı kırmızıyla parlar. ve o an, bizi yıllarca susturmak için dikilmiş beyaz gömlekler kocaman bir çamaşır ipinde sallanır: boş, anlamsız, terk edilmiş. onların yerine, biz bedenlerimizle yeni kumaşlar dokuruz. kumaşlarımızın ipliği, dudaklarımızdan çıkan kahkahalardır; dokusu, birbirimize sürttüğümüzde çıkan kıvılcımlardır.
hakikat, bir narın içinden taşan sıvı gibi, durdurulamaz. kimi zaman sokakta patlar, kimi zaman yatakta, kimi zaman da bir aynanın karşısında kendime bakarken. benim hakikatim, benden önce “normal” diye paketlenmiş bütün hikâyelere isyan ediyor. o hikâyeler beni beyaz gömlekle sahneye çıkarmak istedi; “sessiz dur, temiz kal, sıraya gir” dediler. ama ben sıraya girmeyeceğim. ben gömleği yırtacağım.
çünkü hakikat, lekelenmekten korkmayan bir renktir. hakikat, çıplaklığın utanç değil özgürlük olduğunu hatırlatmaktır. hakikat, ibnesel bir çığlıktır: hem sevişmenin hem kavganın sesi. ve ben o sesi saklayamam.
sorunun cevabı belli: ben gömleği değil, narı seçeceğim. ben normu değil, çatlağı kutsayacağım. çünkü çatlaklardan ışık sızar. ve ben, ışıkta doğmak istiyorum.
*KaosGL.org’ta yayınlanan köşe yazıları, KaosGL.org’un editoryal çizgisini yansıtmak zorunda değildir. Yazı ve çizimlerden yazarları ve çizerleri sorumludur. Yazının ya da çizginin KaosGL.org’ta yayınlanmış olması köşe yazılarındaki veya çizimlerdeki görüşlerin KaosGL.org’un görüşlerini yansıttığı anlamına gelmemektedir.
Etiketler: yaşam, cinsellik, yorum