01/09/2025 | Yazar: Kaos GL
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi Dr. Ayşegül Ateş Tarla, LGBTİ+’ların sağlık alanında maruz bırakıldıkları hak ihlallerini Cumhuriyet Gazetesi’ne değerlendirdi.

Cumhuriyet Gazetesi’ne konuşan Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi üyesi Dr. Ayşegül Ateş Tarla, LGBTİ+’ların sağlık alanında maruz bırakıldıkları hak ihlallerini değerlendirdi. Toplumsal ötekileştirme ve ayrımcı politikalar nedeniyle LGBTİ+’ların sağlık hakkından yeteri kadar yararlanamadıklarını ifade eden Tarla, Sağlık Bakanlığı’nın transların hormon kullanımına getirdiği yaş kısıtlamasına da değindi. LGBTİ+’ların diğer vatandaşlar ile eşit haklara sahip olduklarını fakat ötekileştirme nedeniyle bu haklarından yeteri kadar yararlanamadıklarını belirten Tarla, şöyle dedi:
“LGBTİ+’lar diğer yurttaşlarla aslında aynı sağlık haklarına sahip, eşit haklara sahip. Ancak ne yazık ki ayrımcılık, damgalanma ve ötekileştirmeye çok maruz kaldıkları için bu haklarından yeteri kadar yararlanamıyorlar.”
2025 yılının sözde “Aile Yılı” ilan edilmesiyle derinleşen ayrımcılığın hedefinde olan LGBTİ+’ların, sağlık haklarından mahrum bırakıldığını vurgulayan Tarla, “Hedef haline getirilmeleriyle birlikte zaten sorunlar yaşadıkları sağlık haklarından daha da mahrum kalmış ve ötekileştirilmiş oldular” dedi. Sağlık Bakanlığı’nın transların hormon kullanımına getirdiği yaş kısıtlamasına da değinen Tarla, kararın bilimsel ilkelere dayanmadığı belirterek şu ifadeleri kullandı:
“Kullanılan hormonlardaki engeller ve baskılar aslında bilim dışı müdahaleler. Sağlık alanındaki cinsiyet uyum süreci geçiş alanındaki ilaç reçete edilmemesi, 20 yaş sınırı getirilmesi ve rapor düzenlemelerine engel getirilmesi ciddi sağlık hak ihlallerine neden oluyor. Bu kararların da hiçbir bilimsel ilkesi olduğunu düşünmüyorum.”
Cinsiyet uyum süreçlerinin engellenmesinin; depresyon, anksiyete ve intihara eğilim gibi çeşitli travmatik süreçleri de beraberinde getirdiğini söyleyen Tarla, “Bu psikolojik travma olurken aslında bir yandan da kişinin bedenine de müdahale etmiş oluyorsunuz. Bu da kişinin o beden müdahalesiyle birlikte birçok yarım kalan tedavisine ve psikolojik olarak depresyon, anksiyete, intihara eğilim kadar gidecek boyutlara varacak ciddi travmatik süreçleri yaşamasına da neden oluyor. Hem de toplumumuzdan dışlanmalarına neden olarak aslında toplum içerisindeki uyum süreçlerini de engelleyerek durumu daha sıkıntılı bir boyuta getiriyorsunuz” dedi.
Siyasi ve toplumsal söylemlerin LGBTİ+’lara uygulanan ayrımcılığı ve ötekileştirmeyi arttırdığını belirten Tarla, bu söylemlerin kişilere uygulanan şiddeti de meşrulaştırdığını belirterek şöyle dedi:
“Mahalle baskısı toplumsal baskıyı arttırarak kişilerin sokakta herhangi bir yerde bir saldırıya maruz kalmalarını ya da dışlanmalarını doğal hale getirmiş oluyor. Onlara uygulanan şiddet meşrulaştırılmış oluyor.”
Son olarak Tarla, tüm hekimlerin bu ayrımcı politikalara ve ötekileştirmeye karşı çıkmasını vurgulayarak bilimsel ilkelere dayanan kapsayıcı hizmetlerini devam ettirmesi gerektiğini ifade etti.
Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık, siyaset, sağlık hakkı, trans, lgbti