29/09/2025 | Yazar: Kaos GL
Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne “hukuka ve genel ahlaka aykırılık” gerekçesiyle açılan fesih davasının bugün görülecek duruşmasından önce adliye önünde basın açıklaması yapıldı.

Fotoğraf: Yusuf Çelik
Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne (TTM) açılan derneğin feshi davası bugün Çağlayan Adliyesi, bugün İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüyor.
Merkez, “hukuka ve genel ahlaka aykırılık” gerekçesiyle yargılanıyor.
Merkez, dava öncesinde adliye önünde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında “TTM’yi hedef tahtasına oturtanların adı bugün yargı skandallarına karışırken, bizler mücadelemizde hiç olmadığımız kadar kararlı ve kalabalığız. Hakikatin kazanacağına dair inancımız, bu uğurda gösterdiğimiz çabayı ayakta tutuyor. “TTM’yi geri istiyoruz” diyen Tarlabaşı’ndaki kadınların, “bu tehdit hepimize yönelik” diyen hak savunucularının bize verdiği güçle, bir kez daha duyuruyoruz: Mahalleye döneceğiz!” denildi.
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Tarlabaşı Toplum Merkezi gönüllüleri adına basına açıklamayı Burcu Bingöllü yaptı.
Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne açılan kapatma davasının 11. duruşması için yine adliyedeyiz. Bugün her zamankinden de güçlü ve umutlu hissediyoruz, çünkü yanımızda TTM’yi en iyi tanıyanlar, Tarlabaşı’ndan kadınlar ve hak savunucuları var.
TTM’nin var olma sebebi, Tarlabaşı’nda yaşayan başta çocuk ve kadınların haklara erişimini güçlendirmek. Ancak 4 yıldır mücadele ettiğimiz karalama ve taciz kampanyası bizi mahalledeki çalışmalarımızdan alıkoyuyor.
Tarlabaşı’nda yaşayan kadınlar ve çocuklar, toplumsal cinsiyete dayalı şiddetten korunma seminerlerinden oyun gruplarına, ebeveyn danışmanlığından fotoğraf atölyelerine kadar mahalleli için, mahalleliyle birlikte geliştirdiğimiz onca faaliyetten ve binbir emekle kurduğumuz güvenli alanlarından mahrum ediliyor.
Sözde kadınları ve çocukları korumak için TTM’ye yönelttikleri nefret aslında tam da kadınları ve çocukları hedef alıyor. İstanbul’un en çok ayrımcılığa ve yoksulluğa maruz bırakılan semtlerinden Tarlabaşı, bu kez kendi çıkarları için yalanlar söylemekten çekinmeyen bir avuç muktedir yüzünden ötekileştiriliyor. Kapatma davalarıyla, polis taciziyle, mühürlemelerle mücadelemiz, sadece TTM için değil; başta TTM’nin var oluş sebebi, mahalledeki kadın ve çocuklar için. Bugün yanımızda olan mahalleden dostlarımız, bu mücadeledeki ısrarımızı daha da pekiştiriyor.
TTM’ye yönelen bu nefret kampanyası mahalleye ek olarak özgür sivil toplum için çalışan tüm hak savunucularını da hedef alıyor. Buradan hareketle, bugünkü duruşmada barolar ve hak örgütlerinden oluşan toplam 11 kurum, TTM’nin yanında davaya feri müdahil olmak üzere mahkemeden talepte bulunacak.
Aralarında insan hakları, kadın hakları ve toplumsal cinsiyet, örgütlenme özgürlüğü ve psikoloji alanında çalışan örgütlerin de olduğu bu kurumlar, 4 yılı aşkın bir süredir devam eden bu sürecin bütün sivil alanı hedef aldığının bilinciyle bu talepte bulunuyorlar. Bugün TTM’ye yönelen baskı, herkese gözdağı veriyor: Yalan ve iftiralarla dolu bir sosyal medya linci, kapatma davalarına, ceza davalarına, polis tacizine, para cezalarına yol açabilir, her örgüt fiilen çalışamaz hale getirilebilir. İşte bu keyfiliğin, adaletsizliğin, acımasızlığın karşısında hak savunucuları, sembolik hale gelen TTM mücadelesinde yanımızda konumlanıyor.
TTM’yi hedef tahtasına oturtanların adı bugün yargı skandallarına karışırken, bizler mücadelemizde hiç olmadığımız kadar kararlı ve kalabalığız. Hakikatin kazanacağına dair inancımız, bu uğurda gösterdiğimiz çabayı ayakta tutuyor. “TTM’yi geri istiyoruz” diyen Tarlabaşı’ndaki kadınların, “bu tehdit hepimize yönelik” diyen hak savunucularının bize verdiği güçle, bir kez daha duyuruyoruz: Mahalleye döneceğiz!”
Ne olmuştu?
TTM, 27 Haziran 2021’de Kaos GL Derneği’nin “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzunun konuşulacağı bir gönüllü etkinliği planlamış, fakat etkinlik medyada hedef gösterilmişti. Nefret söylemi, hedef gösterme ve karalamalar 9 Şubat 2022’ye kadar sistematik olarak devam etmişti.
Medyadaki hedef göstermelerin hemen ardından 25 Haziran’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Beyoğlu İlçe Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Birimi, derneği ziyaret etti. Bundan dört gün sonra İstanbul İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü denetimi başladı. Ne ziyaretle ne de denetimle ilgili derneğe herhangi bir sonuç ulaşmadı. Öte yandan 19 Temmuz’da Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü “müstehcenlik suçu” kapsamında Yönetim Kurulu Başkanının ifadesini aldı. Soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Dernek hakkında davalara sebep olan denetim ise 26 Temmuz-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından gerçekleştirildi.
TTM, denetleme sonuçlarına ilişkin bilgileri ancak kendilerine açılan “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” dava dosyalarına sunulan rapor ve eklerden öğrenebildi. Dernek hakkında açılan ilk dava “yokluğun tespiti” davası. "Yokluğun tespitine" ilişkin davanın karar duruşması, 14 Mayıs'ta görüldü. Mahkeme, “yokluğun tespiti” istemiyle açılan davanın reddine karar verdi.
Dernek, açılan ikinci davadan ise ancak medya yoluyla haberdar olabildi. 9 Şubat’ta tüm karalama sürecini başlatan Milat gazetesinin manşetinde yeni bir davadan bahsedilmesi üzerine dernek avukatları adliyeden bilgi aldı ve 10 Şubat’ta dernek hakkında bir de fesih davası açıldığını öğrendi. Davanın gerekçesi ise, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” hale geldiğini öne sürerken davanamede sıralanan eylemlerin hiçbiri fesih sonucunu doğuracak yoğunlukta olmayıp, ancak idari para cezası yaptırımı doğurabilecek defter kayıtlarındaki eksikler ile eğitim faaliyetlerinde bulunulup izin alınmadığı, dernek yayınlarının cumhuriyet başsavcılığına bildirilmediği gibi hususlar. Ayrıca davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri hukuka aykırı ve ayrımcı bir şekilde “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri de “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” ifadeleriyle rapora ve davanameye girdi.
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, nefret suçları, dava, trans, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks