24/07/2025 | Yazar: Kaos GL

KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, Çatlak Zemin’e konuştu: “Mesele hep beraber özgürleşebilmek. Toplumsal barışın da, demokrasinin de asgarî şartı bu.”

“Mesele hep beraber özgürleşebilmek” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

KaosGL.org’a erişim engelinin ardından Çatlak Zemin, Genel Yayın Yönetmenimiz Yıldız Tar’a mikrofon uzattı:

1994 yılından itibaren dergi olarak yayınlanan, 2006’da ise internette yayın hayatına başlayan Kaos GL, İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği’nin 21 Haziran 2025 Cumartesi aldığı kararla erişime kapatıldı. Kaos GL’nin sansürlenmesi son yıllarda LGBTİ+ varlığına, görünürlüğüne ve örgütlü hareketine yönelen sistematik devlet baskısının bir adımı. Biz bu yasağı; Onur Yürüyüşleri’nin ve Trans Onur Yürüyüşleri’nin yasaklanması, katılanların veya ‘katılması şüphesi olanların’ her yıl giderek daha fazla polis şiddetine maruz kalması, davalar ve bu yıl ilk defa tutuklamalar, hormona erişime getirilen engeller, trans uyum sürecinin iyice zorlaştırılması, İstanbul Bayram Sokak’ta ve İzmir Bornova’da transların yaşadıkları ve çalıştıkları sokaklarda barındırılmaması politikası, tartışılan ve bazı açılardan fiili olarak uygulanan LGBTİ+ düşmanı Medeni Kanun ve Ceza Kanunu değişiklikleriyle oluşan genel saldırının bir parçası olarak anlıyoruz. Ama hem LGBTİ+ hareketin hafızasını taşıyan önemli bir kurum olmasıyla hem de pek çok LGBTİ+’nın haber almak, kendinden bir şey bulmak için dönüp baktığı ender mecralardan biri olmasıyla Kaos GL’nin hedef alınmasının elbette özel bir önemi var. Bu sessizleştirme, görünmezleştirme, yok etme çabasının karşısında, feminist bir yayın olan Çatlak Zemin olarak bizler, Kaos GL ile dayanışmak, disketlerle başlayan hafızasına ve mücadelesine tanıklık etmek, sansüre karşı birlikteyiz demek için yasağın ardından bir söyleşi yaptık. Kaos GL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın da dediği gibi: “Her birimiz için çizilen bir sınır var. Biz, bu sınırlar içinde bize verilecek bir iki hakkı lütuf gibi görmeyi reddediyoruz Mesele hep beraber özgürleşebilmek.”

Kaos GL dergisinde logo altında yazan ve bir dönemin sloganı olan, “Eşcinsellerin özgürleşmesi heteroseksüelleri özgürleştirecektir” sözünün karşılığını o dönemler için nasıl yorumlarsınız?

Sistem sana ait izleri silmek için o kadar istekli ki, büyük çabayla bulduğun en ufak bir çıkış yolu çok büyük bir meseleye dönüşüyor. Türkiye’deki LGBTİ+ mücadelesi hep bir çatlak bulup patika inşa etmenin, bir izin peşine düşmenin tarihi. Genelde LGBTİ+’lar Onur Haftaları’nda ya da bir devlet yetkilisi hedef gösterdiğinde akla geliyor. Sonra unutuluyor. Ama LGBTİ+’ların hayatları, maruz kaldıkları ayrımcılık ve nefret söylemi devam ediyor. Hayatlarımız yalnızca Onur Haftasında, Cumhurbaşkanı ya da İçişleri Bakanı bir açıklama yaptığında piyasaya çıktığımız anlardan ibaret değil. Hayatın tam ortasındaki bir hakikat olan cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği çeşitliliği; hayatla birlikte akıyor. Bu akışa dahil olmak, herkes için özgürleştirici bir deneyim bana kalırsa.

Kaos GL 94’te yola çıkarken, “Eşcinsellerin özgürleşmesi heteroseksüelleri de özgürleştirecektir” diyordu. Bunu 2025’te LGBTİ+’ların özgürleşmesi herkesi özgürleştirecektir diye revize edebiliriz. LGBTİ+’lara dönük ciddi baskı ve ayrımcılık var. Toplumu küçük odacıklara hapsetme siyaseti hâkim. Her birimiz için çizilen bir sınır var. Biz, bu sınırlar içinde bize verilecek bir iki hakkı lütuf gibi görmeyi reddediyoruz bir yandan. Mesele hep beraber özgürleşebilmek. Toplumsal barışın da, demokrasinin de asgarî şartı bu.

Sanırım o dönem de, şimdi de geçerli bu durum…

Bu erişim engellerinin sonrasında nasıl bir yol çizmeyi planlıyorsunuz, bunları hep birlikte aşmak nasıl mümkün ve dayanışmak isteyene bir sözünüz, çağrınız var mı?

KaosGL1.org yayın hayatına başladı. Eski haber ve içeriklerimizi maalesef yeni siteye taşıyamadık. Onlar için VPN kullanarak KaosGL.org’a tıklamak gerekiyor. X hesabımız iki kere engellendiği için yenisini açmadık. Bu tarz sansür girişimleri, okurların desteğiyle aşılabilir. Biz işimizi yapmaya, LGBTİ+’ların hikayelerini anlatmaya, sessizlerin sesi olmaya çalışmaya devam ediyoruz. Susmaya da pek niyetimiz yok. Çağrımız, sesimizin bir yankı odasına hapsedilmemesi için bu sese megafon tutulması…

Röportajın tamamına Çatlak Zemin’den ulaşabilirsiniz.


Etiketler: insan hakları, kadın, medya, nefret suçları, aile, siyaset, tarihimizden, onur yürüyüşü, trans, lgbti, basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam