23/07/2025 | Yazar: Kaos GL

Türkiye’de Seks İşçilerine Yönelik Cinsel Şiddetin İzlenmesi Raporu’na göre seks işçileri ekonomik zorluklarla ve cinsel şiddetle karşı karşıya. Destek mekanizmaları ve adalete erişim ise yetersiz.

Kırmızı Şemsiye’den rapor: Türkiye’de seks işçilerine yönelik cinsel şiddet yaygın ve cezasız Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kırmızı Şemsiye Cinsel Sağlık ve İnsan Hakları Derneği’nin Türkiye’de Seks İşçilerine Yönelik Cinsel Şiddetin İzlenmesi 2025 Raporu yayınlandı.

Rapor, Türkiye’de seks işçilerine yönelik cinsel şiddetin boyutlarını ve bu şiddetin etkilerini ortaya koyarken aynı zamanda seks işçilerinin temel haklara erişim durumlarını ele alıyor.

Seks işçilerinin kendi deneyimlerine dayalı anlatımlarından derlenen raporda İstanbul, Ankara, Mersin, Gaziantep, İzmir ve Eskişehir’den toplam 49 kişi ile görüşüldü. Araştırmaya katılan seks işçilerinin büyük çoğunluğu trans kadınlar oldu.

Araştırmaya katılan seks işçilerinin 40’ı hayatlarının büyük bir kısmında ekonomik olarak zorlandıklarını belirtti. Bununla beraber, araştırmaya katılan 12 seks işçisi geleceğe dair umutsuz olduklarını belirtti.

Raporda şu ifadeler yer aldı:

“Aktivizm ve dayanışma ağlarına dair konuşmalarda tüm katılımcılar, dayanışma ağlarının hayatlarını çeşitli yönlerden yeniden kurduklarını, geleceğe dair ağlar sayesinde umutlandıklarını ve seks işçileri için dayanışmanın hayatta kalmanın temel araçlarından biri olduğunu belirtmiştir.”

Şiddet mekanları ev, müşteri araçları, otel odaları…

Rapora göre; toplam 49 seks işçisinden yalnızca 5’i hayatlarında hiç cinsel şiddet yaşamadığını belirtti. Kalan 44 seks işçisi ise bir veya daha çok kez cinsel şiddete maruz kaldığını ifade etti. Cinsel şiddetin yanı sıra seks işçileri darp, paralarının ödenmemesi, eşyalarına el konulması gibi şiddet türlerine de maruz kaldı.

Şiddetle en sık karşılaşılan yerler arasında ev, müşteri araçları, otel odaları, tenha sokaklar ve ıssız bölgeler yer aldı. Bununla beraber; seks işçileri müşterileri, sokak çeteleri ve kolluk tarafından şiddete ve ayrımcılığa maruz kaldığını aktardı.

Raporda bir seks işçisinin şu ifadelerine yer verildi:

“Müşteri ile anlaşıp arabaya bindim. İnsan uzun yıllar çalışınca biraz anlıyor, baktım tek kişi olur dedim. Ama biraz ileride bıçak çıkardı ve arabayı başka bir yere götürmeye başladı. Sonra da başka arkadaşları bindi arabaya. Güya ahlaksız olan biziz. Hem tecavüz ettiler hem üzerimdeki para edecek her şeyi aldılar.”

Seks işçileri cinsel şiddeti yetkili makamlara bildiremedi

Raporda cinsel şiddete uğrayan seks işçilerinin gündelik hayatında ciddi sonuçlar olduğuna da dikkat çekildi. Rapora göre; seks işçileri şiddet sonrasında aylarca evden çıkamadığını, sosyal çevresinden koptuğunu, yoğun korku, güvensizlik hissi ve panik ataklarla baş etmeye çalıştığını belirtti.

Cinsel şiddete maruz kalan seks işçileri ekonomik yetersizlikler ve kurumsal yapılara güven duymama gibi nedenlerle psikolojik destek alamadığını belirtti. Ayrıca; yalnızca 7 seks işçisi, cinsel şiddet vakasını resmi kurumlara bildirdiğini ifade etti.

Rapora göre; seks işçilerinin büyük çoğunluğu, yaşadıkları şiddeti adli makamlara bildirmeme gerekçesi olarak; seks işçisi kimliklerinin kendilerini otomatik olarak suçlu, yalan söyleyen ya da "hak etmiş" konumuna düşürdüğünü düşündüklerini ifade etti:

“Trans olduğum için gidip polise şikayetçi olmak istemedim, orada ayrımcılıkla karşılaşacağıma emindim.”

“Benim destek mekanizmam birlikte çalıştığım arkadaşlarım oldu”

Raporda seks işçilerinin cinsel şiddetle mücadele etmek için bireysel veya kolektif alternatif stratejilere yöneldiği ifade edildi. En çok dile getirilen baş etme yolları arasında; çalışma alanını veya şehri değiştirmek, güvenli müşteri seçimi, sosyal çevreden destek almak ve dayanışma ilişkileri kurmak yer aldı:

“Benim destek mekanizmam birlikte çalıştığım arkadaşlarım oldu. Birbirimizi onardık, koruduk, birlikte kavga ettik. Ben HIV ile arkadaşlarım sayesinde mücadele ettim.”

Öneriler ve tavsiyeler

Raporda öneriler de yer aldı. Bazıları şöyle:

  • Seks işçileri için adalete erişim, yalnızca bir temel hak alanı değil; aynı zamanda güven, onur, eşitlik ve korunma ihtiyacı bütünleşmiş bir mücadele alanı olarak ele alınmalıdır.
  • Seks işçilerinin yaşadığı her türlü şiddetin münferit bir olay olarak değil, kurumsal ayrımcılık ve sosyal dışlanma ile iç içe geçmiş bir yapısal şiddet biçimi olarak ele almaya başlamak ve bu bağlamda mücadele etmek gerekmektedir.
  • Seks işçilerinin kriminalize edilmesini kolaylaştıran, ayrımcılığı besleyen ve şiddeti meşrulaştıran tüm uygulamalar sonlandırılmalı; seks işçilerinin güvenli koşullarda çalışma, adalete erişme ve sosyal hizmetlerden yararlanma hakları güvence altına alınmalıdır.
  • Seks işçilerinin taraf oldukları davalar avukatlar ve alanda çalışan sivil toplum kuruluşları tarafından takip edilmeli ve raporlama çalışmaları yapılmalıdır.
  • Devletin seks işçilerine yönelik yükümlülüğü, yalnızca kolluk müdahalesiyle sınırlı olmamalı; sağlık, sosyal hizmet, barınma ve eğitim alanlarında da bütüncül ve kapsayıcı politikalar geliştirilmelidir.

Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, çalışma hayatı, sağlık, sağlık hakkı, özel haber, araştırma, inceleme
İstihdam