18/09/2025 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Dergisinin 204. sayısı, “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” dosyasıyla yayımlandı. Dergi, yoğun ilgi üzerine bir sonraki sayıda da aynı dosya konusuyla çıkacak. Dergiye abone olabilir veya online ortamdan satın alabilirsiniz.

1994 yılından beri yayın hayatını sürdüren Kaos GL Dergisinin 204. sayısı yayımlandı. Derginin Eylül-Ekim 2025 sayısında dosya konusu, “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” oldu.
Dosyada; Remzi Altunpolat, Yıldız Taghızade, Oğuz Erışık, Elçin Aktoprak, Zeynep Kıyak, Diren Ezel Dinler, Seymen Doğan, Lilith ve Defne Ada Yapıcıer yazılarıyla yer aldı.
Derginin dosya dışı bölümünde ise Suay Yüksel, Oğulcan Özgenç, İrfan Değirmenci, Levent Pişkin, İlker Hepkaner, Yusuf Çelik, Ceren Avşar, Ecmel Deniz ve Ani Nar’ın yazı ve söyleşileri okurları bekliyor.
Yoğun ilgi üzerine Kaos GL Dergisinin bir sonraki sayısı da “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” dosya konusuyla yayımlanacak.
Dergiye nasıl ulaşırım?
Kaos GL dergisine ister dijital isterseniz de matbu olarak abone olabilirsiniz. Aboneler, derginin tüm sayılarına dijital ortamda erişebiliyor.
Abone olmak için tıklayın.
Derginin tek sayısını almak isteyenler ise, şehirlerinde kitapçılara sorarak dağıtım ağının genişlemesine yardımcı olabilir. Kaos GL dergisinin dijital ortamda satışları, Notabene Yayınları’nın internet sitesi üzerinden yapılıyor.
Dergiyi satın almak için tıklayın.
Dergi Yayın Kurulu
Derginin bu sayısından itibaren bir yenilik de okurları bekliyor. Kaos GL Dergisinin Yayın Kurulu genişledi. Yayın Kurulu’nda yer alan isimler şöyle: Aksu Bora, Berfu Şeker, Can Memiş, Defne Güzel, Ecmel Deniz, Elçin Aktoprak, Ezgi Sarıtaş, İlker Hepkaner, Karin Karakaşlı, Oğulcan Özgenç, Sarphan Uzunoğlu, Seçil Epik, Sibel Yardımcı, Sinan Birdal, Tuğçe Yılmaz, Umut Güner, Umut Güven, Yıldız Tar.
Derginin Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar’ın sayıyla ilgili sunuş yazısı:
Sansür, ev kapatmalar ve nefret saldırıları ile geçen bir yazın ardından Eylül-Ekim sayımızla karşınızdayız. Bu sayımızda, “Toplumsal cinsiyet karşıtlığı” dosyasıyla sizlerle buluşuyoruz. Tek sayı olarak planlasak da hem yoğun ilgi hem de bu meseleyi daha fazla tartışma ihtiyacımızdan dolayı Kasım-Aralık sayımızı da aynı dosya konusuyla çıkarmaya karar verdik.
Dosya çağrımızda, “Bir ideoloji olarak toplumsal cinsiyet karşıtlığı, “geçmiş güzel günler” fantezisinden beslendiği kadar; şimdimizi ve geleceğimizi de ipotek altına almaya çalışıyor. Bunu yaparken de, toplumsal cinsiyetin kendisinin bir “ideoloji” olduğunu öne sürmekten geri durmuyor” demiştik. Bu sayıda tam da bıraktığımız yerden tartışmayı derinleştiren yazılar yer alıyor. Bir sonraki sayımızda ise, farklı tematik alanlarda toplumsal cinsiyet karşıtlığını inceleyeceğiz.
Dosyamız, “Krizin fantazması, direnişin gölgesi” yazımızla başlıyor. Toplumsal cinsiyet karşıtlığının tarihine, Judith Butler’ın deyimiyle bir ‘fantazma’ olarak nasıl inşa edildiğine, geçmişin hayaletlerinin bugünün krizlerini nasıl maskelediğine değindiğimiz çerçeve yazımız; direnişin açtığı ve açabileceği patika örnekleriyle devam ediyor. Çerçevenin hemen ardından sizleri Remzi Altunpolat’ın İslamcılığın toplumsal cinsiyet karşıtlığını incelediği yazısı karşılıyor. Altunpolat, ikinci bölümü bir sonraki sayımızda yayımlanacak bu yazısında ‘geri tepme’ ve ‘ataerkil restorasyon’ kavramları ışığında toplumsal cinsiyet karşıtlığını teorik bir çerçeveden inceliyor. Bu incelemesini, toplumsal cinsiyet karşıtlığının İslam coğrafyasındaki tarihsel ve teolojik temelleri ve güncel durum üzerine örneklerle zenginleştiriyor.
Dosyamızın üçüncü yazısı Yıldız Taghızade’den geliyor. ‘Faşizmin dönüşü’ diyen Taghızade, toplumsal cinsiyet karşıtı ideolojiyi bir tür gericilik ya da muhafazakarlığı aşan ‘küresel bir faşist ittifak’ olarak tanımlıyor. Taghızade, günümüz faşizminin ideolojik çekirdeği olarak tanımladığı toplumsal cinsiyet karşıtlığıyla ilgili şu soruyu soruyor: “Bu faşist ittifakın sembolik yapıştırıcısı neden toplumsal cinsiyet oldu?”
Oğuz Erışık, tam da Taghızade’nin bıraktığı yerden devam ediyor ve ‘illiberal rejimlerin yükselişi’ bağlamında toplumsal cinsiyet karşıtlığını inceliyor. Erışık, Türkiye’nin özgün konumuna da değinerek, toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlere mercek tutuyor. Elçin Aktoprak ise, bütün bu ideoloji ve hareketleri milliyetçilik bağlamında tartışıyor. Milliyetçiliğin ‘iyi/kötü’ dikotomisinde kimleri, nasıl şeytanlaştırdığını hatırlatan Aktoprak, İtalya örneği üzerinden toplumsal cinsiyet karşıtlığını teorik ve pratik olarak ele alıyor.
Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri, feminizme ‘karşı saldırı’ olarak analiz eden Zeynep Kıyak, Latin Amerika’dan feminist yazar, araştırmacı ve aktivist Verónica Gago’nun ‘feminizm hayaleti’ kavramını inceliyor. Diren Ezel Dinler ise, Kıyak’ın bıraktığı yerden devam ederek şu soruyu soruyor: Feminizm neden bir tehdit?
Seymen Doğan, toplumsal cinsiyet karşıtlığını dışımızdaki bir mesele olmaktan çıkartıp; bu ideolojik saldırının queer bedenlere etkisini inceliyor. ‘Görünmezliğin dayatması’, kavramını kullanan Doğan, görünürlüğü adalet mücadelesi bağlamında tartışıyor.
Dosyamızın kapanışında Lilith, toplumsal cinsiyet karşıtlığını ‘modern cadı avları’ olarak tanımlıyor ve toplumsal cinsiyet karşıtlığının bir ‘siyasal hegemonya kurma çabası’ olduğunu vurguluyor. Defne Ada Yapıcıer ise, Édouard Louis’nin eserleri ile Butler’ın kuramsal çerçevesini birbiri ile konuşur hale getiriyor ve ‘korkuya’ odaklanıyor.
Güncel sayfalarımızda Suay Yüksel’in KaosGL.org’a sansürün anatomisini çıkardığı söyleşisi, Levent Pişkin’in ‘Dayanışma’ sayımızdaki tartışmayı ‘şefkat’ kavramını kullanarak geliştirdiği yazısı, Oğulcan Özgenç’in gazeteci ve siyasetçi İrfan Değirmenci ile söyleşisi, İlker Hepkaner’in Sezen Aksu’nun son albümünü incelediği yazısı, Yusuf Çelik’in Ceren Avşar’la son kitabı üzerine söyleşisi, Ani Nar’ın trans kadınların göç ve ev deneyimlerinden yola çıktığı yazısı ve Ecmel Deniz’in hormona erişim kısıtlamalarını tartıştığı söyleşisi sizleri bekliyor.
Çerçeve yazımızda da dediğimiz gibi, unutmayalım: toplumsal cinsiyet bir “tehdit” değil. Tam tersine, eşitlik ve özgürlük için kurulmuş en radikal sorulardan biri. Ve bu soruyu sormaktan, hep birlikte, asla vazgeçmeyeceğiz…
İyi okumalar,
Yıldız Tar
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, yaşam, aile, siyaset, özel haber, araştırma, inceleme, yorum, heteroseksizm, trans, ikili cinsiyet sistemi, lgbti, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks