22/07/2025 | Yazar: Kaos GL

UNAIDS, LGBTİ+ haklarına yönelik kısıtlamalar ve ABD fonlarının durdurulmasının, AIDS’i sona erdirme mücadelesinde onlarca yıllık ilerlemeyi tersine çevirebileceği uyarısında bulundu.

HIV’le yaşayan kişiler, rekor seviyede kriminalize ediliyor Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Denis Balibouse/Reuters

UNAIDS’e göre, HIV’le yaşayan kişiler dünya genelinde rekor düzeyde kriminalizasyonla karşı karşıya.

Birleşmiş Milletler’in HIV/AIDS ortak programının yaklaşık on yıl önce cezalandırıcı yasalara ilişkin raporlar yayınlamaya başlamasından bu yana ilk kez, “eşcinsel ilişki” ve “toplumsal cinsiyet” ifadesini suç sayan ülke sayısı arttı.

Geçtiğimiz yıl içinde Mali, daha önce yalnızca “aleni ahlaksızlığı” yasaklayan yasasını değiştirerek eşcinselliği suç haline getirdi ve transları da kriminalize etti. Trinidad ve Tobago’da temyiz mahkemesi, 2018’de eşcinsel ilişkileri suç olmaktan çıkaran emsal niteliğindeki kararı bozarak sömürge döneminden kalma yasağı yeniden yürürlüğe koydu. Uganda’da ise 2023 tarihli Eşcinsellik Karşıtı Yasa, eşcinsel ilişkilere yönelik yasağı daha da sertleştirdi. Gana da eşcinsel ilişkilere verilen cezaları arttıracak bir yasa tasarısını yeniden gündeme getirerek benzer bir yola girdi.

LGBTİ+ haklarına baskıların artması HIV epidemisini sona erdirme umutlarını tehlikeye atıyor

UNAIDS’in açıklamasına göre, LGBTİ+ haklarına yönelik baskılar artarken, HIV ile yaşayan kişiler de ani ABD fon kesintilerinden olumsuz etkilendi. Bu kesintiler, “benzeri görülmemiş” insani krizler ve iklim krizi kaynaklı darbeler ile birleşerek, önümüzdeki on yıl içinde küresel epidemiyi sona erdirme umutlarını tehlikeye atıyor.

“Anahtar gruplar” olarak bilinen bazı gruplar, HIV ile yaşama açısından daha yüksek risk altındalar. Bu gruplar arasında seks işçileri, eşcinsel erkekler ve diğer erkeklerle seks yapan erkekler, uyuşturucu enjekte eden kişiler, translar ve cezaevleri gibi kapalı ortamlarda yaşayanlar yer alıyor.

193 ülkeden sadece 8’i anahtar grupları kriminalleştirmedi

Rapora göre, 2025 itibarıyla 193 ülkeden yalnızca sekizi bu grupları kriminalize etmemiş ve bu davranışlardan herhangi birini suç saymamış veya HIV statüsünün açıklanmamasını ya da HIV aktarımını kriminalize etmedi.

UNAIDS’in yıllık raporuna göre, 2024 yılında HIV ile enfekte olan ve AIDS'e bağlı nedenlerle hayatını kaybeden kişi sayısı, sırasıyla 1,3 milyon ve 630.000 ile son 30 yılın en düşük seviyesinde gerçekleşti.

İlerlemenin dengeli olmadığı görüldü. 2010'dan bu yana Sahra Altı Afrika'da enfeksiyonlarda yüzde 56'lık bir düşüş yaşanırken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'da yüzde 94’lük bir artış kaydedildi. Ancak bulaşı önlemek için yılda iki kez alınan ilaçlar gibi bilimsel gelişmelerle birlikte, dünyanın AIDS’i 2030 yılına kadar bir halk sağlığı tehdidi olmaktan çıkarmak için gerekli “araçlara ve ivmeye” sahip olduğu belirtildi. Bu hedef, uluslararası düzeyde üzerinde uzlaşılmış bir amaç.

Ancak bu yılın ilk aylarında, ABD'nin onlarca yıllık ilerlemeyi geri alabilecek kapsamlı yardım kesintilerinin ardından bu amaç ciddi şekilde tehlikeye girdi. Ocak ayında ABD Başkanı Donald Trump, küresel HIV müdahalesinin büyük bölümünü destekleyen fonları neredeyse bir gecede kesti.

Raporda, HIV'den korunma hizmetlerinin özellikle endişe verici bir alan olduğu vurgulanıyor; bu hizmetlerin büyük ölçüde bağışçı fonlarına bağımlı olduğu belirtiliyor. Kasım 2024’te Nijerya’da koruyucu ilaç alan kişi sayısı yaklaşık 43.000 olarak bildirilirken, bu sayı Nisan 2025 itibarıyla 6.000’in altına düştü.

Aktivistler, HIV’den korunma hizmetlerine erişimin özellikle anahtar gruplar için ciddi bir sorun olacağını söylüyor. Bu gruplar, damgalanma ya da yargılanma korkusu gibi nedenlerle ana akım sağlık hizmetlerine erişemeyebiliyor ve artık kapanmış olan, bağışlarla finanse edilen toplum temelli kliniklere güvenmek zorunda kalıyorlardı.

“Anahtar gruplar her zaman geride bırakılıyor”

Uluslararası AIDS Derneği (IAS) Başkanı Dr. Beatriz Grinsztejn, “Anahtar gruplar her zaman geride bırakılıyor” dedi.

Rapor, geçtiğimiz hafta Ruanda'nın Kigali kentinde düzenlenen IAS konferansı öncesinde yayınlandı. Konferansta araştırmacılar, yardım kesintilerinin etkisine dair verileri paylaştılar.

Bristol Üniversitesi tarafından yapılan araştırmalara göre, Sahra Altı Afrika’daki anahtar gruplar için koruyucu ilaçlara yönelik ABD fonlarının bir yıl boyunca durdurulması, yaklaşık 700.000 kişinin bu ilaçları artık kullanmamasıyla sonuçlanacak ve önümüzdeki beş yıl içinde yaklaşık 10.000 ek HIV vakasına yol açacak.

UNAIDS’in araştırmasına göre, ABD’nin PEPFAR programından (Başkan tarafından oluşturulan AIDS Yardımı için Acil Eylem Planı) sağlanan fonların yerine başka bir kaynak bulunamazsa, 2029 yılına kadar dünya genelinde fazladan 4 milyon ölüm ve 6 milyon yeni HIV vakası beklenebilir.

Buna karşı, UNAIDS Yöneticisi Winnie Byanyima, raporda yer alan 60 düşük ve orta gelirli ülkeden 25’inin, 2026’ya kadar HIV harcamalarını ulusal kaynaklarla artırmanın yollarını bulduğunu belirtti. “HIV müdahalesinin geleceği; ulusal sahiplikte ve liderlikte, sürdürülebilir, kapsayıcı ve çok sektörlü bir yapıdadır” dedi.

Kaynak: Guardian


Etiketler: insan hakları, yaşam, sağlık, dünyadan, hiv
İstihdam