12/12/2025 | Yazar: Oğulcan Özgenç

Savcılık, derneğin “lezbiyen, gay, biseksüel, travesti veya transseksüelliğe özendirici ve teşvik edici” faaliyetlerde bulunduğunu iddia etti; mahkeme ise “trans içerikli görsel tasarlamayı” kapatma gerekçesi yaptı.

Genç LGBTİ+ hakkında kapatma kararı: Gerekçe, sosyal medya paylaşımlarıyla "müstehcenlik" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

İzmir’de faaliyet gösteren Genç LGBTİ+ Derneği, sosyal medya paylaşımları gerekçe gösterilerek “müstehcenlik” iddiasıyla kapatıldı.

2024’te LGBTİ+ derneklerini hedef alan denetimlerde derneğin sosyal medya hesapları geriye dönük olarak incelendi. Sosyal medyadaki paylaşımlar, denetim raporunda “müstehcenlik” sayıldı.

Denetim raporunun savcılığa iletilmesinin üzerine dernek aleyhine şubat ayında müstehcenlik soruşturması başlatıldı. Müstehcenlik gerekçesiyle açılan soruşturmada takipsizlik kararı ağustos ayında kesinleşti.

Gerekçe: “Özendirmek ve teşvik etmek”

Derneğe müstehcenlik soruşturması ile beraber kapatma davası da açıldı.

Kapatma davasında savcılık, sosyal medya paylaşımlarının ahlaki değerlere ve Anayasa’nın “Ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı maddesine aykırı olduğu öne sürdü:

“Müstehcen görüntülerin yayınlandığı söz konusu paylaşımların çok kişi tarafından görüntülenerek geniş kitlelere ulaştığı bu paylaşımlar ile toplumun bireylerini lezbiyen, gay biseksüel, travesti, veya transseksüelliğe özendirici ve teşvik edici davranışlara yönlendirebileceği söz konusu paylaşımların toplumun ahlaki değerlerine ve T.C. Anayasasının 41. Maddesine uygun olmadığı…”

Bununla beraber; derneğin tüzükte yer alan amaçlara ve çalışma konularına uygun olmayan faaliyetlerde bulunduğu, Türk Medeni Kanunu’nda dernekleri düzenleyen maddelere ve Dernekler Kanunu’na aykırı faaliyetler gösterdiği iddia edilerek kapatılması talep edildi.  

Avukatlar, davanın reddini talep etti

Dernek, davaya ilişkin savunmasında “müstehcenlik olmadığı açık görsellerin paylaşımının kapatma davası ile karşılanmasının orantısız bir müdahale olduğunu” belirterek davanın ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale olduğunu vurguladı ve davanın reddini talep etti.

“Trans içerikli görsel tasarlamak” kapatmaya gerekçe oldu

Görülen kapatma davası sonucunda ise İzmir 3. Asliye Ceza Mahkemesi derneğin kapatılmasına karar verdi.

Gerekçeli kararda derneğin sosyal medya hesaplarından “erkek ve kadına ait cinsel organlar, iki ayrı cinsten kişilerin müstehcen görüntüleri ve trans içerikli görselleri tasarlayarak veya başka kişilerden temin ederek paylaştığı” ifadeleri yer aldı; bu ifadeler kapatma kararına gerekçe oldu.

Derneğin, hukuka ve ahlaka aykırı hale geldiği belirtildi.

"Bu karar ne varoluşumuzu ne kararlılığımızı bitirebilir"

Dernek açıklamasında şunları söyledi:

"Bu karar ne var oluşumuzu ne mücadele kararlılığımızı bitirebilir. Bu süreçten yalnızca derneğimizi değil, hareketimizi ve bir bütün olarak insan hakları hareketini güçlendirerek çıkmamız mümkün. Derneğimiz hakkında yürütülen kapatma davası ve buna paralel diğer hukuki süreçler, haklarımızdan vazgeçmemize neden olmayacaktır. Anayasayı ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri yok sayarak verilen bu kapatma kararına karşı bütün yasal yollara başvuracağız. Bütün kamuoyunu Genç LGBTİ+ Derneği nezdinde LGBTİ+ hareketi ve sivil topluma karşı yapılan bu tasfiye hareketine itiraz etmeye, örgütlü olarak bu yargısal taciz süreciyle birlikte mücadele etmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz."

Açıklamanın tamamı şöyle:

İzmir 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, Anayasaya ve örgütlenme özgürlüğünün uluslararası güvencelerine aykırı olarak 11.12.2025 tarihinde verdiği kararla derneğin kapatılmasına karar verdi. Makul sürede yargılanma hakkının, Anayasa Mahkemesi kararlarına göre adil yargılanma hakkı ihlallerinin en büyük sebebi olan Türkiye yargısında, alışılmadık biçimde ı Mahkeme gerekçeli kararını aynı gün UYAP sistemine gönderdi. İtirazımız üzerine üst mahkemeler tarafından onanmadıkça kesinleşmeyeceği için derneğimizin faaliyeti ve kurullarının varlığı hakkında bugün için sonuç üretmeyen bu karar, örgütlenme özgürlüğü ve sivil toplumun hareket alanı açısından ciddi bir gerileme niteliği taşımaktadır. Son yıllarda Dernekler Kanunu’nda yapılan değişiklikler ve derneğimize yönelik yoğun idari denetim süreçleri, bugün geldiğimiz noktayı hazırlayan bir zemin oluşturmuştur.

2024 yılında denetçiler, Genç LGBTİ+ Derneğini daha önceki denetimlerde denetlenmiş olmasına rağmen, derneğin sosyal medya hesaplarını geriye dönük taramışlardır. Bu taramalar sonucunda beş ayrı sanatsal üretimin, müstehcenlik olduğuna dair bir rapor düzenlemiş ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunmuşlardır. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından da kapatma davası açılmıştır. COVID-19 döneminde sosyal medya hesaplarımızda paylaşılan çevrim içi sergideki beş illüstrasyona ilişkin “müstehcenlik” değerlendirmesinin kapatılma gerekçesi yapılması, ifade ve sanat özgürlüğü bakımından ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Mahkemenin kapatma kararının gerekçesinde yer alan “söz konusu paylaşımların bir çok kişi tarafından görüntülenerek geniş kitlelere ulaştığı bu paylaşımlar ile toplumunun bireylerini lezbiyen, gay biseksüel , travesti, veya trans seksüelliğe özendirici ve teşvik edici davranışlara yönlendirebileceği söz konusu paylaşımların toplumun ahlaki değerlerine ve T.C. Anayasanın 41. Maddesine uygun olmadığı” iddiası, 11. Yargı paketinin içeriğinden çıkartılan anti-LGBTİ+ kuralların kanunlaşmasa da uygulanacağını bizlere gösterirken, sivil toplumun ve bir bütün olarak LGBTİ+ toplumunun bu tip yasalarla mücadele edilmesi için TBMM’ye sunulmasının beklenmemesi gerektiği konusundaki tespitinin ne kadar yerinde olduğunu gösteriyor. Toplumun yargı eliyle dizayn edilmesinin bir başka örneği ile Anayasal güvenceler bir kere daha ihlal edildi.

Kapatma davası devam ederken, paylaşımların müstehcenlik olmadığına dair takipsizlik kararı verilmiş, bu karar kesinleşmiştir. Kapatma istemine konu paylaşımların müstehcen olmadığına dair takipsizlik kararı, uzman mütalaaları, daha önce zaten aynı içeriklerin denetlendiği halde bir idari veya adli işlem yapılmamış olması kapatma davasını temelsiz kıldığı halde, derneğin kapatılmasına karar verilmiştir.

Örgütlenme özgürlüğümüz, var olma hakkımız, eşit yurttaş olma hakkımız elimizden alınmaya çalışılmaktadır. Hiçbir karar, mahkeme hükmü var oluşumuzu ortadan kaldıramaz. Bu kararın, hareketimizi zayıflatacağına inananlar, dayanışmanın ve toplumsal hak arayışının çok daha güçlü biçimde devam edeceğini görecektir. “Aile” kavramıyla meşrulaştırılmaya çalışılan nefret politikalarının bir ürünü olan bu kapatma kararı, Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasasının, taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin askıya alınmış olduğunu bir kere daha gösterdi.

Bu karar, devamlı somut örnek arayışında olan uluslararası ve bölgesel insan hakları mekanizmalarıyla uluslararası topluma da somut bir örnek veriyor ve Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası yükümlülüklerine uymama konusundaki kararlılığını gösteriyor.

ŞİMDİ DAYANIŞMA ZAMANI

Bu karar ne var oluşumuzu ne mücadele kararlılığımızı bitirebilir. Bu süreçten yalnızca derneğimizi değil hareketimizi ve bir bütün olarak insan hakları hareketini güçlendirerek çıkmamız mümkün. Derneğimiz hakkında yürütülen kapatma davası ve buna paralel diğer hukuki süreçler, haklarımızdan vazgeçmemize neden olmayacaktır. Anayasayı ve Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri yok sayarak verilen bu kapatma kararına karşı bütün yasal yollara başvuracağız.

Bütün kamuoyunu Genç LGBTİ+ Derneği nezdinde LGBTİ+ hareketi ve sivil topluma karşı yapılan bu tasfiye hareketine itiraz etmeye, örgütlü olarak bu yargısal taciz süreciyle birlikte mücadele etmeye ve dayanışmaya çağırıyoruz.



Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, aile, siyaset, dava, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
GDTM