16/12/2025 | Yazar: Oğulcan Özgenç
2023 ODTÜ Onur Yürüyüşü’nde gözaltına alınanlara iki sene sonra açılan davanın ilk duruşması görüldü. Öğrenciler, polis işkencesini anlattı: "Gözaltı aracında havasız kaldım, ‘Bırak nefessiz kalsın’ dediler"
2023’te ODTÜ Onur Yürüyüşü'nde gözaltına alınan 17 kişiye 2 sene sonra açılan davanın ilk duruşması bugün Ankara 50. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü.
Davayı ÜniKuir, 17 Mayıs, Ankara Barosu LGBTİ+ Hakları Merkezi, Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi, Kaos GL, Pembe Hayat ve TİP LGBTİ+ Bürosu takip etti.
Mahkeme salonu önünde çevik kuvvet bekletildi
Mahkeme salonunda ve salon önünde kolluk kuvveti bekledi, avukatların itirazı üzerine kolluk salondan çıkarıldı ancak duruşma salonu önünde güvenlik şube ve çevik kuvvet beklemeye devam etti.
"Toplu şekilde taksi bekliyorduk, gözaltına alındık"
Mahkeme, kimlik tespiti ile başladı. Ardından yargılanan öğrencilerin savunmalarına geçildi.
İlk olarak yargılanan öğrencilerden T., savunmasını yaptı:
"Bilirkişi raporunda da açık olduğu üzere sadece toplu şekilde taksi bekliyorduk. Sadece barışçıl bir şekilde anayasal hakkımızı kullanarak orada bulunduk. Amacımız dağılmaktı. LGBTİ+ haklarını savunmak için bir araya gelmiştik. Polise hiçbir şiddet uygulamadık, eylemin bittiğini ve dağıldığımızı söylememize rağmen şiddete maruz kaldık."
Savunmanın tutanağa geçirildiği sırada duruşma tutanağına yazılan "LGBT'liler" ifadesi avukatların itirazı üzerine "LGBTİ+'lar" olarak düzeltildi.
"Suç işlemedim, gördüklerimi kaydettim"
Ardından B.'nin savunmasına geçildi. B., gönüllü basın faaliyetini yerine getirmek için orada olduğunu söyleyerek, "Bu dava ne hukuka ne vicdana uygun. Öğrencilerin ters kelepçeyle ve işkenceyle gözaltına alındığını gördüm. Suçlamalar tamamen görüntü almamla ilgili. Kalabalığa katıldığım iddiası tamamen asılsız. 'Nefrete inat, yaşasın hayat' ve 'Susma haykır, lubunyalar vardır' sloganları attığım iddiası asılsız ancak atsam dahi atılan sloganlar hukuka aykırı değil. Öğrencilerin yalnızca orada oldukları için şiddete maruz kaldıklarını gördüm. Görüntü almama dahi izin verilmedi. Suç işlemedim, gördüklerimi kaydettim" dedi.
Yargılanan öğrencilerden D.'nin savunmasına geçildi. D. savunmasında, "Polisler eylem başlamadan okulu tamamen ablukaya alınmıştı. Kütüphanedeyken öğrencilerin şiddete uğradığını gördüm. Herhangi bir anons yapıldığını duymadım. 13 yıldır ODTÜ Onur Yürüyüşü barışçıl bir şekilde yapılıyor. Gözaltına alınmadım ama dava açıldı; nasıl seçildiğimi bilmiyorum. Öğrenciler anayasal hakkını kullandı, ben anayasal hakkımı kullandım" diye konuştu.
"Ters kelepçeyle, arkadaşlarımla birlikte gözaltına alındım"
D.'nin savunmasının ardından yargılanan öğrencilerden H. M., savunmasını yaptı. H.M., yürüyüş günü sabah saatlerinde polislerin kampüse yığıldığını anlattı; polisin "dağılın" anonsu yapmadığını belirtti:
"Ters kelepçeyle arkadaşlarımla birlikte gözaltına alındım. Anayasal hakkımı kullandığım için yargılanmayı kabul etmiyorum."
Avukat Duygu Çildoğan "Rektörlük attığı bir maille senelerdir yürüyüşü yasaklamaya çalışıyor ancak biz buna ilişkin dava açtık. Yasak kararı kaldırıldı" ifadelerini kullandı.
Ardından İ., savunmasını yaptı:
"Kütüphane önünde kahve içiyordum. Kameram açık diye polis yanıma gelip telefonumu istedi ve vermediğimde gözaltına alındım."
"Sırtıma basıldı, yüzüme gaz sıkıldı"
Ardından M.D savunmasını yaptı. M.D., "Eylem yapılamadı, çok fazla sayıda polis vardı. Gözaltına alınan arkadaşlarımızın yanına, hastaneye gitmek için taksi beklerken iki araç geldi ve polisler üzerimize geldiğinde durumu açıkladık, ayrılacağımızı söyledik. Araçtaki polisler, işkence uygulayarak gözaltı yaptı. Telefonlarımızı almak istediler, vermedik ve araçtan çıkarılıp yere yatırıldım, sırtıma basıldı ve yüzüme gaz sıkıldı" diye konuştu.
N.U., ise savunmasında "Okulda gözaltına alınan arkadaşlarımızın yanına, hastaneye gitmek için beklerken gözaltına alındık. Arkadaşlarımızın polis şiddetine maruz kaldığını gördük. Biber gazından etkilendiğimiz için gözaltı aracının kapısının açılmasını istememize rağmen açmadılar" ifadelerini kullandı.
"Gözaltı aracında havasız kaldım, 'Bırak nefessiz kalsın' dediler"
S. savunmasında, "Eyleme katılamadım. Alana geç geldiğim için kimse yoktu. Yemek yerken arkadaşlarımın gözaltına alındığını gördüm. Video çektim ve polisler bana bunu sildirdi. Ardından yurda geri döndüm. Ormanda bağıran ve kaçan insanlar gördüm. Merak ettiğim için dışarı çıktım. Bir arkadaşımla karşılaştım, muhabbet ederken yanımıza polis geldi. Polis renkli fularımı çıkarmamı istedi, çıkarmayınca beni tehdit ettiler ve gözaltına alındım. Aracın içinde 50 dakika havasız kaldım; 'Bırak nefessiz kalsın' dediler" dedi.
S.'nin avukatı, "Gökkuşağı renklerini taşıyan bir fular suç değildir. Polisin bunu alması suçtur" diyerek S.'nin beraatini talep etti.
Ardından yargılanan öğrencilerden N.'nin savunmasına geçildi. N., "Tüm kampüs ablukadaydı. Polis saldırısının olduğunu gördüm, yurda geçtim ve bir süre bekledim. Ardından kampüsten ayrılmak için beklerken polisler 'eylem şüphesiyle' yanımıza geldi ve gözaltına alındık. Arkadaşımın kafası tekmelendi. Beni de yere yatırıp tekmelediler, biber gazı sıktılar" dedi.
"Bilirkişi raporunda müdahaleyi polisin başlattığı ortada"
Sanıkların savunmalarından sonra avukatlar konuştu.
Avukat Abdullah İkbal Arslanbaş, şunları söyledi:
"Müvekkilim katılmadığı bir eylemden yargılanıyor. İddianamede kanuna aykırılık deniliyor, kanuna aykırı olan eylemin ne olduğu belli değil. Dağılın ihtarı yok, dağılmama söz konusu değil. Onur Yürüyüş rektörlük iznine bağlı değil. Polis müdahale ettiği için olay oluyor. Şiddeti uygulayan polis. İddianamede 'LGBT diye bir oluşum' ve 'izinsiz eylem' ifadesi geçiyor. Bunlar anlamsız ifadeler. Bilirkişi raporunda da fiziksel müdahaleyi polisin başlattığı ortada. Bütün sanıklar yönünden beraat istiyoruz."
"İşkence uygulayana dava yok!"
Avukat İlayda Doğa Karaman, "Kaçıncı ODTÜ Onur Yürüyüşü dosyası? Bunların hepsi beraatle sonuçlanıyor. Ankara İl Emniyet Müdürlüğü tarafından bir operasyon yürütülüyor. Eylem tam anlamıyla gerçekleşmemiş. Ortada tam anlamıyla bir eylem var mı sorusunu sormak gerekiyor. Eyleme katılmak isteyenlere müdahale edilmiş, işkence uygulanmış. İşkence uygulayana, şiddet uygulayana yönelik bir dava yok. Bu dosyalarda yargılanması gerekenler müvekkillerimiz değil. Polislerin şiddet uyguladığı bilirkişi raporunda ortada" diyerek yargılananların beraatini talep etti.
"LGBTİ+'lar düşman ceza hukukuyla karşı karşıya"
Ardından Avukat Çiğdem Kolot konuştu. Kolot, "Yargılananlar sadece toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullandılar; ifade özgürlüklerini kullanmak için ODTÜ'de bulundular. Bu dosya kapsamında LGBTİ+'lar düşman ceza hukukuyla karşı karşıya. Bilirkişi raporunda ve dosyaya kazandırılan görüntülerde yargılananların hukuka aykırı bir eylemde bulunmadığı açık. Soruşturma usule ve hukuka aykırı. Tamamen keyfi" dedi.
Duruşma, 1 Nisan’a ertelendi
Savcılık, savunması alınmayan sanıklar için gerekli işlemlerin yapılmasını talep etti. Mahkeme, duruşmayı 1 Nisan 2026 saat 13.30'a erteledi.
Ne olmuştu?
Yürüyüş günü öğrenciler polis şiddeti ile karşılaşmıştı. Polisler, öğrencilere kalkan, cop, plastik mermi ve biber gazıyla saldırmıştı. İlk etapta 6 öğrenci gözaltına alınırken, yürüyüş bittikten sonra kampüsten ayrılmak üzere taksi bekleyen 9 öğrenci daha gözaltına alınmıştı.
Toplam 17 öğrenci 11 saat gözaltında tutulmuş; sağlık muayenesi yapılan 12 öğrencinin vücutlarının çeşitli yerlerinde abrazyon, hiperemi ve çeşitli kızarıklıklar saptanmıştı. İki öğrenci polis şiddeti nedeniyle ileri tetkik için başka hastaneye sevk edilmişti.
Savcılık, gözaltına alınan öğrencilere 2 sene sonra dava açtı.
ÜniKuir’de yer alan habere göre; iddianamede "kütüphane giriş istikametine yürümek", "el ele tutuşmak" ve "diyaloğa kapalı tutum sergilemek" gibi eylemler suç sayıldı. İddianamede ayrıca öğrencilerin "kütüphane içerisinde ders çalışan öğrencilerin eğitim hayatını sabote ettiği" de öne sürüldü.
İddianameye göre; "Jin Jiyan Azadi", "Üniversiteler Bizimdir Bizim Kalacak", "Nefrete İnat Yaşasın Hayat" ve "Susma Haykır Lubunyalar Vardır" sloganları da “kanuna aykırı eylem” olarak gösterildi.
Dosyaya giren bilirkişi raporunda da öğrencilerin polis tarafından işkenceye uğradığı belgelendi.
Etiketler: insan hakları, medya, yaşam, nefret suçları, eğitim, kent hakkı, aile, dava, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
