18/12/2025 | Yazar: Kaos GL
Ankara’da 160’dan fazla kişinin katıldığı Yan Yana Forum’da yapılan panelde LGBTİ+’lara yönelik düşmanlığın dinamikleri ve tarihsel arka planı konuşuldu.
Ankara Mülkiyeliler Birliği’nde 189 sivil toplum örgütünü ve 160 kişiden fazla kişiyi bir araya getiren Yan Yana Forum, “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı ve LGBTİ+’lara Yansımaları” paneliyle devam etti.
Panelde “Hastalıktan İdeolojiye Homofobi” başlığıyla Selçuk Candansayar konuştu. Candansayar, konuşmasında “LGBTİ+’ları hedef alan tıbbi uygulamalar hiçbir zaman yaygınlaşamıyor” diyerek şunları söyledi:
“Bugünkü kurumsal psikiyatri eşcinselliği hastalık olarak görmez. Cinselliğin farklı formlarını da sapkınlık olarak görmez.”
“Onarım terapisi psikiyatri bilimi içinde marjinal bir unsur”
Candansayar, tek bir cinsellik formunun olmadığını vurgulayarak “Tek bir cinsellik yok” dedi; sözlerine şöyle devam etti:
“Cinselliğin denetim altına alınmasına ilişkin değişikliklerle ekonomi politik değişimleri bir arada düşünmek gerekiyor.”
Candansayar, Türkiye’de onarım terapilerinin psikiyatri içinde marjinal bir unsur olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Onarım terapisi psikiyatri içinde marjinal bir unsur. İktidarın onarım terapisine ilişkin çabaları da Türkiye’de işlemiyor. Türkiye’de onarım terapileri tarikatların eline düşmüş durumda. İdeolojik bir mücadeleden çok para kazanmak için yapıyorlar.”
“Şu an içinden geçtiğimiz dönem neo-faşist bir dönem”
Remzi Altunpolat, “Kuzey Afrika ve Ortadoğu Coğrafyasında Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” sunumunu yaptı. Altunpolat, “Bugün LGBTİ+ karşıtlığı sadece Türkiye’ye özgü değil” dedi ve şunları söyledi:
“Bunu kimi düşünürler yeni faşist enternasyonal olarak tanımlıyor. Şu an içinden geçtiğimiz dönem neo-faşist dönemdir ve bu küresel bir saldırı olarak karşımıza çıkar.”
Türkiye özelinde toplumsal cinsiyet karşıtlığının tarihsel kökenleri olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“İslamcı ideoloji ile yüzleşmeden LGBTİ+ konusunda yan yana durmak mümkün değildir. Ana akım İslamcı düşüncenin kendisi eşcinselliği bir çürüme olarak görmektedir. Bugün yürütülecek her mücadele ayrıca İslamcı düşünceye karşı yapılacak mücadeledir. LGBTİ+ hakları da bunun temel bileşenidir.”
Altunpolat, LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren ancak Meclis’e gelmeyen yargı paketi hakkında da konuştu. Altunpolat, “LGBTİ+ düşmanlığı, bir tür yasa kurucu şiddet biçimidir. Şu an bir başka rejim ihdas edilmeye çalışılıyor. Burada korunan aile mi, yoksa iktidar normlarının kendisi mi?” dedi.
“Toplumun farklı kesimleriyle daha çok diyaloğa girmemiz gerekiyor”
Panelde, Berfu Şeker “Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığının Uluslararası Alanda Yansımaları” sunumunu yaptı. Şeker, toplumsal cinsiyet karşıtlığının bir sömürü düzeni olduğuna dikkat çekerek “Toplumsal cinsiyet anaakımlaştı ve toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri tetikleyen olay, bu kavramın BM sistemine girmiş olması oldu. 2008’deki dünya ekonomi krizi de bir milat. Bu krizde ilk bırakılan sosyal devlet anlayışı oldu” dedi.
Şeker, toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin kendilerini “halkçı” olarak sunduğunu belirtti:
“Biz bir alanda kapalı kaldık. Artık bu alanın açılması gerekiyor. Dolayısıyla toplumun farklı kesimleriyle daha çok diyaloğa girmemiz gerekiyor.”
Panel dinleyicilerin sorularıyla ve cevaplarla devam etti.
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset, cisgender, heteroseksizm, trans, ikili cinsiyet sistemi, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, yargı paketi
