09/11/2025 | Yazar: Oğulcan Özgenç

“Ortak Mücadele, Hep Birlikte” Kampanyası kapsamında "Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığına Karşı Ortak Mücadele" temasıyla düzenlenen panelde Remzi Altunpolat ve Yıldız Tar konuştu.

Toplumsal cinsiyet karşıtlığına karşı ortak panel: "LGBTİ+'lar, devletin gücünü artırması için bir 'laboratuvar' işlevi görüyor" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL, KİH ve 17 Mayıs dernekleri, Müslüman Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu’nun (CSBR) her yıl 9 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği “Ortak Mücadele, Hep Birlikte” (ODOS) Kampanyası kapsamında panel düzenledi.

"Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığına Karşı Ortak Mücadele" temasıyla düzenlenen panel iki oturumda çevrimiçi olarak yapıldı. Paneli yaklaşık 100 kişi takip etti.

İlk oturumda Defne Güzel moderatörlüğünde Remzi Altunpolat ve Yıldız Tar konuştu.

“Türkiye’den Perspektifler” başlıklı ilk oturumda LGBTİ+ aktivisti ve bağımsız araştırmacı Remzi Altunpolat, “Kuzey Afrika ve Ortadoğu Coğrafyasında Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı” konuşmasını yaptı.

Altunpolat, toplumsal cinsiyet karşıtlığını İslamcılık ve Neo-faşizm bağlamında ele aldı.  Faşizmin yeniden gündeme geldiğini vurgulayan Altunpolat, Türkiye’de toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin ve Neo-faşizmin İslamcılıkla bir tür rezonansa girdiğini belirtti:

“İslam dünyasında iki ana aks varlığını hissettiriyor. 1960’larda, 70’lerde İslamcılık yeniden yükselişe geçti. Bunlar sadece bir siyasi proje olarak ortaya gelmedi. Aynı zamanda aileyi ve bedenleri de düzenleyecek bir proje olarak ortaya çıktı.”

“LGBTİ+ hareketi dolayımıyla verilecek mücadele, demokrasinin kendisini yeniden kurma mücadelesidir”

Faşizm ve Siyasal İslamcılık arasındaki “mitik geçmiş” ve “kişi kültü” gibi kesişimleri aktaran Altunpolat, “Siyasal islamın Neo-faşizmle eklemlenmesi bunlarla mümkün oluyor. Küresel faşizm çeşitli düzeyde birbirinden öğreniyor. Bu nedenle bugün mücadelenin kendisi sadece LGBTİ+ haklarının daraltılması değil, demokratik siyaset alanının daraltılmasıdır. LGBTİ+ hareketi dolayımıyla verilecek mücadele, demokrasinin kendisini yeniden kurma mücadelesidir” dedi.

“LGBTİ+ hareketine yönelik saldırılar, bir toplumsal cinsiyet rejimi kurulması meselesidir”

“Aileyi koruma” söyleminin “basit” söylemler olmadığına dikkat çeken Altunpolat, “Bu söylemler ile devletin birey üzerindeki denetimi sağlanır. Bedenler de bu söylemlerle ideolojik olarak biçimlendirilir. LGBTİ+’ların bedenleri ise toplumsal bedenin dışına atılması gereken unsurlar olarak görülür” ifadelerini kullandı.  

LGBTİ+ karşıtı hareketlerin kültürel hegemonya için bir araç haline geldiğini vurgulayan Altunpolat, ailenin uzun vadeli toplum tahayyüllerinde bir başlangıç noktası olduğunu belirtti.  Altunpolat, “LGBTİ+ hareketine yönelik saldırılar, bir toplumsal cinsiyet rejimi kurulması meselesidir” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerde karşımızda üç tane şey var: kadınlar için fıtrat söylemi, LGBTİ+’ların şeytanileştirilmesi, anti-emperyalist söylemin istismar edilmesi.”

“Toplumsal cinsiyet karşıtlığı finansal bir ekosisteme dönüştü”

Altunpolat’ın ardından KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni, gazeteci Yıldız Tar “LGBTİ+ Düşmanlığının Ekonomi Politiği” sunumunu yaptı.

Yeni tür bir faşizmin öncül döneminden geçildiğini belirten Tar, “Toplumsal cinsiyet karşıtlığı son 10 yılda daha küresel ve kurumsal bir konu haline geldi ve hatta finansal bir ekosisteme dönüştü. Toplumsal cinsiyet karşıtı aktörler, fonlar hibeler ve yayıncılık faaliyetleri ile ilerleyen bir piyasa inşa ediyor” dedi.

Tar, toplumsal cinsiyet karşıtlığının kendi piyasasını yarattığını belirterek şunları söyledi:

Kamusal hizmetlerin ticarileştirilmesi ve sosyal devletin geri çekilmesi, bakım yükünü yeniden aileye ve aile içinde kadınların sırtına yüklüyor. Bu yük “aileye dönüş” çağrısı ve yeni bir hizmet piyasası aracılığıyla yönetiliyor. Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketler küresel bir ağ inşa etti. Toplumsal cinsiyet karşıtlığı küresel bir harekete dönüştü bile. Rusya, Çin ve ABD’nin fonları; yerkürenin dört bir yanında toplumsal cinsiyet karşıtlığı üzerinden yeni işbirlikleri yaratıyor. Bu işbirlikleri hem ideolojik içerik transferi sağlıyor hem de fon akışını hızlandırıyor.”

“Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri ekonomi politik bir biçimde ele almalıyız”

Türkiye açısından toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlere aktarılan fonlar konusunda net bir veri olmadığını belirten Tar, “Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri ekonomi politik bir biçimde ele almalıyız” diyerek LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi’ni değerlendirdi:

Tar, paketin sadece teknik bir düzenleme olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı:

“Karşımızda duran 11. Yargı Paketi taslağı, yalnızca teknik bir hukuki düzenleme değil, aynı zamanda toplumsal bir mühendislik planının ve derin bir meşruiyet krizinin de ilanı. Bu paketin en kaygı verici iki ayağı, çocuklara yönelik ceza artırımı ve LGBTİ+’ları doğrudan hedef alarak hapse atma planı, birbirinden bağımsız, rastlantısal adımlar değil. Bu iki cepheli saldırı, kapitalizmin ve patriyarkanın tarihteki kriz anlarında başvurduğu temel kontrol mekanizmalarının güncel bir yansıması.”

“Lubunyalar ve çocuklar, devletin gücünü artırması için bir "laboratuvar" işlevi görüyor”

Tar, yargı paketinde çocukların ve LGBTİ+’ların aynı anda hedef alınmasının tesadüf olmadığını vurgulayarak “Şu anda lubunyalar ve çocuklar, devletin gücünü artırması için bir "laboratuvar" işlevi görüyor. Bu laboratuvarda denenen ve başarılı olan kontrol mekanizmaları, yarın toplumun geri kalanını hizaya sokmak için kullanılacak. Bu bir "korku pedagojisi"dir” dedi.

“Patriyarka kapitalizmi desteğe çağırıyor”

LGBTİ+’ların “insan dışı” ilan edilmek istendiğini vurgulayan Tar, “Bu başarıldığı an, başka herhangi bir grubu "insan dışı" ilan edebilme gücünü de elde etmiş olacaklar” diyerek tüm bunların arkasında yatanın “heteropatriyarka ile kapitalizm arasında yeni bir sözleşme ihtiyacı” olduğunu belirtti:

“Özellikle toplumsal cinsiyet alanında kadınların ve LGBTİ+’ların mücadelesi, patriyarkanın eski sözleşmesini ciddi şekilde aşındırdı. Şimdi patriyarka, bu aşınmayı durdurmak ve kazanımları geri almak için kapitalizmi desteğe çağırıyor.”


Etiketler: insan hakları, kadın, din/inanç, siyaset, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, yargı paketi
İstihdam