09/11/2025 | Yazar: Oğulcan Özgenç

"Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığına Karşı Ortak Mücadele" temasıyla düzenlenen panelin ikinci oturumunda Maria Luisa Peralta ve Islam Al Khatib konuştu.

Toplumsal cinsiyet karşıtlığı panelinde uluslararası deneyimler konuşuldu: “Şirketler ve devletler, işbirliği içinde kuir ve feminist hareketleri bastırmaya çalışıyor” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Kaos GL, KİH ve 17 Mayıs dernekleri, Müslüman Toplumlarda Cinsel ve Bedensel Haklar Koalisyonu’nun (CSBR) her yıl 9 Kasım tarihinde gerçekleştirdiği “Ortak Mücadele, Hep Birlikte” (ODOS) Kampanyası kapsamında panel düzenledi.

"Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığına Karşı Ortak Mücadele" temasıyla düzenlenen panel iki oturumda çevrimiçi olarak yapıldı. Paneli yaklaşık 100 kişi takip etti.

İkinci oturumda Berfu Şeker moderatörlüğünde Akahata'dan Maria Luisa Peralta ve Noor'dan Islam Al Khatib konuştu.

“Uluslararası Perspektifler” başlıklı ilk oturumda lezbiyen aktivist Maria Luisa Peralta, "Arjantin’de Toplumsal Cinsiyet Karşıtlığı: Feminist ve LGBTİ+ Aktivizmine Etkileri ve Deneyimleri" başlıklı sunumunu yaptı.

Peralta, tarihsel olarak Arjantin’de aile düşüncesinde LGBTİ+ ailelerin yadırganmadığını belirtti; Evangelist grupların buna karşı çıkmaya çalıştığını ancak yapamadığını ifade etti.

Arjantin’de hükümetteki aşırı sağın demokratik teminatlara karşı olduğunu ifade eden Peralta, şunları söyledi:

“Biz burada birçok savaş kazandık. Kürtajdan çok önce evlilikte eşitlik hakkını kazandık. Bunun nedeni de ailenin Latin Amerika’da çok önemli olması. Bu nedenle evlilikte eşitlik hakkında büyük bir destek vardı. LGBTİ+ aileler çok büyük bir destek alıyordu. Cinsellik ve toplumsal cinsiyetle ilgili çok fazla kazanımımız vardı. Bu kazanımların büyük kısmı aşırı sağ söylem tarafından karalanmaya çalışılıyor. Bu yolla oy kazanmaya çalışıyorlar.”

“Arjantin hükümeti, Trump yönetimi ile birlikte hareket ediyor”

“Aşırı sağ hükümetler geldikten sonra kanunlara değil ama kurumlara saldırılar başladı” diyen Peralta, “Pek çok bakanlık kapatıldı. Bunların başında Kadın, Çeşitlilik ve toplumsal Cinsiyet Bakanlığı geliyor” ifadelerini kullandı.

Arjantin hükümetinin, Trump yönetimi ile birlikte hareket etmeye başladığını belirten Peralta, “Aşı programları kapatıldı. Bunu sosyal devlete genel bir saldırı olarak değerlendirmek lazım. Hükümet giderek değişiyor, otoriter bir dönüşüm söz konusu. Orduyu ve polisi kullanıyor. Milei, orduyu muhalif belediyelerin görevde olduğu şehirlere gönderdi” diye konuştu.

“Onur yürüyüşlerini bastırmaya çalışmıyorlar çünkü para kazanıyorlar”

Milei hükümetinin aile söylemi etrafında LGBTİ+’ları hedef aldığını belirten Peralta, “Onur yürüyüşlerini bastırmaya çalışmıyorlar çünkü para kazanıyorlar” dedi.  

LGBTİ+’lara yönelik şiddettin diğer yurttaşlardan geldiğine dikkat çeken Peralta, “Polis şiddeti olduğunda bunları belgeleyebilirsiniz. LGBTİ+’lara sokaklarda, evlerinde saldırıldığında müdahale edemiyorsunuz” ifadelerini kullandı.

“Kendimizi çok gerici bir noktada bulduk”

Toplumsal cinsiyet karşıtı söylemlerin ekonomik durumdan etkilendiğini belirten Peralta, mevcut hükümetin uluslararası düzeyde “toplumsal cinsiyet” kavramının geçtiği her şeye itiraz ettiğini belirtti.

Arjantin’in daha önce toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda Latin Amerika’daki öncü ülkelerden olduğunu ifade eden Peralta, “Şu an kendimizi çok gerici bir noktada bulduk” değerlendirmesini yaptı.

“Aşırı sağcı aktörler dezenformasyonu kullanıyor”

Peralta’nın ardından Islam Al Khatib "Nefretin Kökenleri ve Toplumsal Cinsiyet İlişkisi: Güney ve Güney Doğu Asya Deneyimleri" sunumunu yaptı.

Khatib, “Yeni dünya düzeni paracı, soykırımcı, faşist sistemler tarafından yönetiliyor” diyerek şunları söyledi:

“Toplumsal cinsiyet karşıtı aktörler kendilerini ‘arındırıcı’ hareketler olarak kurguluyor.  Bu aktörler yeni sömürgecilik formlarını da kullanıyorlar. Bu anlamda yapısal nedenlerden ve ortak unsurlardan bahsetmek gerekiyor. Özellikle etno-milliyetçi hareketler var. Teokratik ve kökten dinci hareketler yükseliyor.”

Toplumsal cinsiyet karşıtı hareketlerin bir “vahşet propagandası” yürüttüğünü belirten Khatib, “Aşırı sağcı aktörler dezenformasyonu kullanıyor. “Diğerlerinin yarattığı vahşet” propagandasını yapıyorlar. Bu kapsamda çok şiddetli bir transfobik anlatı görüyoruz. Bu bir hınç hareketini mobilize ediyor” dedi.

“İnsan haklarına dair çalışmalar tehdit olarak sunuluyor”

Şirketlerin ve devletlerin işbirliği içinde kadın ve LGBTİ+ hareketini bastırmaya çalıştığını belirterek, “Şirketler ve devletler, işbirliği içinde kuir hareketi ve feminist hareketi bastırmaya çalışıyor. İnsan haklarına dair çalışmalar toplumun ahlaki dokusuna tehdit olarak sunmaya çalışıyorlar.  Bazı örgütler, kuir örgütlere dair saldırı listeleri hazırlıyor. Hareketlerimiz fona ulaşamıyor, yabancı ajan kanunu hepimiz karşısında bir tehdit. Anti-feminist kanunlar her yerde” diye konuştu.

“Siyasi ittifakları engellemeye çalışıyorlar”

“Ailenin korunması, çocukların korunması, ulusun korunması, mülteci tehdidi ortak anlatılar” diyen Khatib, şu ifadeleri kullandı:

“Bütün bölgelerde yeni milliyetçi anlatılar var. Anlatıların ve aktörlerin pek çoğu aynı. Bunun dışında görece yeni bir konu var: Artık, Batı’dan aşırı sağ grupların anlatılarını sadece ithal etmiyoruz, kendi bölgelerimiz bunu ihraç etmeye başladı. Bölgedeki ülkeler anlatılar konusundaki eğilimleri belirliyor. Siyasi ittifakları engellemeye çalışıyorlar. Bizim hareketlerimiz elbette mücadeleye devam edecek.”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, sağlık, siyaset, dünyadan, sağlık hakkı, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam