28/10/2025 | Yazar: Kaos GL

11. Yargı Paketi tasarısına karşı yayınlanan dosyada, KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, Avukat Mahmut Şeren ve Atilla Dirim’in yazıları da yer alıyor.

Marksist.org’un “11. Yargı Paketi Çöpe, Çözüm Birleşik Mücadelede” başlıklı dosyası yayınlandı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Marksist.org’un, 11. Yargı Paketi tasarısına karşı Sosyalist İşçi gazetesinin 765. sayısında yayınlanan yazılardan oluşan dosyası, “11. Yargı Paketi Çöpe, Çözüm Birleşik Mücadelede” başlığıyla yayınlandı.

Dosyada, KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar, Avukat Mahmut Şeren ve Atilla Dirim’in yazıları da yer alıyor.

Yıldız Tar’ın “Bütün Demokratik Kamuoyu Harekete Geçmeli” başlıklı yazısından satır başları şöyle:

“Bu taslak neyi öngörüyor? Müstehcenlik maddesine bir ek yaparak, biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışta bulunan kişilerle, bunu alenen özendiren ve teşvik eden kişilerin de bir yıldan 3 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını öngörüyor. Bu, LGBTİ+’lar için doğrudan hapis cezası anlamına geliyor ve bu haliyle Rusya’daki LGBTİ+ yasağından daha da ağır bir durumla karşı karşıyayız.

Karşılaştırmak gerekirse Irak’taki gibi doğrudan LGBTİ+ olmayı suç haline getiren bir taslak bu. Eğer ki geçerse, çünkü biyolojik cinsiyete aykırı tutum dedikleri çok belirsiz bir madde ama bunun LGBTİ+’ları işaret ettiği tamamıyla ortada. Yine genel ahlak açısından da bu madde geniş yorumlandığında kısa saçlı bir kadının biyolojik cinsiyetine aykırı davrandığı sonucu da çıkarabilir. Uzun saçlı bir erkeğin biyolojik cinsiyetine aykırı davrandığı sonucu da çıkarabilir. Hatta ve hatta bir kadının pantolon giymesini de biyolojik cinsiyete aykırı tutum olarak görebilirler. Yani ana hedef LGBTİ+’lar ama bunun üzerinden sadece LGBTİ+’larla değil bütün bir toplumu dizayn etmeye çalışan baskıcı bir zorbalık tasarısıyla karşı karşıyayız.”

“Bu taslak, translara yönelik bir savaş yürütüldüğünü bir kez daha ilan ediyor”

Mahmut Şeren’in kaleme aldığı “Bu Yasa Meclis Gündemine Gelmemeli” başlıklı yazısından satır başları ise şöyle:

“11. Yargı Paketi taslağı, çocuk hakları ve ifade özgürlüğü bakımından da önemli sorunlar içermekle birlikte LGBTİ+ haklarına karşı yürütülen politikaların en kapsamlı ve tehlikeli adımı olarak karşımıza çıktı. Taslakta yer alan ‘doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlarda bulunan’ ifadesiyle doğrudan LGBTİ+’ların varoluşunu ve görünürlüğünü kriminalize ediyor. Aynı zamanda ‘bu tutum ve davranışları teşvik eden, öven veya özendiren’ ifadeleriyle insan haklarını savunuculuğunu ve her türlü dayanışma örneğini potansiyel olarak suç kapsamına alıyor. Ayrıca translara yönelik daha geniş bir savaş yürütüldüğünü bir kez daha ilan ediyor bu taslak. Zaten uluslararası insan hakları standartlarının gerisinde olan cinsiyet uyum sürecinde asgari yaş sınırını 18’den 25’e çıkarıyor, bürokratik engelleri artırarak süreci fiilen imkânsız hale getiriyor. Bunların insan haklarına, tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelere ve Anayasa’ya aykırı olduğunu söylemeye gerek bile yok. Bu taslağı hazırlayanlar da bunu gayet iyi biliyor zaten.”

“Tasarı, 10. Yargı Paketi’nde görülen maddelerin ağırlaştırılmış hali”

Atilla Dirim’in “LGBTİ+’lar ‘Medeni Ölüme’ Mahkûm Edilmek İsteniyor” başlıklı yazısının bir kısmı şöyle:

“Bir süre önce basına sızan 11. Yargı Paketi’nde LGBTİ+’larla ilgili maddeler de var. Bu maddeler aslında bir süre önce 10. Yargı Paketi’nde görülen maddelerin daha ağırlaştırılmış hali. Bunlar yasalaşacak olursa LGBTİ+’lar sadece varoluşları nedeniyle ve ‘biyolojik cinsiyetine’ uygun davranmadığı öngörülen herkes de hapisle cezalandırılacak.

Taslağın bir kısmı translarla ilgili. Mevcut yasada 18 olan uyum sürecine girme yaşı 25’e çıkartılıyor ve devletin belirlediği hastanelerde en az üçer ay arayla dört defa rapor alma zorunluluğu getiriliyor ki, bu pratik olarak cinsiyet uyum sürecine girilememesi anlamına geliyor. Ayrıca izin alınmadan cinsiyet ‘değiştirme’ ile ilgili ‘tıbbi müdahalelerde’ bulunan sağlıkçıların da hapisle cezalandırılması söz konusu. Bu ‘tıbbi müdahalelerin’ ne olduğu da belirsiz; translara verilen psikolojik destek bile bu kapsama alınabilir. ‘Cinsiyet değiştirme’ ile ilgili bir istisna var, o da intersekslere yapılan ameliyatlar. Biyolojik olarak farklı bir şekilde dünyaya gelen intersekslere öznenin rızası olmadan çok küçük yaşlarda yapılan ve onarılması mümkün olmayan zararlara yol açan ameliyatların yapılmaya devam edilebilmesi için, böyle bir istisna konulmuş.”

Dosyaya ulaşmak için tıklayın.  


Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, yaşam, trans, lgbti, interseks, yargı paketi
İstihdam