24/12/2025 | Yazar: Kaos GL

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, TEM tarafından gözaltına alınan trans aktiviste yönelik kötü muameleyi Meclis gündemine taşıdı.

Kezban Konukçu’dan İçişleri Bakanlığı'na: TEM’in LGBTİ+’lara yönelik fişleme uygulamaları hakkında bilginiz var mı? Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, 16 Aralık’ta TEM tarafından gözaltına alınan trans aktivist Ilgaz’ın uğradığı kötü muameleyi Meclis gündemine taşıdı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya yanıtlaması üzere soru önergesi sunan Konukçu, soru önergesinde gözaltı sürecinde yaşananlara da dikkat çekerek, trans aktivist Ilgaz’ın gözaltı sırasında çok yönlü, sistematik ve hukuksuz uygulamalara maruz kaldığını hatırlattı. Hukuk devletinde operasyonların delilden sanığa ulaşma ilkesiyle yürütülmesi gerekirken, bu olayda şahsilik ilkesinin ihlal edilerek paylaşımlı bir evin tamamının arandığını ve delil toplandığını belirten Konukçu; Ilgaz’ın kıyafet değiştirmek için odasına girdiği sırada bir polis tarafından tamamen soyunmaya zorlandığını, TEM Şube’de avukat olmaksızın ve “mülakat” adı altında meşrulaştırılmaya çalışılan, kayıt dışı üç ayrı sorgulama yapıldığını aktardı.

Tıklayın-"Aile", TEM korumasında: Gözaltındaki trans aktiviste aile ile ilgili görüşleri ve LGBTİ+ dernekleri soruldu

“Fiili fişleme ve sindirme pratiği uygulanıyor”

Bu sorgulamalarda Ilgaz’a diğer gözaltına alınan kişiler hakkında sorular yöneltildiğini, LGBTİ+ dernekleri, dayanışmaları ve oluşumlarına ilişkin ayrıntılı bilgi talep edildiğini ifade eden Konukçu; maddi kaynaklar ve çalışanlara dair sorular sorulduğunu, LGBTİ+’lara ilişkin gelişmelerin bildirilmesinin istenerek ajanlık dayatıldığını ve polislerin bu hukuk dışı sorgulamaların gizli kalmasını talep ettiğini kaydetti. Konukçu, söz konusu uygulamaların kolluk görevlilerinin görev sınırlarını aştığını ve suç teşkil eden fiiller işlendiğini gösterdiğini; gözaltı sürecinde dernekler, dayanışmalar ve kişiler hakkında detaylı sorular yöneltilmesi ile üstü kapalı ajanlık dayatılmasının, emniyetin LGBTİ+’lara yönelik fiili fişleme ve sindirme pratiğini ortaya koyduğunu vurguladı.

Konukçu, cezaevlerindeki ihlallere de dikkat çekti

Konukçu, trans mahpuslara yönelik hak ihlallerini de hatırlattı. Burdur Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde mahpus İshak Dayan’ın gardiyanlar tarafından darp edildiğini ve “Türk’ün gücünü göreceksin” şeklindeki ırkçı tehditlere maruz kaldığını anımsatan Konukçu, Sincan Cezaevi’nde trans mahpus Poyraz’ın şüpheli ölümüne de dikkat çekti. Konukçu, bu vakaların hapishanelerdeki şiddet sarmalının bir parçası olduğunu belirterek, kamu görevlilerinin cezasızlık zırhına güvenerek ırkçı ve ayrımcı nefret söylemlerini bir şiddet aracına dönüştürdüğünü vurguladı.

“TEM’in fişleme ve baskı pratiklerinden bakanlık haberdar mı?”

Konukçu, 16 Aralık’ta Ankara’da biri trans olmak üzere üç kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyonun hukuki dayanağını, gözaltı gerekçelerindeki çelişkileri ve LGBTİ+ aktivistlerin “müstehcenlik” gibi iddialarla hedef alınmasıyla bu operasyon arasında kurumsal bir süreklilik olup olmadığını sordu. Paylaşımlı evlerde yapılan aramalarda şahsilik ilkesinin ihlal edilmesi, çıplak arama ve işkence iddiaları, avukatsız ve tutanak tutulmaksızın gerçekleştirilen “mülakat”lar, bu görüşmelerde aile yapısı, dernekler, mali kaynaklar ve üstü kapalı ajanlık dayatmalarına ilişkin sorular yöneltilmesi gibi uygulamaların hangi talimatlara dayandığını gündeme getiren Konukçu; TEM Şube’nin fişleme ve baskı pratiklerinden Bakanlığın haberdar olup olmadığını, bu iddialara dair idari ya da adli soruşturma yürütülüp yürütülmediğini de sordu.

Konukçu ayrıca, Yargı Paketi’nden çıkarılan düzenlemelerin sahada fiili bir politika olarak uygulanıp uygulanmadığını, kolluk ve infaz kurumlarındaki kötü muamele iddialarına ilişkin denetim ve disiplin mekanizmalarının ne ölçüde işlediğini, cezasızlığın nasıl sona erdirileceğini, son yıllarda LGBTİ+’lara yönelik hak ihlalleri nedeniyle kaç emniyet personeli hakkında işlem yapıldığını ve ayrımcı kolluk uygulamalarını önlemek amacıyla emniyet personeline yönelik zorunlu insan hakları ve ayrımcılık karşıtı eğitim ve denetim mekanizmalarının bulunup bulunmadığını Meclis gündemine taşıdı.

Soruların tamamı şöyle:

  • 16 Aralık tarihinde Ankara’da biri trans olmak üzere üç kişinin gözaltına alınmasına ilişkin operasyonun hukuki dayanağı nedir? Gözaltı gerekçesinin kolluk tarafından farklı mercilere farklı şekillerde aktarılmasının sebebi nedir?
  • LGBTİ+ aktivistlerin “müstehcenlik” gibi gerekçelerle soruşturma ve kovuşturmalara maruz bırakılması ile 16 Aralık tarihinde gerçekleştirilen gözaltı operasyonu arasında kurumsal bir süreklilik mi bulunmaktadır?
  • İHD’nin "Onur Nöbetleri" ve basın açıklamalarında dikkat çektiği üzere; LGBTİ+ aktivistlerine yönelik ev baskınlarında "şahsilik" ilkesinin gözetilmemesi ve tüm ev halkının mahremiyetinin ihlal edilmesi bir talimat sonucu mu gerçekleşmektedir?
  • Söz konusu gözaltı işleminde, paylaşımlı bir evde şahsilik ilkesinin ihlal edilerek tüm evin aranmasına ve kişisel alanların gözetilmemesine kimler tarafından karar verilmiştir?
  • Çıplak aramanın bir işkence yöntemi olduğu gerçeği karşısında İHD Ankara Şubesi tarafından paylaşılan veriler ışığında; trans aktivist Ilgaz’a yönelik uygulanan çıplak arama ve işkence iddiaları hakkında Bakanlığınızca idari bir tahkikat bulunmakta mıdır?  Bulunmakta ise trans aktivist Ilgaz’ın odasına zorla girerek çıplak aramaya maruz bırakan personel hakkında bir soruşturma başlatılmış mıdır?
  • TEM Şube Müdürlüğü’nün LGBTİ+ aktivistlere yönelik fişleme, baskı ve hukuksuz mülakat uygulamaları hakkında Bakanlığınızın bilgisi var mıdır? Bu uygulamalara dair yürütülen bir inceleme veya denetim süreci bulunmakta mıdır?
  • Gözaltı sürecinde avukat hazır bulunmaksızın gerçekleştirilen ve “mülakat” olarak adlandırılan görüşmelerin hukuki dayanağı nedir? Bu görüşmeler neden tutanak altına alınmamıştır? Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde, LGBTİ+’lara yönelik özel bir sorgulama prosedürü veya "mülakat" talimatı mı bulunmaktadır?
  • Avukatsız gerçekleştirilen mülakatlarda sorulan "aile yapısı" ve "LGBTİ+ derneklerinin mali kaynakları" gibi soruların, 3 yıl önceki bir soruşturma dosyasıyla illiyeti nedir?
  • İHD Ankara Şubesi’nin gözaltı esnasında LGBTİ+ dernekleri, dayanışmaları ve oluşumları hakkında ayrıntılı sorular sorulması; maddi kaynakların ve çalışanların sorgulanması, üstü kapalı biçimde ajanlık dayatıldığına yönelik açıklamaları hakkında Bakanlığınızca herhangi bir idari ya da adli soruşturma başlatılmış mıdır?
  • Yargı Paketi'nden kamuoyu tepkisi üzerine çıkarılan baskıcı maddelerin, emniyet birimleri tarafından "fiili bir politika" olarak sahada uygulanması Bakanlığınızın bilgisi dahilinde midir?
  • Kolluk görevlilerinin kötü muamele ve hak ihlalleri ile ilgili olarak uygulanan denetim ve disiplin mekanizmaları nelerdir ve ne ölçüde etkin çalışmaktadır?
  • Kolluk ve infaz kurumlarındaki şiddet iddialarının etkin biçimde soruşturulmaması, LGBTİ+ aktivistlere yönelik kötü muamelenin kalıcı ve kurumsal hâle gelmesine yol açmaktadır. Bakanlığınız, bu cezasızlık politikasını sona erdirmek için hangi önlemleri almayı planlamaktadır?
  • Son 5 yıl içerisinde, LGBTİ+’lara yönelik kötü muamele ve işkence iddiasıyla kaç emniyet personeli hakkında idari veya adli işlem yapılmıştır?
  • Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmeleri kapsamında, kolluk görevlilerinin karıştığı kötü muamele ve hak ihlallerine ilişkin etkili ve bağımsız soruşturmaların yürütülmesini sağlamak amacıyla Bakanlığınız tarafından uygulanan denetim ve disiplin mekanizmaları nelerdir?
  • LGBTİ+’lara yönelik ayrımcı kolluk uygulamalarının önlenmesi amacıyla, emniyet personeline yönelik ayrımcılık karşıtı, insan hakları ve nefret suçları odaklı zorunlu bir eğitim ve denetim mekanizması mevcut mudur?

Etiketler: insan hakları, nefret suçları, aile, siyaset, heteroseksizm, trans, ikili cinsiyet sistemi, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, cezaevi
GDTM