23/10/2025 | Yazar: Kaos GL

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, yargı paketine ilişkin açıklama yayınladı; düzenlemelerin meclise gelmemesi için dayanışma çağrısı yaptı.

KCDP’den 11. Yargı Paketi’ne tepki: "Kadınların ve LGBTİ+ların eşit ve özgür yaşamı için mücadeleye devam edeceğiz" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi’ne ilişkin açıklama yayınlandı. Platform, açıklamasında “Bizler, bu yargı paketi taslağının her satırını, her kelimesini, kadınların ve LGBTIQ+ ların varoluşları ve yaşam hakları açısından okuyoruz. Hiçbir kimlik, hiçbir beden, hiçbir yaşam biçimi suç değildir” dedi.

Platform, açıklamasında kadınların ve LGBTİ+’ların bedenlerine müdahale edildiğini vurgulayarak şu ifadeleri kullandı:

“2025 yılının “Aile Yılı” ilan edilmesinden bu yana, kadınların ve LGBTİQ+’ların yaşamına doğrudan müdahale eden birçok düzenleme yapılmaya çalışıldı. Kadınların nasıl doğum yapacağı yönetmeliklerle belirlenmeye çalışıldı, “toplumsal cinsiyet” kavramının kullanımı yasaklandı. Her “aile yılı” dendiğinde, iktidar kadınları ve LGBTİQ+’ları kamusal alandan biraz daha dışladı. Ayrımcı söylemler arttıkça, şiddet de arttı. Şimdi ise aynı anlayışın yeni bir adımı karşımızda: 11. Yargı Paketi. “Torba yasa” adı altında sunulan bu kanunlar, birbirinden farklı konularda birçok düzenleme içeriyor. Bu düzenlemeler, eşitliği sağlamaya ve yaşam hakkını korumaya yönelik olması gerekirken, yasalar yoluyla bir baskı aracı yaratılmaya çalışılıyor. Kadınların, LGBTİQ+’ların ve çocukların yaşamını koruması gereken yasalar, artık onları baskı altına almanın aracına dönüşüyor. Kanunların dili her değiştiğinde, kadınların ve LGBTİQ+’ların yaşam hakkı, özgürlüğü ve var olma alanı biraz daha daralıyor; hayatlarına, bedenlerine ve kimliklerine müdahale artıyor.”

“Toplumu ahlak bahanesiyle tektipleştirmek isteyen bir zihniyetin ürünü”

Söz konusu düzenlemelerin LGBTİ+’ların varoluşu suç kapsamına sokmaya çalıştığına dikkat çeken açıklamada şunlar söylendi:

“11. Yargı Paketi’nin taslağına göre: “Hayasızca hareketler” başlıklı madde gereğince “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlar” ve bunların özendirilmesi bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılacakmış. Bu tarz ucu açık ve muğlak kavramların, siyasi iktidarın “ahlak” anlayışına göre altı doldurularak LGBTIQ+’ların varoluşu suç kapsamına sokulmaya çalışılmaktadır. İlgili tasarı yasalaşırsa, kadınların giydiği kıyafet, LGBTİ+’ların kimliklerini açıkça ifade etmesi, bir konser sahnesindeki performans ya da bir onur yürüyüşü gibi en temel ifade biçimleri dahi suç kapsamına girebilecek. Yani sadece LGBTİQ+lar değil, tüm toplum iktidarın tek tipleştirme projesinin hedefi haline gelecek. İktidarın kendi cinsiyet ve ahlak anlayışına uymayan herkes, yalnızca kimliğini ya da yaşam biçimini görünür kıldığı için hapis cezasıyla karşı karşıya kalacak. İlgili maddenin gerekçesinde söz konusu düzenlemenin amacının “fiziki ve ruhsal açıdan sağlıklı bireylerin ve nesillerin yetiştirilmesi ile aile kurumunun ve toplum yapısının korunması” olduğu ifade ediliyor. Aile kurumunu düşündüğünüz kadar bu ailelerdeki yenidoğan bebeklerin çeteler eliyle öldürülmesini düşünmediniz; ailelerin açlık sınırının altında hayatta kalmaya çalışmasıyla ilgilenmediniz; okula bir öğün beslenme götüremeyen çocukları gündeminize almadınız; o ailelerde öldürülen kadınları gündeminize almadınız. Çünkü biz biliyoruz ki bu düzenlemeler toplumu “ahlak” bahanesiyle yeniden tektipleştirmek isteyen bir zihniyetin ürünü.”

“Mücadeleye devam edeceğiz”

Platform, düzenlemelerin cinsiyet uyum sürecini zorlaştırdığını da vurguladı; taslağın meclise gelmemesi için çağrı yaptı:

“Yine bu taslak yasalaşırsa, cinsiyet uyum süreçleri keyfi sınırlamalara tabi tutulacak. Cinsiyet değiştirme yaşı 18’den 25’e yükseltilecek, daha önce AYM kararıyla kanun maddesinden çıkarılan “üreme yeteneğinden sürekli biçimde yoksun olma” şartı yeniden getirilecek. Mevcut yasaları, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u, koruma kararlarını uygulamayanlar, AYM kararını da yok sayıyor; LGBTIQ+’lar için tüm süreçler bir nevi eziyet haline getirilmeye çalışılıyor. Bizler, bu yargı paketi taslağının her satırını, her kelimesini, kadınların ve LGBTIQ+ ların varoluşları ve yaşam hakları açısından okuyoruz. Hiçbir kimlik, hiçbir beden, hiçbir yaşam biçimi suç değildir. Keyfi ve muğlak kavramlarla, torba yasa içinde eritilmeye çalışılan ahlakçı zihniyetle, kimsenin varoluş biçiminin suç kapsamına sokulmasına izin vermeyeceğiz, bu taslağın TBMM önüne gelmemesi, kadınların ve LGBTIQ+ların eşit ve özgür yaşamı için mücadeleye devam edeceğiz.”


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, aile, siyaset, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam