06/10/2025 | Yazar: Suay Yüksel

Kuir teorisyen Butler, yakın zamanda yaptığı konuşmada transfobinin bir faşizm biçimi olduğunu söyledi.

Judith Butler: “Toplum sağcı transfobiye karşı direnmeli” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Geçtiğimiz cuma günü kuir teorisyen Judith Butler, dünyanın “patriyarkanın, milliyetçiliğin, ırkçılığın ve kapitalist bireyciliğin yeniden tesisi”ni ve ayrıca sağcıların “belki de hiç gerçekten var olmamış idealize edilmiş bir geçmişe dönme nostaljik öfkesini” gözlemlediğini söyledi.

Kuir teori üzerine, özellikle cinsiyetin toplumsal ve performatif olarak inşa edilmesi konusundaki düşünceleriyle tanınan Butler, bu yorumları İspanya’nın Madrid kentindeki Reina Sofía Müzesi’nde yaptı. Konuşma, İspanyol gazetesi El País’in “Ideas” ekinin 10. yıldönümü kapsamında düzenlenen bir konferans serisinin parçasıydı. Yayın, daha önce Butler’ı dünyanın en etkili düşünürlerinden biri olarak göstermişti.

Konuşması sırasında Butler, geçtiğimiz yıl yayımlanan kitabı “Who’s Afraid of Gender?”ın; feminizmi, cinsiyet akışkanlığını, nonbinaryleri ve transları erkeklere, ailelere, topluluklara, kültürel istikrara ve hatta medeniyetin kendisine tehdit olarak gösteren toplumsal cinsiyet karşıtı hareketleri incelediğini belirtti.

“Transların istedikleri şekilde yaşamalarını savunan herkes birleştirici köprüler inşa ediyor. Aslında birçok köprü inşa ediliyor,” dedi; bu konuşmada çeşitli cinsiyet ifadeleri için daha geniş alanları korumak ve arttırmak için mücadele eden grupları kastediyordu.

“Ama bunun ardından, ‘köprü istemiyoruz’ diyen gruplar da var,” diye ekledi.

“Hormonu veya ameliyatı tartışabiliriz ama kişiye cinsiyet atamak bir zorlamadır. Bunu adlandırmalı ve karşı durmalıyız,” dedi Butler.

Burada, insanların cinsiyet rolleri doğrultusunda nasıl görünmesi ve davranması gerektiğinin onlara “atanmasını” bir sosyal alışkanlık olarak ele alıyordu. Daha temel olarak ise, gençlerin kendi cinsiyet ifadeleri ve kimlikleri dikkate alınmadan onlara cinsiyet kimliklerinin atanmasına değiniyordu. “Gençleri desteklemeliyiz; onlara deneyimleyemeyeceklerini veya bedenlerinde nasıl yaşayacaklarını hayal edemeyeceklerini söylememeliyiz. O yolu açık bırakalım.”

Geçtiğimiz aralık ayında Butler, trans gençlerin trans+ kapsayıcı sağlık ve bakım hizmetlerine erişimi hakkında konuşarak, “Cinsiyet normlarını kabul etmeyen gençlere destek sağlamamak bana zalimce bir eylem gibi geliyor. Bir genç ‘Hormon almak istiyorum’ dediğinde hemen doktora koşmanız gerektiğini düşünmüyorum. Ama bu fikri de reddetmemelisiniz,” dedi.

“Radikal bir hayal gücü nerede?”

Butler ayrıca, translarla ilgili düzenlemelerin LGBTİ+ kapsayıcı feministler ile trans dışlayıcı radikal feministler (TERF’ler) arasında bir ayrılık yarattığını söyleyerek şunları ekledi: “Kadınlık, bu kategoriyi açıp daha fazla kişiyi davet etmemiz yüzünden silinmeyecek.” Butler, daha önce transfobik feministlerin faşistlerle iş birliği yaptığını söylemişti.

O dönemde Butler, ABD Başkanı Donald Trump’ın 2024 seçimlerini, rakibi olan Kamala Harris’i, ülkenin sorunları için günah keçisi haline getirerek kazandığını söyledi. Butler’a göre Harris o dönemde, “woke, Marksist, feminist bir kadın” olarak damgalandı.

“Butonun solunda, insanların derin tutkularına nasıl hitap edileceğini bilmiyoruz. Kendimizi çok zeki ve çok eleştirel sanıyoruz. Ama insanların tutkuyla kendilerini kaptıracağı radikal bir hayal gücü nerede?” dedi Butler.
“Bunun bir sonucu olarak sağcılar, ülkedeki en savunmasız insanlara karşı öfkeyle yöneliyor, onların haklarını ellerinden alıyor. Çünkü aynı şeyin kendilerine yapılacağından korkuyorlar.”

Kaynak: LGBTQ Nation


Etiketler: insan hakları, kadın, yaşam, nefret suçları, siyaset, dünyadan, trans, lgbti
İstihdam