29/07/2025 | Yazar: Kaos GL

Parti, yasa teklifi verebilecek sandalye sayısına ulaştı. Uzmanlar, bu artışın uzun vadede eşitlik için endişe verici olduğunu vurguluyor.

Japonya’da LGBTİ+ karşıtı sağ popülist parti seçimlerde sandalye sayısını arttırdı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Japonya’da Liberal Demokrat Parti-Komeito koalisyonu, 20 Temmuz'da ülkenin parlamentosunun (Diet) üst kanadında çoğunluğunu kaybetti. 248 sandalyeli mecliste 125 sandalye için seçim yapılırken koalisyon yalnızca 47 sandalye kazanabildi. Koalisyonun 1955’ten bu yana ilk kez Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu kaybetmesi, Başbakan Shigeru Ishiba’nın ilerici yasaları geçirmesini zorlaştırıyor.

Washington Blade’de yer alan habere göre; sağ popülist bir parti olan Sanseitō ise, yalnızca bir sandalyeye sahipken bu seçimde 14 sandalyeye ulaşarak yasa teklifi verme gücüne kavuştu. Parti lideri Sohei Kamiya eşit evlilik ve okullarda LGBTİ+ konularının ele alınmasına karşı çıkıyor.  

Sağ popülist parti, toplumsal cinsiyet politikalarına “yanıltıcı” diyor

Sanseitō’nun seçim kampanyasının başladığı 2 Temmuz’un ertesi günü, parti lideri ve baş sözcüsü Kamiya, Japonya'nın toplumsal cinsiyet eşitliği politikalarını “yanıltıcı” olarak nitelendirdi. Doğum oranlarını artırmak amacıyla çocuk başına aylık 100.000 yen (673,80 ABD doları) yardım önerdi, ancak çeşitlilik girişimlerine ve toplumsal cinsiyet politikalarına karşı çıkarak bunların geleneksel Japon kültürünü zayıflattığını savundu.

Kampanya materyallerinde ve seçmen kılavuzlarında Kamiya; evlilik eşitliğine, 2023 tarihli Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Çeşitliliğinin Toplumda Anlaşılmasını Teşvik Yasası’na ve okullarda LGBTİ+ eğitimine karşı olduğunu belirtti. Sanseitō’nun resmi 2025 seçim bildirgesinde bu politikalar açıkça reddediliyor.

Diet, 16 Haziran 2023’te, Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Çeşitliliğinin Anlaşılmasını Teşvik Yasası’nı kabul etmişti. Bu yasa, hükümetin, yerel yönetimlerin, işletmelerin, okulların ve işverenlerin, çeşitli cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerine dair farkındalık geliştirerek hoşgörülü bir toplum yaratmalarını ve haksız ayrımcılığı önlemelerini öngörüyor.

Mart ayında Nagoya Yüksek Mahkemesi Japonya’daki eşcinsel evliliklerin yasal olarak tanınmamasını anayasaya aykırı bulmuştu. Japonya, bu hakkı henüz tanımayan tek G7 ülkesi konumunda.

“LGBTİ+ karşıtı söylemler topluma zarar vermiş olabilir”

Marriage for All Japan Direktörü Takeharu Kato seçim sonuçlarına ilişkin şunları söyledi:

“Bu seçimin LGBTİ+ hareketi üzerinde doğrudan büyük bir etkisi olduğunu düşünmüyoruz. Ancak seçim sürecinde sağcı adayların ve destekçilerinin LGBTİ+ karşıtı söylemleri ve yanlış bilgileri topluma zarar vermiş olabilir. Aynı cins evliliği ve translarla ilgili iddialar tamamen temelsiz olsa da bu içerikler sosyal medyada kontrolsüzce yayılıyor.”

Kato, evlilik eşitliğini destekleyen milletvekillerinin oranının yüzde 46’dan yüzde 45’e gerilediğini, bunun stratejik lobi çalışmalarını zorunlu kıldığını vurguladı. “Şu an sağ partilerin yükseliş nedenlerini analiz ediyoruz, henüz somut bir eylem planı yok,” diyen Kato, sağ popülizmin küresel ölçekte arttığını belirtti.

Kato ayrıca, LGBTQ+ haklarının tehdit altında olduğu bir dönemde mahkemelerin daha cesur adımlar atması gerektiğini ifade etti. “Bu seçimden sonra dahi parlamentoda eşcinsel evliliği destekleyen milletvekili oranı yarı yarıya; bu sonuç kamuoyunun evlilik eşitliğine karşı olduğu şeklinde yorumlanmamalı” dedi.

“Kamuoyuna azınlık korkusu yayıyorlar”

Japonya LGBT Yasama İttifakı’ndan aktivist Akira Nishiyama, Sanseitō’nun meclisteki sandalye sayısının artmasının ayrımcı söylemleri meclis oturumlarına taşıyabileceğini, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliğiyle ilgili yasa ve politikaların ilerletilmesini engelleyebileceğini söyledi.

Trans hakları aktivisti Mameta Endo, sağ popülist partinin kampanya süresince “LGBT’ye ihtiyacımız yok” ve “Cinsiyetsiz düşünceye gerek yok. Erkek erkeksi, kadın kadınsı olmalı” şeklindeki ifadelerinin kendisi gibi bireylerin varlığını doğrudan reddettiğini belirtti. Endo, partinin sahte haberlerle kamuoyunda azınlık korkusu yayarak medya ilgisi çekmeye çalıştığını vurguladı.

Parti tarafından kamuoyunda yanlış bilgilerin yayıldığını belirten Endo, Sanseitō’nun politikalarının şekilsiz ve tutarsız olduğunu, bazı sağcı kesimler tarafından bile eleştirildiğini ifade ederek hem iktidar hem muhalefet partileriyle çalışarak doğru bilgilerin yayılmasının önemine dikkat çekti.

Endo, partinin yükselişinin özellikle 30 yaş altındaki seçmenlerde TikTok gibi mecralar aracılığıyla yaygınlaştığını ve bazı seçmenlerin partinin LGBTİ+ karşıtı duruşunun farkında olmadan oy verdiğini belirtti. 2024 Tokyo valilik seçimlerindeki Shinji Ishimaru örneğini hatırlatarak, bunun geçici bir popülist dalga olduğunu söyledi.

“Partinin yükselişi uzun vadede eşitlik mücadelesi için endişe verici”

University of Nottingham araştırmacısı ve aktivist Diego Garcia Rodriguez, sağ popülist partinin 2023 LGBT Anlayış Yasası’nı yürürlükten kaldırma ve azınlıkların “aşırı” korunmasına karşı çıkma vaadinin eşitlik tartışmalarını alevlendirebileceğini belirtti:

“Sanseitō’nun yükselişi uzun vadede eşitlik mücadelesi için endişe verici. Şu anda ise sınıflarda çeşitliliği normalleştirmek isteyenlerle, bu ilerlemeyi geri sarmak isteyen faşist ve gürültücü gruplar arasında bir mücadele yaşanıyor.”

Garcia, seçim sonrası queer toplulukların ve müttefiklerinin harekete geçtiğini; Marriage for All Japan ve Asuniwa’nın, seçmenlerin kampanya afişlerini tarayarak adayların eşit evlilik konusundaki tutumunu öğrenebileceği bir uygulama başlattığını aktardı.

Garcia, sözlerine şöyle devam etti:

“Mahkemelerin ve halkın sesini dinlemeliler. Yüksek mahkemeler evlilik hakkının inkar edilmesini anayasaya aykırı buldu. Halkın büyük çoğunluğu eşitliği destekliyor. Bu yüzden harekete geçmemek yalnızca temel hakları ihlal etmekle kalmaz, aynı zamanda Japonya’daki LGBTİ+ gençlerin ruh sağlığı krizini de derinleştirir. Açık bir ayrımcılık karşıtı yasa çıkarmak ve medeni kanunu değiştirmek, herkese saygı ve onur verildiğini gösteren güçlü bir mesaj olur. Ayrıca kapsayıcı eğitimi korumak da önemlidir. Çünkü çocuklar, çeşitliliğin utanılacak değil, sahip çıkılacak bir değer olduğunu öğrenmelidir.”


Etiketler: insan hakları, siyaset, dünyadan, trans, lgbti, lezbiyen, gey
İstihdam