31/10/2025 | Yazar: Kaos GL
HRW Avrupa ve Orta Asya Direktörü Williamson: “Bu, Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve eşitliğe dayalı temel demokratik ilkelere ne ölçüde saygı gösterdiğinin belirleyici bir sınavıdır.”
 
																				İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren yargı paketine ilişkin açıklama yayınladı. Örgüt açıklamasında söz konusu yargı paketinin derhal geri çekilmesi çağrısında bulundu.
Örgüt açıklamasında, Türk Ceza Kanunu’nun “hayasızca hareketler” başlıklı 225. maddesinde öngörülen ve “doğuştan gelen biyolojik cinsiyete ve genel ahlaka aykırı tutum ve davranışlarda bulunan ya da bulunmayı alenen teşvik eden, öven veya özendiren” kişilere bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilmesini içeren değişikliğin de son derece muğlak ifadeler barındırdığı vurgulandı. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu düzenlemenin LGBTİ+’ları hedef almasının yanı sıra, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği konusunda çalışan sivil toplum kuruluşları ile bu alanda haber yapan medya kuruluşları ve gazeteciler hakkında da cezai süreçlerin önünü açabileceğine dikkat çekti.
“Uluslararası insan hakları hukuku uyarınca…”
Türkiye’deki LGBTİ+ derneklerinin ortak açıklamasını hatırlatan örgüt, şunları söyledi:
“Uluslararası insan hakları hukuku uyarınca hükümetler, LGBTİ+’ların haklarına saygı göstermek, bu hakları korumak ve hayata geçirmekle yükümlüdür. Hükümetler bu hakları sırf ahlaki gerekçelerle reddedemez; LGBTİ+’lara ayrımcılık uygulayamaz ve hele ki onları cezai yaptırımlarla tehdit edemez. Haklara getirilecek her türlü sınırlama meşru bir amaca hizmet etmeli ve yasayla açıkça tanımlanmalıdır. Yasa aynı zamanda anlaşılır, ulaşılabilir ve öngörülebilir olmalıdır ki insanlar hem hukuka uygun davranabilsin hem de hangi somut fiillerin yasaya aykırılık oluşturabileceğini önceden bilebilsin.”
AİHM’in Rusya hakkındaki kararları hatırlatıldı
Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeleri ve AİHM’in Rusya hakkında verdiği kararları hatırlatan İnsan Hakları İzleme Örgütü, “Mahkeme, cinsel çoğunluğun cinsel azınlıklar aleyhine “önceden oluşmuş bir önyargıyı yansıtan politika ve kararları” onaylamayı reddeden yerleşik içtihadını hatırlatarak, bu tür yasaların bireylerin varoluşunu ve kimliğini doğrudan ilgilendirdiğini ve ifade özgürlüğü hakkının özüne dokunduğunu vurguladı; Mahkeme, bu tür yasaların ne “ahlakın korunması” ne de “ailenin veya çocukların korunması” gerekçesiyle haklı gösterilemeyeceğini belirtti. Uluslararası hukuk tarafından korunan ifade özgürlüğü hakkı, her tür bilgi ve fikri arama ve alma hakkını da kapsar; buna “cinsel yönelim ve cinsiyet kimliğiyle ilgili konulara ilişkin bilgi” de dahildir” dedi.
AB’ye ve Avrupa Konseyi üye devletlerine çağrı
İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Avrupa ve Orta Asya Direktörü Hugh Williamson, “cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimi nedeniyle kişilere karşı cezai takibat başlatılması, insan onurunu derinden zedeleyen bir hak ihlalidir ve devlet onaylı baskı anlamına gelir” dedi, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye hükümeti, uluslararası hukuku açıkça ihlal eden ve LGBTİ+’ları sürekli tutuklanma ve yargılanma korkusu içinde bırakacak olan bu değişiklikleri hayata geçirme planlarından derhal vazgeçmelidir”
Williamson, sözlerine şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi ve üye devletleri, Türkiye’deki LGBTİ+’ları ciddi bir tehlike altına sokacak bu gerici yasa tasarısının tamamen geri çekilmesi için ellerindeki tüm diplomatik ve siyasi kanalları kullanmalıdır. Bu, Türkiye’nin hukukun üstünlüğüne, insan haklarına ve eşitliğe dayalı temel demokratik ilkelere ne ölçüde saygı gösterdiğinin belirleyici bir sınavıdır.”
Etiketler: insan hakları, aile, siyaset, dünyadan, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, yargı paketi
 
                        