10/12/2025 | Yazar: Kaos GL
Açıklamada, LGBTİ+’lara yönelik baskılara da dikkat çekildi: “2025 yılında da kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal yaşamın her alanında maruz kaldığı ayrımcılığı önlemeye yönelik yasal ve fiili hiçbir iyileşme sağlanamamıştır”
İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında hak savunucularıyla bir araya gelerek Sultanahmet Meydanı’nda basın açıklaması yaptı. Ortak açıklamada, "Israrla barışı, demokrasi ve insan hakları değerlerini savunuyoruz” denildi.
Açıklamada Türkiye’ye ilişkin şu değerlendirmeler yer aldı: “Ülke, 2016 yılından bu yana önce doğrudan, 19 Temmuz 2018 tarihinden itibaren de resmen kaldırıldığı söylense de yapılan pek çok düzenleme ile kalıcılık/süreklilik kazandırılan bir OHAL rejimi ile yönetilmektedir. Bu süreç, siyasal iktidara, gücünü sınırlandıran anayasacılık ve hukukun üstünlüğü ilkelerini terk etme, insan hakları fikrini referans almaktan vazgeçme imkânı sağlamış, böylelikle kuralsızlık, keyfilik ve belirsizlik kamusal/siyasalalanı düzenleyebileceği kullanışlı araçlar haline gelmiştir. Özellikle bir yönetim tekniği olarak başvurduğu belirsizlik yaratma gücü, siyasal iktidara erkini daha da merkezileştirme, toplum üzerindeki baskı ve kontrolünü arttırma olanağı sağlamaktadır.”
İktidarın, düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik baskılarını hatırlatan açıklamada, “Siyasal iktidarın, demokratik toplumun can damarlarından birini oluşturan düşünce ve ifade özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları, özellikle de basın ve insan hakları savunucuları üzerindeki kaygı verici boyutta artan baskı ve kontrolü hiçbir şekilde kabul edilmezdir. Artık bu ülkede gazeteciler haberlerini hapishanelerden göndermektedir” ifadeleri kullanıldı.
“Kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal yaşamın her alanında maruz kaldığı ayrımcılığı önlemeye yönelik yasal ve fiili hiçbir iyileşme sağlanmadı”
Kadınların ve LGBTİ+’ların nefret söylemlerine ve barışçıl gösterilerde işkenceye maruz kaldığını vurgulayan açıklama şöyle devam etti:
“2025 yılında da kadınların ve LGBTİ+’ların toplumsal yaşamın her alanında maruz kaldığı ayrımcılığı önlemeye yönelik yasal ve fiili hiçbir iyileşme sağlanamamıştır. Yine yüzlerce kadın erkekler tarafından öldürülmüş, LGBTİ+’lar ayrımcı, fobik ve nefret içerikli saldırılara maruz kalmıştır. Kadın ve LGBTİ+ hakları için yapılan barışçıl toplantı ve gösteriler yasaklanmış, şiddet uygulanarak müdahale edilmiş, yüzlerce kadın ve LGBTİ+ işkence ve diğer kötü muamele ile gözaltına alınmıştır.”
“Kadınların ve LGBTİ+’ların kazanımlarını geri alacak yasalar çıkarılmak istendi”
Açıklamada kadınların ve LGBTİ+’ların kazanımlarına yönelik saldırıların arttığına dikkat çekilerek şunlar söylendi:
“Kadınların ve LGBTİ+’ların kazanımlarını geri alacak, hak ve özgürlüklerini daha da kısıtlayacak yasalar çıkarılmak istenmiştir. Artık Türkiye toplumunun bir parçası, asli unsuru haline gelen mülteciler/sığınmacılar, hala her türlü ayrımcılığa ve istismara, nefret söylemine ve ekonomik sömürüye yoğun bir şekilde maruz kalıyorlar. Ülkede yaşanmakta olan ağır krizin fiziksel, ruhsal, sosyal ve ekonomik tüm sonuçlarından en derin şekilde etkilenen mülteciler/sığınmacılar, ne yazık ki 2025 yılında da toplum açısından görmezden gelinen, hatta gözden çıkarılan hayatlar oldular.”
Açıklamanın tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, aile, siyaset, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
