07/08/2025 | Yazar: Yıldız Tar
İnsan hakları kurumları, “Enes’e özgürlük” talebiyle Ankara’da basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Enes’in tutuklanmasının LGBTİ+ karşıtı iklimin bir parçası olduğu vurgulandı.

17 Mayıs Derneği, Gençlik Örgütleri Forumu, Kaos GL Derneği ve ÜniKuir Derneği’nin çağrısıyla hak savunucuları, tutuklanan Avrupa Konseyi Türkiye Gençlik Delegesi, LGBTİ+ hakları aktivisti, gençlik hakları savunucusu ve ÜniKuir çalışanı Enes Hocaoğulları için 6 Ağustos’ta İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şubesi’nde basın açıklaması gerçekleştirdi.
Açıklamayı ÜniKuir Genel Koordinatörü Özgür Gür okudu. Hak savunucuları, Enes’in serbest bırakılmasını talep ederken, tutuklamayı ifade özgürlüğü ve insan hakları savunuculuğuna yönelik sistematik baskının bir parçası olarak değerlendirdi.
“İfade özgürlüğü, insan hakları savunuculuğu suç değildir”
Basın açıklamasında, Enes Hocaoğulları’nın 5 Ağustos 2025 tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda hakkında çıkarılan yakalama kararı gerekçesiyle gözaltına alındığı ve aynı gün “kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla tutuklandığı hatırlatıldı.
Tutuklamaya gerekçe olarak gösterilen konuşmanın, Enes’in Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Gençlik Delegesi sıfatıyla 27 Mart 2025’te yaptığı ve Türkiye’deki muhalif belediye başkanlarının tutuklanması ile görevden alınmalarına ilişkin acil gündemli bir oturumda gerçekleştiği belirtildi:
“Enes konuşmasında, 19 Mart sürecindeki demokratik gerileme ve hukuka aykırı uygulamalarla birlikte gençlerin öncülüğünde başlayan protestolarda yaşanan baskıyı ve polis şiddetini eleştirmiş ve herkese güç veren ‘gençler artık yeter diyor’ sözünü haykırmıştır.”
Açıklamada, konuşmanın içeriğinde yer alan işkence yasağı ihlalleri ve çıplak arama gibi uygulamaların, baro raporları ve kamuoyunda yer alan bilgilerle uyumlu olduğu vurgulandı:
“Bu anlamda hukuki olarak yanıltıcı bilgi kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir. Ancak elbette bu tutuklama kararının gerçek bir hukuki değerlendirmeyle verilmediğini biliyoruz.”
“TCK 217/A, basın özgürlüğüne karşı baskı aracına dönüştü”
Enes hakkında uygulanan TCK 217/A maddesinin ifade özgürlüğünü kısıtlayan, tanımı muğlak bir düzenleme olduğuna dikkat çekilen açıklamada, bu yasanın 2022 yılında yürürlüğe giren ve kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen düzenlemenin bir parçası olduğu belirtildi:
“Bu belirsizlik, ifade özgürlüğünü keyfi biçimde sınırlandırabilmek ve hak savunuculuğunu kriminalize edebilmek amacıyla siyasi iktidar tarafından bilinçli olarak yaratılmıştır.”
Ayrıca, Enes’in konuşmasının Avrupa Konseyi ilkeleriyle ve uluslararası insan hakları normlarıyla uyumlu olduğu, dolayısıyla yargılamanın siyasi saiklerle yapıldığı vurgulandı:
“Ülkenin itibarını zedeleyen, ifade özgürlüğü ve hak savunuculuğu kapsamındaki faaliyetler değil; bu faaliyetlerin suç haline getirilmesi, genç bir insan hakları savunucusunun yalnızca uluslararası bir kurumda konuşma yaptığı için tutuklanmasıdır.”
“LGBTİ+ karşıtı iklimin bir parçası”
Açıklamada, Enes’in hedef gösterilmesi ve ardından gelen tutuklamanın, Türkiye'de giderek kurumsallaşan LGBTİ+ karşıtı politikaların bir parçası olduğu ifade edildi:
“2025 yılının ‘Aile Yılı’ ilan edilmesiyle ve ardından atılmaya devam edilen adımlarla birlikte LGBTİ+ haklarına yönelik saldırılar kurumsallaşma sürecine girmiştir. Enes’in tutuklanmasının LGBTİ+ karşıtı yasa teklifleri, genç transların hormon terapisine erişimini yasaklayan, kaosgl.org ve LGBTİ+ örgütlerinin sosyal medya hesaplarını erişime engelleyen, Hacettepe Üniversitesi Queer Deer Öğrenci Topluluğu’nu mahkeme kararına rağmen ikinci kez kapatan aile yılı politikalarından bağımsız olmadığını biliyoruz.”
Hak savunucularının talepleri
Basın toplantısında aşağıdaki talepler sıralandı:
- Enes Hocaoğulları’nın derhal serbest bırakılması,
- Avrupa Konseyi ve ilgili uluslararası kurumların bu tutuklamaya karşı tutum alması ve diplomatik girişimlerde bulunması,
- Birleşmiş Milletler Özel Raportörleri başta olmak üzere uluslararası mekanizmaların devreye girmesi,
- TCK 217/A gibi maddelerin yürürlükten kaldırılması,
- LGBTİ+’lara yönelik nefret kampanyalarına karşı kamu kurumlarının yükümlülüklerini yerine getirmesi,
- Aile Yılı politikalarının sona erdirilmesi,
- Türkiye’de insan hakları savunucularına yönelik baskıların durdurulması.
Hak savunucuları, “#ENESEÖZGÜRLÜK #FREEDOM4ENES” etiketleriyle Enes için dayanışma çağrısında bulundu.
“Mesaj hazır, gençlerde”
Basın açıklamasının ardından toplantıya katılan kurum temsilcileri de söz aldı. Pembe Hayat’tan Şirvan, Enes’in Konsey’deki konuşmasını da hatırlatarak şöyle dedi:
“Bu basın açıklamasını Enes’in tutuklanmasına sebep olan tarihi konuşmasından alıntıyla bitirmek istiyoruz: Eğer buradaki mesajın ne olması gerektiğini bilmiyorsanız endişelenmeyin. Mesaj hazır. Gençlerde. Tek yapmanız gereken Enes ve onunla birlikte demokratik bir Türkiye için direnen gençlerin mesajını alıp bizi dinlemeyen karar alıcılara iletmek. Enes’in dediği gibi: ‘If you are looking for a wake up call, this is it.’”
Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan İsmail Boyraz, Enes’in yurtdışında olduğu halde kendi isteğiyle Türkiye’ye döndüğünü belirtti. Boyraz, “Enes arkadaşımız bir insan hakları savunucusu olarak 19 Mart’tan sonraki durumu ortaya koymuştur. Bu süreç içerisinde insan hakları savunucuları görevini yaptı” dedi.
“Enes’in sözleri suç değildir”
İHD Ankara Şubesi LGBTİ+ Hakları Komisyonu’ndan Barış Barışık şöyle konuştu:
“Bu tutuklamayı Türkiye’deki LGBTİ+’ların ve gençlerin sözünü kesme girişimi olarak değerlendiriyoruz. Enes’in tutuklanmasına gerekçe olan suç isnadından tutuklama mümkün değildir. Anayasa’ya aykırı bir durumdur. Mevzuatımıza göre bu suçtan kimse tutuklanamaz. Enes’in sözleri suç değildir.”
Gençlik Örgütleri Forumu temsilcisi ise, Enes’in uluslararası dayanışmayı örmek için Avrupa Konseyi’nde konuştuğunu belirterek, hem Enes’in hem de siyasi saiklerle tutuklanan tüm gençlerin serbest bırakılmasını talep etti.
Açıklamanın ardından, üniversitelerin LGBTİ+ topluluklarının ortak mesajı da okundu. Mesajda, “Yaşanan hak ihlallerini ifşa etmek, insan hakları savunuculuğu yapmak suç değildir. Yargılanması gereken insan hakları savunucuları değil, işkence yapanlardır” denildi.
Son olarak İnsan Hakları Ortak Platformu (İHOP) Genel Koordinatörü Feray Salman konuştu. Salman, tutuklamanın bir cezalandırmaya dönüştüğünü hatırlattı ve ekledi:
“Özellikle daha dün kurulmuş olan bir komisyon bu ülkede insan hakları ve adalet konuşurken siz Enes’i televizyonlarda, insan hakları raporlarında dile getirilen gerçekleri söylediği için tutuklayamazsınız. Yok öyle bir şey. Enes, hızla özgür bırakılmalı ve sulh ceza hakimlikleri standartlara geri dönmeli. Eğer bunu yapamıyorsa, bu durum dün oluşturulan komisyonun acil işlerinden biri haline gelmelidir.”
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, siyaset, özel haber, trans, lgbti, ifade özgürlüğü, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks