17/12/2025 | Yazar: Kaos GL

Kaos GL Derneği’nin de aralarında olduğu kurumlar gazeteci, belgeselci ve hak savunucusu Hakan Tosun’un öldürülmesine ilişkin basın açıklaması yaptı.

Hak savunucuları Adalet Bakanlığı önünden seslendi: "Hakan Tosun’a ne oldu?" Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: Evrensel

Ankara’da Adalet Bakanlığı önünde bir araya gelen çevre, insan hakları ve hukuk örgütleri, 15 Aralık’ta gazeteci, belgeselci ve hak savunucusu Hakan Tosun’un öldürülmesine ilişkin basın açıklaması yaptı.

“Hakan Tosun’a ne oldu?” diyen kurumlar, yaptıkları açıklamada “10 Ekim 2025 gecesi ailesinin evine gitmek üzere yolda olan Hakan Tosun’a sokak ortasında üç kişi saldırmış, saldırı sokaktaki güvenlik kameraları tarafından kayda geçirilmiştir. Hakan çevredeki yurttaşların çağrısı ile olay yerine gelen ambulansla Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne kaldırılmıştır. Ancak ailesinin ve arkadaşlarının ısrarlı arayışlarına rağmen kendisinden 27 saat boyunca haber alınamamış, Hakan’ın ölümü hastane tarafından 13 Ekim 2025 günü açıklanmıştır” dedi.

Soruşturmanın yürütülme süreci ve yöntemi ile ilgili sorular soran kurumlar, “Kamuoyuna yansıyan olay yeri görüntüleri ile ilgili sorular henüz neden yanıtlanmamıştır? Kamuoyunun zihninde soru işaretleri yaratan bu görüntülerdeki kişiler hakkında yürütülen soruşturmanın niteliği belirsizliğini korurken, söz konusu kişilerden bazılarının serbest olmaları ve sosyal medyada silahlı şekilde ‘çete’ ile ‘infaz timi’ etiketleri altında paylaşım yapmaları hangi gerekçeyle açıklanabilir” ifadelerine yer verdi.

“Hakan Tosun için soruyoruz”

Kurumlar, Hakan Tosun cinayeti ile ilgili yetkililere şu soruları sordu:

  • Karakol soruşturma görevinin gereklerini eksiksiz, tarafsız ve şeffaf biçimde yerine getirdi mi?
  • Basında yer alan bilgilere göre; savcı tarafından haklarında gözaltı emri çıkarılan cinayet faili iki kişinin telefonla aranarak karakola ‘davet edildiği’ belirtilmektedir. Bu durum her cinayet failleri için uygulanan rutin bir işlem midir yoksa bu cinayetin faillerine özgü bir uygulama mıdır?
  • Karakol polisleri ile failler ve/veya yakınları arasında aynı semtte bulunan bir lokantada görüşme oldu mu?
  • Polisin elinde bulunan görüntülerin tamamı ‘kesintisiz’ biçimde savcıya teslim edildi mi ve Hakan Tosun’un avukatlarına verildi mi?
  • İçişleri Bakanlığı’nın “müfettiş görevlendirildi” açıklamasından sonra ne oldu?
  • Hakan Tosun cinayeti sonrası bilinen şaibelerin üzerine İçişleri Bakanlığı tarafından karakoldaki soruşturma sürecinin denetlenmesi için müfettiş görevlendirildiği açıklandı. Bu teftiş gerçekleştirildi mi? Eğer teftiş yapıldı ise hangi sonuçlar elde edildi? Kusurlu bulunan personel var mı? Varsa bir yaptırım uygulandı mı? Soruşturmadan el çektirildi mi ya da görevden alındı mı?
  • Soruşturmayı yürüten savcı tarafından aile üyelerine ‘Bana kalsa bu dosyayı böyle kapatırdım’ söylendiği iddia edilmektedir. Kamuoyuna yansıyan bu açıklamalar yapılmış mıdır? Yapıldıysa nedenleri kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
  • Hakan Tosun’un ölümünün tüm yönleriyle, eksiksiz, gecikmeksizin ortaya çıkarılması için şaibelere yer bırakmayan şeffaf, tarafsız, hızlı bir soruşturma sürecinin işletilmesi Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğundadır. Hakan Tosun cinayetinin aydınlatılması, faillerinin yargılanması ve kamu vicdanında açılan yaraların sarılması, ailesi ve sevenlerinin, biz insan hakları ve hak örgütlerinin sorduğu ve sormaya devam edeceği soruların yanıtlanması Adalet Bakanlığı’nın sorumluluğunda değil midir?

“Bu dosyada karanlıkta kalanlar bir aksaklık mıdır, soruşturmanın önüne çekilmiş görünmez bir setin işareti midir?”

Cinayetin, yurttaşların yaşam ve güvenlik hakkına yönelmiş vahşi bir saldırı olduğunu vurgulayan kurumlar, “Hakan Tosun, bir gazeteci, belgeselci ve ekolojiden barınma hakkına pek çok alanda emek vermiş bir hak savunucusudur. Hakan aynı zamanda bir organ bağışçısıdır. Ölümünden sonra bile başka yaşamların kurtulmasına el veren, dayanışmayı sürdüren bir yaşam savunucusudur. Bir yaşam savunucusunun yaşam hakkı vahşice elinden alınmıştır. Üzerinden 63 gün geçti. Cinayet kamera kayıtlarındaki görüntüler ve deliller neden değerlendirilmiyor ve açıklanmıyor? Olaya müdahale eden tüm kamu görevlileri biliniyor. Bu dosyada karanlıkta kalanlar bir aksaklık mıdır, soruşturmanın önüne çekilmiş görünmez bir setin işareti midir? Bu sorular yanıt bekliyor” dedi.

İmzacı kurumlar

Ekoloji Birliği, İklim Adaleti Koalisyonu, İnsan Hakları Derneği, KaosGL Derneği, Polen Ekoloji Kolektifi, Türkiye Çevre Platformu, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Türkiye Gazeteciler Sendikası, ÜniKuir Derneği, Yaşam Bellek Özgürlük Derneği, Özgürlük İçin Hukukçular Derneği

Kaynak: Evrensel


Etiketler: insan hakları, medya, nefret suçları, ekoloji, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
GDTM