11/08/2025 | Yazar: Kaos GL
“Günümüzde, özellikle arkadaşımız Enes’in tutuklanmasına konu olay kapsamında ifade özgürlüğünün ihlal edildiği apaçık bir gerçektir.”

Enes Hocaoğulları, 5 Ağustos 2025 tarihinde Ankara Esenboğa Havalimanı’nda hakkında çıkarılan yakalama kararı gerekçesiyle gözaltına alındıktan sonra aynı gün “kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla tutuklandı.
LGBTİ+ hakları savunucusu olan Hocaoğulları, Şubat ayında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne gençlik delegesi olarak seçilmişti. Mart ayındaki kongre oturumunda "Türkiye'de gençler artık yeter diyor" başlıklı konuşmasında, Ekrem İmamoğlu başta olmak üzere tutuklanan belediye başkanları ve ardından başlayan barışçıl protestolar konusunda değerlendirmelerde bulunmuş ve gençlerin 19 Mart’tan bu yana maruz kaldığı polis şiddetini dile getirmişti.
Hocaoğulları’nın “kamuoyunu yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçlamasıyla tutuklanması üzerine Emir, ÜniKuir.org’a yazdı. “Bir Hukuk Garabeti Olarak ‘Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma’ Suçu ve İfade Özgürlüğümüz” başlıklı yazı “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen kanunun, hukuksuz şekilde ifade özgürlüğüne getirdiği kısıtlamayı inceliyor. Hocaoğulları’nın tutuklanmasının bir ifade özgürlüğü ihlali olduğunu vurgulayan Emir’in yazısından bir kısım ise şöyle:
“Bize ve medyaya “Dezenformasyon Yasası” olarak yansıtılan kanunun kabulü ile bugün Türk Ceza Kanunu’na (TCK), “Halkı Yanıltıcı Bilgiyi Alenen Yayma” başlığıyla eklenen 217/A maddesi, arkadaşımız Enes’in gerçekleştirdiği açıklama neticesinde bu madde gerekçe gösterilerek tutuklanmasının ardından yakıcılığını bir kez daha hissettirdi. Gündemde tartışılmaya başlandığı ilk zamandan itibaren insan hakları savunucuları, gazeteciler ve ilgilileri tarafından sakıncaları vurgulanmak suretiyle karşı çıkılan bu düzenlemenin ifade özgürlüğü ile birlikte tartışılmasının gerekli ve kıymetli olmasından ötürü bu konuyu ilgili boyutlarıyla biraz tartışacağız.
İlk olarak anılan madde, tartışılmaya başlandığı zamanlar elbette çokça eleştirinin hedefi oldu. Özellikle hukukun temel ilkelerine aykırılığından ötürü hukukçular tarafından, tüm halkı tehdit etmekle birlikte gazetecilerin hedef tahtasına oturtulma riskinin yüksek olduğu belirtildi. Hem hukuki öngörülebilirlik ilkesine hem de ifade özgürlüğüne ciddi tehlike teşkil ettiği belirtilen bu madde, Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 29. maddesi kapsamında 18 Ekim 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Günümüzde, özellikle arkadaşımız Enes’in tutuklanmasına konu olay kapsamında ifade özgürlüğünün ihlal edildiği apaçık bir gerçektir. Bu nedenle “Dezenformasyon Yasası” olarak anılan yasanın ifade özgürlüğü ile olan bağına bakmadan önce ifade özgürlüğünün tanımına ve sınırlandırma rejimine göz atmakta fayda vardır.”
Yazının tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, yaşam, siyaset, anayasa, ifade özgürlüğü