17/12/2025 | Yazar: Kaos GL
Diyarbakır’daki hak savunucuları, Sincan Cezaevi’nde ölü bulunan trans erkek Poyraz için adalet istedi.
Sincan Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tutulan trans erkek mahpus Poyraz’ın 1 Aralık 2025 tarihinde koğuşunda ölü bulunmasının ardından, sivil toplum örgütleri ve hak savunucuları olayın aydınlatılması için harekete geçti.
Diyarbakır’da hak savunucuları trans mahpus Poyraz’ın şüpheli ölümüne ilişkin basın açıklaması yaptı.
"Savcı iki gün sonra geldi, deliller karartıldı mı?"
Basın toplantısında paylaşılan detaylara göre, Poyraz’ın ölümüyle ilgili ciddi ihmal ve şüphe iddiaları bulunuyor. Açıklamada, olay günü aynı koğuşta kalan diğer trans mahpusların toplu halde psikiyatri sevkine çıkarıldığı, bu sırada Poyraz’ın koğuşa yerleştirildiği belirtildi. Mahpusların koğuşa döndüklerinde Poyraz’ı asılı halde buldukları, ancak sağlık ekiplerinin müdahalede geciktiği iddia edildi.
Kurumların açıklamasında dikkat çeken en çarpıcı iddialardan biri ise olay yeri incelemesiyle ilgili oldu. Savcılık ve olay yeri inceleme ekiplerinin hapishaneye ancak ölümden iki gün sonra geldiği, tanık ifadelerinin alınmadığı ve Poyraz’ın asılı bulunduğu iddia edilen ipin daha önce koğuşta bulunmadığı öne sürüldü. Ayrıca Poyraz’ın saçlarının kazınmış olduğu ve son dönemde belirgin bir şekilde zayıfladığı bilgisi de kamuoyuyla paylaşıldı.
Barış İçin Kültürel Araştırmalar Derneği, Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Komisyonu, Diyarbakır Barosu LGBTİ+ Komisyonu, Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi, DAKAHDER, KHM ve Sara Kolektif’in imzacı olduğu metinde yaşananların münferit bir intihar vakası olarak değerlendirilemeyeceği vurgulandı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Cezaevi rejimi, patriyarkanın, heteronormativitenin ve kapitalist disiplin mekanizmalarının kesişiminde işleyen bir kontrol aygıtıdır. Transların bedenleri ve yaşamları, yalnızca cinsiyet normları üzerinden değil; sınıf, emek, yoksulluk, göç, etnisite ve “kabul edilebilir yurttaşlık” ölçütleri üzerinden de sürekli denetleniyor. Bu nedenle trans mahpuslara uygulanan tecrit, sadece “güvenlik” politikası değildir; toplumsal cinsiyet düzenini ve makbul beden rejimini yeniden üreten yapısal bir şiddet biçimidir.
Transların maruz bırakıldığı şiddetin bireysel önyargıdan ibaret olmadığını; devletin aileci, cis-heteroseksist “toplumsal düzen” kurgusunun, ekonomik ve siyasal tahakkümle birlikte işlediğini hatırlatıyoruz. Buradan tekrar ve tekrar söylüyoruz: Aile Yılı’nız transları katlediyor! Bizler bakım hakkını, bedensel özerkliği ve sağlık hakkını “ikincil” değil yaşam hakkının ayrılmaz parçası olarak görüyoruz. Bu yüzden cezaevlerinde hormona erişim, psikiyatrik destek, güvenli barınma ve ayrımcılıktan korunma, lütuf değil haktır.”
Trans mahpusların bedenleri ve yaşamlarının cinsiyet normları üzerinden sürekli denetlendiğine dikkat çekilen açıklamada, cezaevlerindeki hormon tedavisine erişim, psikiyatrik destek ve güvenli barınma sorunlarının yapısal birer tehdit haline geldiği belirtildi. Adalet Bakanlığı’nın bu konuda şeffaf bir protokolünün bulunmaması da eleştirildi.
6 maddelik acil eylem çağrısı
Poyraz’ın ölümünün "intihar" varsayımıyla kapatılmasına izin vermeyeceklerini belirten örgütler, Adalet Bakanlığı ve Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’ne seslenerek 6 maddelik talep listesi açıkladı:
1. Poyraz’ın ölümüne ilişkin derhal bağımsız, tarafsız ve etkin bir adli soruşturma yürütülsün; olay “intihar” varsayımıyla kapatılmasın.
2. Olay yeri incelemesi, kamera kayıtları, sevk ve revir kayıtları, vardiya çizelgeleri, disiplin evrakları dahil tüm materyaller şeffaf biçimde güvence altına alınsın; delil karartma ihtimaline karşı sorumlu personel hakkında gerekli idari tedbirler uygulansın.
3. Tanık mahpusların beyanları baskı ve misilleme olmaksızın alınsın; koğuşta kalan mahpuslara yöneltilen disiplin soruşturması tehditleri derhal sonlandırılsın.
4. Trans mahpuslara yönelik tecrit/izolasyon uygulamalarına son verilsin; spor, havalandırma, sosyal faaliyet, eğitim ve ortak alan hakları eşit ve güvenli biçimde kullandırılsın. Sivil toplum örgütlerinin izleme raporları, trans/LGBTİ+ mahpusların izolasyonunun yaygın bir hak ihlali alanı olduğuna işaret etmektedir.
5. Trans mahpusların sağlık hakkı güvence altına alınsın; hormon tedavisi ve cinsiyet uyum sürecine ilişkin hizmetlere erişim için açık, bağlayıcı ve ayrımcılık karşıtı ulusal standartlar yayımlansın.
6. Cezaevlerinde cinsiyet kimliği ve cinsel yönelim temelli ayrımcılığa karşı personel eğitimleri zorunlu hale getirilsin; izleme mekanizmaları güçlendirilsin; sivil toplumun cezaevlerine erişimi ve raporlama imkanları genişletilsin.
Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, aile, siyaset, trans, lgbti, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, cezaevi, cinayet
