27/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Demokrasi İçin Birlik, 25 Ekim Cumartesi günü yayınladığı açıklamada LGBTİ+ karşıtı düzenlemeler içeren 11. Yargı Paketi’ne tepki gösterdi: “11. Yargı Paketi nefreti meşrulaştırıyor.”
Demokrasi İçin Birlik (DİB), 25 Ekim Cumartesi günü yayınladığı açıklamada, LGBTİ+’ları hapse atmayı ve cinsiyet uyum ameliyatı yaşını 25’e çekmeyi hedefleyen 11. Yargı Paketi’ne tepki gösterdi; “11. Yargı Paketi nefreti meşrulaştırıyor” dedi.
Platform, DİB Haber’de yayınlanan açıklamada “LGBTİ+’ların varoluşunu kriminalize eden ya da utanca iten her düzenleme, yalnızca bir kesime dönük saldırı değil, kamusal aklın tasfiyesi ve laikliğin gaspıdır” diyerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye, uzun süredir OHAL hukukunun tortularıyla ve keyfî yönetme alışkanlığıyla idare ediliyor; emekçilerin, kadınların, gençlerin, Kürtlerin, mültecilerin ve LGBTİ+’ların hak arama kanalları daraltılırken, toplumsal muhalefetin tüm damarlarına baskı pompalanıyor.
11. Yargı Paketi tam da bu otoriter birikimin yeni halkasıdır: “genel ahlak”, “doğuştan gelen cinsiyet” gibi bilim-dışı ve muğlak referansları hukuk normu diye dayatarak eşit yurttaşlığı buduyor, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü suç gölgesine çekiyor, yargıyı siyasal iktidarın ideolojik aparatına indirgemeye çalışıyor. Biz Demokrasi İçin Birlik olarak, bu paketin yalnızca LGBTİ+’lara karşı değil, toplumun tüm ezilen kesimlerine karşı bir sopa olduğunu görüyoruz; çünkü bir kez “kimliklere” karşı nefret ve denetim meşrulaştırıldığında, aynı yöntem grev hakkına, sendikal örgütlenmeye, barış talebine ve laik yaşamın savunusuna da çevrilecektir. Nefreti kanunlaştıran, adaleti çürütür.
Bu paket, hukuk devletinin en temel ilkeleri olan belirlilik, öngörülebilirlik ve ölçülülüğü hedef alıyor; hak öznesini kulvarlara ayırıp “makbul” ve “makbul olmayan” diye damgalıyor. LGBTİ+’ların varoluşunu kriminalize eden ya da utanca iten her düzenleme, yalnızca bir kesime dönük saldırı değil, kamusal aklın tasfiyesi ve laikliğin gaspıdır.”
“Bedenine ve kimliğine sahip çıkanları suskunluğa mahkum etmeye çalışan her adım, toplumsal barışı bozacaktır”
Yargı paketi tasarısının yalnızca LGBTİ+’lara değil toplumdan dışlanan tüm kesimlere yönelik bir sansür zemini olduğunu hatırlatan platform, açıklamasına şöyle devam etti:
“Cinsiyet uyum süreçlerini idari ve cezai mekanizmalarla zorlaştırmak, tıbbı siyasete, bilimi dogmaya teslim etmektir; gençlerin, yoksulların ve göçmenlerin daha kırılgan hâle geldiği bir ülkede bu, sağlık hakkını, onuru ve yaşam güvenliğini doğrudan tehdit eder. “Özendirme” ve “destek” gibi torba suç başlıkları ise dernekleri, dayanışma ağlarını, meslek örgütlerini ve kampüsleri hedefe koyar; düşünceyi, sanatı, haberciliği ve politik eleştiriyi denetim altına almak için kullanılacak yeni bir sansür zeminidir. Bu, yalnızca LGBTİ+’ların değil, grev pankartı taşıyan işçinin, kampüsünde söz isteyen öğrencinin, barış diyen annenin de nefesini kesmeye yöneliktir.”
“LGBTİ+ kapsayıcılığıyla tanımlanmalı, cinsiyet uyumu süreçleri hak temelli ve erişilebilir bir standarda kavuşturulmalı, ifade ve örgütlenmeyi kriminalize eden torba suçlar bütünüyle terk edilmelidir” ifadelerini kullanan DİB, nefret siyaseti için hazırlanmış bu tasarının meşru olmadığını belirtti:
“Biliyoruz ki yargı bağımsızlığı olmadan adalet olmaz; adalet olmadan emekçinin hakkı, kadının yaşamı, çocuğun güvenliği, doğanın korunması ve barışın zemini kalmaz. 11. Paket, kuvvetler ayrılığını daha da aşındırarak yargıyı yürütmenin gölgesine çekerken, cezasızlığı ve keyfiliği kurumsallaştırmaktadır. Anayasa’nın eşitlik ilkesiyle, kişi güvenliği ve özel hayatın gizliliği güvenceleriyle, ifade-örgütlenme özgürlükleriyle açık bir çelişki buradadır; AİHS ve AİHM içtihadının çizdiği minimum standartlar dahi yok sayılmaktadır. Bu ülkenin emeğiyle yaşayanları, bu ülkenin “makbul” kalıplara sığmayanları, bedenine ve kimliğine sahip çıkanları suskunluğa mahkûm etmeye çalışan her adım, toplumsal barışı bozacak, şiddeti ve linçi teşvik edecek, kamu idaresini taraflılığın batağına daha çok sokacaktır.
Bizim demokrasi anlayışımız sandığın ötesinde; sendikadan mahalle meclisine, barodan tabip odasına, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinden ekoloji ve barış inisiyatiflerine kadar tüm toplumsal yapının karar süreçlerine katıldığı, söz ve denetim hakkını kullandığı bir cumhuriyet tahayyülüdür. Yargı gibi kurucu bir alanda yapılacak her değişiklik, toplumun bu bileşenlerinin aktif katılımıyla, bilimsel veriler ışığında, şeffaf ve çoğulcu biçimde ele alınmalıdır. Kapalı kapılar ardında, nefret siyasetine malzeme taşımak için hazırlanmış bir paket meşru değildir. Bu paket yalnızca geri çekilmekle kalmamalı; hakları daraltmayı hedefleyen muğlak ve ideolojik referanslar mevzuattan arındırılmalı, nefret suçları LGBTİ+ kapsayıcılığıyla tanımlanmalı, cinsiyet uyumu süreçleri hak temelli ve erişilebilir bir standarda kavuşturulmalı, ifade ve örgütlenmeyi kriminalize eden torba suçlar bütünüyle terk edilmelidir. Yargı bağımsızlığını güçlendiren, laikliği ve eşit yurttaşlığı somut güvenceye bağlayan, barış hakkını ve toplumsal adaleti büyüten bir hukuk düzeni, emeğin ve halkın kamusal çıkarını koruyacak tek yoldur.”
“11. Yargı Paketi derhal geri çekilsin”
Demokrasi İçin Birlik, mücadeleye devam edeceklerini ve 11. Yargı Paketi’nin derhal geri çekilmesi gerektiğini söylerek açıklamasını şöyle sonlandırdı:
“Bugün Türkiye’yi nefretin gündemine sıkıştırmak isteyenlere karşı, biz halkın gerçek gündemini konuşuyoruz: yoksulluk, işsizlik, pahalılık, savaş ve şiddet döngüsü. Bu gündemi çözmenin yolu, hakları bölerek değil birleştirerek; kimlikleri bastırarak değil eşitleyerek; yargıyı baston yaparak değil özgürleştirerek mümkündür. LGBTİ+’ların eşit yurttaşlığı, demokrasi mücadelesinin tali bir başlığı değil, tam merkezidir; çünkü eşitlik bir bütün olarak kazanılır ya da bir bütün olarak kaybedilir. Bu nedenle çağrımız nettir: 11. Yargı Paketi derhâl geri çekilsin. Emek ve meslek örgütleri, demokratik kitle örgütleri, kadın ve LGBTİ+ hareketi, barış ve ekoloji mücadeleleri, üniversiteler ve tüm muhalif toplumsal güçler; işyerlerinde, kampüslerde, mahallelerde söz ve eylem birliğini büyüterek bu saldırıyı püskürtelim. Bu ülkenin geleceğini nefret değil dayanışma, yasak değil özgürlük, tahakküm değil eşitlik kuracaktır. Demokrasi İçin Birlik, bu ortak hattı büyütmekte kararlıdır.”
Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, siyaset, trans, lgbti, ifade özgürlüğü, yargı paketi
