15/12/2025 | Yazar: Kaos GL

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçe görüşmelerinde konuşan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, “Aile Yılı adı altında cinsiyetçi nefret suçlarını körükleyerek LGBTİ+’ları hedef almanıza sessiz kalmayacağız” dedi.

DEM Partili Halide Türkoğlu: LGBTİ+’ları hedef almanıza sessiz kalmayacağız Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

TBMM Genel Kurulunda devam eden 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Teklifi görüşmelerinde söz alan DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü Halide Türkoğlu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı bütçesini eleştirdi.

Bütçenin her bir kaleminin kadınların sorunlarına yönelik çözümsüzlüğü beslediğini ifade eden Türkoğlu, konuşmasına erkek-devlet şiddeti sonucu katledilen kadınları anarak ve cezaevindeki kadın siyasetçileri selamlayarak başladı.

“LGBTİ+’ları hedef almanıza sessiz kalmayacağız”

İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararını eleştiren Türkoğlu, Aile Yılı adı altında LGBTİ+’ların hedef alınmasına da tepki gösterdi:

“Siz kadınların yaşam güvencesi olan İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekilirken bizler bir yandan sözleşmenin yeniden imzalanması için mücadele ediyoruz. Diğer yandan sözleşmenin her bir maddesini yerel yönetimlerimizde hayata geçirmeye devam ediyoruz. Haklarımızı, hayatlarımızı, yaşamlarımızı bu iktidarın erkek egemen politikalarının insafına bırakmayacağız. Aile Yılı adı altında cinsiyetçi nefret suçlarını körükleyerek LGBTİ+ bireyleri hedef almanızda sessiz kalmayacağız. Yaşam hakkı herkesin hakkıdır ve bunu da sizin insafınıza bırakmayacağız. Bizim mücadelemiz tekçiliğe karşı farklılıklarımızla bir arada ortak ve eşit yaşamın mücadelesidir. Tek bir kimsenin dahi dışlanmadığı, yok sayılmadığı, ötekileştirilmediği yeni bir yaşamı ve demokratik bir toplumu bir ülkeyi inşa edeceğiz.”

"Çözümsüzlüğü besleyen bir bütçe"

Bütçe meselesinin sadece rakamlardan ibaret olmadığını, kadın yoksulluğuna ve şiddetle mücadeleye yaklaşımın bir göstergesi olduğunu belirten Türkoğlu, Meclis’in çözüm üretmek yerine çözümsüzlüğü derinleştirdiğini söyledi.

Türkoğlu, Meclis çatısı altında dahi çocuk istismarı ve cinsel şiddet gündeme geldiğinde iktidarın "Benim personelim, polisim, askerim, imamım yapmaz" savunmasına sığındığını hatırlatarak, "Bu devletin kurumları toplumsal çürümenin kokusuna o kadar alışmış ki, kız çocuklarının yaşadığı istismarı dahi duyumsayamayacak hale gelmiştir" dedi. Türkoğlu, tüm partilerin kadın milletvekillerinin yer alacağı bir kadın komisyonunun acilen kurulması çağrısında bulundu.

"Adli yardım verileri utanç tablosudur"

Diyarbakır ve bölgedeki 14 ilde yapılan araştırmaların verilerini paylaşan Türkoğlu, 5.5 milyon kadının yaşadığı bölgede sadece 5 bin 582 kadının adli yardıma başvurabildiğine dikkat çekti:

"Her bin kadından sadece biri adli yardıma erişebiliyor. Bu bir utanç tablosudur. Bu durum, kadınların adalete erişemediğinin, avukat tutacak maddi güce sahip olmadığının ve yoksulluğun en açık kanıtıdır. Ülkedeki yargı hukuku değil, erkeklik sözleşmesini esas almaktadır. Cezasızlık politikaları ve iyi hal indirimleri failleri güçlendirmektedir."

Türkoğlu, Ankara’da hakkında 7 kez uzaklaştırma kararı olmasına rağmen katledilen Gülhan Taş’ı hatırlatarak, "Uzaklaştırma kararlarının sadece kağıt üzerinde kaldığını, kadınlar için etkin bir koruma olmadığını görüyoruz" ifadelerini kullandı.

"Sığınaklar yetersiz, hedef sadece bir tane artırmak"

Bakanlığın bütçede kadını güçlendirmeye ayırdığı payın, "aileyi koruma" adı altındaki bütçenin üçte biri bile olmadığına dikkat çeken Türkoğlu, sığınakların durumunu şu sözlerle eleştirdi:

"Sığınaklar gerçek işleviyle çalıştırıldığında kadınlar için yaşam hakkının korunma alanıdır. Ancak bugün bakanlığa bağlı sığınak sayısı sadece 150. 2026 hedefi ise trajikomik bir şekilde sadece bir tane daha sığınak açmak. Yapamıyorsanız yerel yönetimlere devredin, kayyum politikalarına son verin. Bizler İstanbul Sözleşmesi’nin her bir maddesini yerel yönetimlerimizde hayata geçirmeye devam ediyoruz."

Konuşmasında Geri Gönderme Merkezleri'nde (GGM) yaşanan hak ihlallerine de değinen Türkoğlu, buralarda işkencenin her türlüsünün yaşandığını, göçmen ve mülteci kadınların sınır dışı edilme tehdidiyle sindirildiğini belirtti.

Engelli bakım hizmetlerinin kadınların sırtına yüklenen bir "görev" olarak görülmesini de eleştiren Türkoğlu, bakım hizmetlerinin kamusal bir hizmet olması gerektiğini vurguladı. Eşi vefat eden kadınlara yapılan 1.500 TL’lik yardımı ise "sadaka kültürü" olarak nitelendiren Türkoğlu, "Ben bu rakamı söylemeye utanıyorum ama Bakanlık bunu övünerek anlatıyor" dedi.


Etiketler: insan hakları, kadın, mülteci, nefret suçları, aile, siyaset, ekonomi, özel haber, heteroseksizm, trans, ikili cinsiyet sistemi, lgbti, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
GDTM