22/10/2025 | Yazar: Kaos GL

Kanun teklifi, TCK'nın 226. maddesini baştan düzenleyerek "müstehcenlik" yerine "çocukların pornografik içeriklerden korunması"na odaklanıyor. Sanat alanındaki ifadeler cezai yaptırım dışında bırakılıyor.

DEM Parti'li Özgül Saki, Ceza Kanunu'ndaki müstehcenlik suçunun kaldırılmasına dair kanun teklifi sundu Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, TBMM Başkanlığı’na TCK 226. maddesindeki müstehcenlik suçunun kaldırılmasına dair kanun teklifi sundu.

Saki, kanun teklifinde ‘müstehcenlik’ başlığı altında düzenlenmiş hükümlerin yargı organlarınca son derece geniş, öznel ve siyasal iktidarın politik hattı doğrultusunda yorumlanmaya başlandığını söyledi:

“Müstehcenlik başlığı altında yer alan düzenlemeler, yıllar içinde özellikle kadınların kıyafet tercihlerine, dans veya sahne performanslarına, sanatsal ifade ve yaşam biçimlerine yönelik keyfi soruşturmalar için kullanılmaktadır.

Müstehcenlik kavramının belirsizliği, hukuki öngörülebilirliği ortadan kaldırmakta; siyasi iktidarın muhafazakâr politik hattına yüksek uyumluluk gösteren yargının, keyfi yorumlarına alan açmakta ve toplumsal kutuplaşmayı derinleştirmektedir.”

Mabel Matiz hakkında Perperişan şarkısı nedeniyle altı aydan üç yıla kadar hapis cezası talep edildiğini, Manifest, Gülşen ve Sezen Aksu hakkında da benzer pratiklerin işletildiğini hatırlatan Saki, kanun teklifinde şu ifadeleri kullandı:

“Bu örnekler, mevcut yasal düzenlemenin sanatçılar üzerinde nasıl bir sansür ve baskı aracına dönüştüğünü açıkça ortaya koymaktadır.”

Müstehcenlik düzenlemesine ilişkin uygulamalar anayasaya ve uluslararası sözleşmelere aykırı

Söz konusu uygulamaların Anayasası’nın 26. ve 27. maddeleri ile güvence altına alınan ifade ve sanat özgürlüğüne, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne ve CEDAW’a açıkça aykırılık teşkil ettiğini belirten Saki, şöyle dedi:

“Batı Avrupa ülkeleri başta olmak üzere dünyanın pek çok demokratik hukuk düzeninde, ahlaka aykırılık ya da müstehcenlik gibi sübjektif kavramlar yerine; yalnızca çocukların korunması, rızasızlık, şiddet içeren içeriklerin yasaklanması gibi somut ve ölçülebilir sınırlamalar yapılmaktadır. Dolayısıyla, müstehcenlik kavramına mevzuatta yer verilmemesi; çocukların korunması amacından sapan keyfi uygulamaların önüne geçilmesi ve sanatın, ifadenin ve bedensel özgürlüğün güvence altına alınması ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından zaruriyet taşımaktadır.”

Teklifte, sanat alanındaki ifadeler cezai yaptırım dışında bırakılıyor

Kanun teklifi, müstehcenlik maddesini pornografik nitelikli içeriklerle sınırlandırıyor; çocukların korunmasına yönelik esas hedefi güçlendiriyor. Sanat ve kültür alanındaki ifade biçimlerini cezai yaptırım kapsamı dışına çıkarırken, yargıya da “dar yorum” yükümlülüğü getiriyor. Teklif, kadınlar ve sanatçılar üzerindeki muhafazakâr baskının yasal dayanağını kırmayı amaçlıyor.

Kanun teklifi, “müstehcenlik” maddesini “çocukların pornografik içeriklerden korunması” olarak değiştiriyor

Teklif edilen değişiklik, Türk Ceza Kanunu’nun 226. maddesini baştan düzenleyerek “müstehcenlik” yerine “çocukların pornografik içeriklerden korunması”na odaklanıyor. Değişiklik, çocuklara pornografik içerik sunmayı, bu tür içerikleri kamuya açık biçimde sergilemeyi, satmayı, dağıtmayı veya reklamını yapmayı cezalandırıyor. Çocukların veya çocuk gibi görünen kişilerin kullanıldığı pornografik içeriklerin üretimi ve yayımı ağır hapis ve para cezalarıyla karşılanıyor.

Şiddet, hayvanlarla veya ölü bedenlerle ilişkilendirilen pornografik içeriklerin üretimi de ayrıca cezaya tabi tutuluyor. Ancak madde, sanatsal, kültürel, bilimsel ya da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilecek eylemleri açıkça cezai kapsam dışında bırakıyor; dans, performans, kıyafet veya bedensel ifade biçimlerinin pornografi olarak değerlendirilemeyeceğini hükme bağlıyor.


Etiketler: insan hakları, kadın, medya, kültür sanat, siyaset, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam