09/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Militarizmi feminist açıdan ele alan çalışmalarıyla tanınan Cynthia Enloe’nin “Büyük Hamle Savaş ve Patriyarka: Teşhir ve Meydan Okuma” adlı kitabı Güldünya Yayınları’ndan çıktı.

Kariyerinin başında etnik ve ırksal politikalar konusuna yoğunlaşan, ancak ABD'nin Vietnam'a saldırdığı dönemde feminist düşünceyle tanışan Cynthia Enloe’nin “Büyük Hamle Savaş ve Patriyarka: Teşhir ve Meydan Okuma” adlı kitabı Güldünya Yayınları’ndan çıktı. Deniz Kıryazı’nın Türkçeye çevirdiği kitap, Ayşe Düzkan ve Beyhan Demir tarafından yayına hazırlandı.
Daha önce Muzlar, Plajlar ve Üsler, Latin Amerika'da Askeri Diktatörlük ve Kadın, Manevralar adlı kitapları kaleme alan yazar, yeni kitabında militarizmle pariyarka ilişkisi üzerinde titizlikle duruyor ve dünyanın dört bir yanından kadın mücadelesi örnekleri veriyor:
“Kadınlar, Bogotá’da, Kolombiya’nın uzun süren iç savaşında ölen kadınları anmak ve yeni barış anlaşmasının cinsiyet eşitliği vaatlerinin yerine getirilmesini talep etmek için yağmur altında davul çalarak yürüdüler. İstanbul’da, devlet baskısına karşı çıkarak “Birlikte Daha Güçlüyüz” yazısını 19 dilde pankartlara yazdılar. Londra’da, mülteci kadınlarla dayanışma göstermek için Edith Cavell heykelinin önünde nöbet tuttular. Göteborg’da, İsveçli kadınlar kar yağarken, pembe kuku şapkaları takarak “Susmayacağım” adlı yeni kadın marşını coşkuyla söylediler.”
Pembe kuku şapkaları patriyarkaya karşı
Kitabında, Donald Trump'ın ABD Başkanı seçilmesini protesto etmek için Facebook üzerinden arkadaşlarına çağrıda bulunan Teresa Shook’un fitilini ateşlediği ve dünya çapında bir protesto gösterisine dönüşen Washington Kadın Yürüyüşü’ne geniş yer ayıran Enloe, farklı ülkelerden yüzbinlerce kadının sokaklara döküldüğü yürüyüşün en ayırt edici özelliğini şöyle özetliyor:
“Pembe kuku şapkaları kadın düşmanlığına meydan okuyarak örüldü ve giyildi. Şapkalar, pembe yünden, elle örülmüştü. Ve mesaj gayet feministti.”
Eşit ücret, aile içi şiddet, üreme hakları, flörtte tecavüz, cinsel taciz, cinsiyete dayalı şiddet gibi feminist kavramların, patriyarkanın en cazip yönlerini bile şeffaf hale getirdiğine dikkat çeken yazar, “Patriyarka insan yapımıdır, dolayısıyla meydan okumaya açıktır. Şeffaf hale geldiğinde ise zayıf düşer. Patriyarka kadın düşmanlığını kucaklar, ancak kadın düşmanlığından daha fazlasına dayanır. Cinsiyet eşitsizliği üretir, ancak sonuçları cinsiyet eşitsizliğinden daha derindir. Patriyarka bir sistemdir. Güncellenebilir ve modernize edilebilir. Şaşırtıcı derecede uyarlanabilir. Kendini sürdürmeyi başarmış olabilir ancak yenilmez değildir” diyor.
“Savaş üzerine dikkatlice düşünmeliyiz”
Cynthia Enloe’nin, Büyük Hamle kitabında dikkat çektiği en önemli konulardan biri de savaş ve patriyarka ilişkisi. Bitmiş savaşların bile kadınların erkeklerle ilişkilerini şekillendirmeye devam ettiğini söyleyen yazar, konuya şu cümlelerle derinlik katıyor:
“Örneğin I. Dünya Savaşı sonrası kadınların birbirleriyle ve aile içindeki erkeklerle ilişkilerini şekillendiren her şey, kadınların siyasi yaşamla ilişkilerini de etkiledi. Yapılması gereken ifşalar var. Geçit törenlerine kimler davet ediliyor? Duvar resminde kimler tasvir ediliyor? Kimlerin mücadeleleri ve başarıları ulusal bir bayramı hak ediyor? Kimlerin acısı okul ders kitaplarına giriyor? Feministler bize bu soruların her birini sormayı, cevaplarını araştırmayı ve duyurmayı öğretti. Yapabileceğimiz şey, patriyarkal anıların ve değer yargılarının sürdürülmesini, belirli insanların kendi seçimlerinin, kendi nüfuz kullanımlarının, kendi kaynak ayırmalarının bir sonucu olarak daha açık bir şekilde ortaya koymaktır. Bu politik bir ilk adımdır. Ardından yeni anıtlar, yeni tatiller, yeni ders kitabı versiyonları, milli marşlara yeni sözler talep edebiliriz. Yakın zamanda Londra’da kadın mühimmat işçileri anısına yapılan heykel, Boston’daki Commonwealth Bulvarı’na Kongreyi yıkan üç kadın için üç heykelin eklenmesi, Kanada milli marşından “oğullar” ifadesinin çıkarılması, bunların hepsi yalnızca birer başlangıç.”
Evliliğin pek çok erkeğe çeşitli ayrıcalıklar bahşettiğini, ancak kadınların bölünmeleri için yakıt sağladığını savunan Enloe, ordudan bir adamla evlenen sivil kadınların “asker eşi” olarak anılmalarını da eleştiriyor: “İyi eğitimli ve kendi mesleki kariyeriyle donatılmış kadınlar bile, kendi bilgi ve becerileriyle saygı duyulan profesyonel bir kadından askeri bir eşe dönüştüğünde kültür şoku yaşar.”
”Kadınlar direniyor”
Kitapta derinlemesine işlenen bir başka konu da ev içi emek. Yazar, ev içinde yapılan işi gerçek iş olarak görmeyen patriyarkanın, ev işçilerini işçi olarak tanımayı da zorlaştırdığını vurguluyor. Filipinler, Sri Lanka, Endonezya, Brezilya, Peru ve Jamaika gibi ülkelerin, yurtdışında ev işçisi olarak çalışan göçmen kadınların gönderdiği paralara bağımlı hale geldiklerine dikkat çeken yazar, “Kadınlarla erkekler arasındaki kazanç farkını sürdüren tek şey küreselleşme değildir. Eşit olmayan ücretler, yerel hatta günlük hayattaki patriyarkal düşünce ve alışkanlıklarla da devam eder. Örneğin evlilikle ilgili geleneksel fikirler, kimin yetenekli olduğu yönündeki önyargılar, iş arkadaşları arasındaki biri kazanırsa diğeri kaybeder anlayışı, çocuk ve yaşlı bakımının çoğunlukla kadınlara yüklenmesi, kimin sözünün dinlendiği ya da kimin fikirlerinin ciddiye alındığı gibi durumlar bu farkları besler.” diyor.
Enloe, ayrıca Suriyeli mülteci kızların kendilerinden yaşça büyük erkeklerle evlendirilmesiyle ilgili verilen mücadelelere de işaret ediyor ve ‘çocuk evlilikleri’ hakkında önemli bir ayrıntıya parmak basıyor: “Gerçekte bunlar çocuk evlilikleri değil, kız çocuğu evlilikleridir. Ebeveynler kızları için en iyi seçeneğin evlilik olduğunu düşündüklerinde kızlar okuldan alınıyordu. Hamilelik ve annelik nedeniyle evli kızların okula yeniden başlama şansı da hızla azalıyor.”
2003 Yılında Türkiye’den bir grup feministle tanıştığını ve onlardan çok şey öğrendiğini dile getiren yazar, önemli bir taleple okuru başbaşa bırakıyor:
“Pek çok ülkede patriyarkayı istikrarsızlaştırmak için canla başla çalışan feministler hepimizi şu can alıcı soruyu sormaya çağırıyor: Devlet tarafından düzenlenen evlilik hangi koşullar altında gerçek bir özgürleşme alanı olmaktan çıkıp patriyarkanın güncellendiği bir alan haline gelir? Bu soruyu sormak zor olabilir. Bu soruyu sormak ve cevaplarıyla boğuşmak politik bir eylemdir.”
Cynthia Enloe hakkında
1938 yılında New York'da dünyaya geldi. Yüksek lisansını ve 1967 yılında doktorasını California Üniversitesi, Berkeley'de siyaset bilimi alanında tamamladı. Meslek hayatının büyük bir bölümünde Worcester, Massachusetts'teki Clark Üniversitesi'nde çalıştı. Kariyerinin başında ağırlıklı olarak etnik ve ırksal politikalar alanlarına odaklandı, ancak ABD'nin Vietnam'a saldırdığı dönemde feminist düşünceyle tanıştı. Militarizmi feminist açıdan ele alan çalışmalarıyla tanınan yazarın, Muzlar, Plajlar ve Üsler, Latin Amerika'da Askeri Diktatörlük ve Kadın, Manevralar adlı kitapları Türkçe yayımlandı.
Etiketler: kadın, medya, kültür sanat, yaşam, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, barış