01/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Türkiye’nin Evrensel Periyodik İnceleme Sonuç Oturumu’nda birçok sivil toplum kuruluşu ve BM üyesi devlet Türkiye’nin insan hakları durumuna ilişkin değerlendirmelerini sundu.

Türkiye’nin Evrensel Periyodik İnceleme (UPR) Sonuç Oturumu, 29 Eylül 2025’te UN Web TV üzerinden yayınlandı. Oturumda, birçok sivil toplum kuruluşu ve Birleşmiş Milletler üyesi devlet Türkiye’nin insan hakları durumuna ilişkin değerlendirmelerini paylaştı ve önerilerini tekrarladı.
Değerlendirmeler ve öneriler arasında LGBTİ+ haklarına ilişkin durum da gündeme geldi.
“Türkiye’yi tutumlarını gözden geçirmeye davet ediyoruz”
Oturumda Belçika delegasyonu, Türkiye hükümetinin LGBTİ+’ları ve dernekleri hedef aldığını vurgulayarak Belçika’nın bu konudaki tavsiyesinin sadece not edilmesini üzüntüyle karşıladıklarını belirtti:
“Türkiye hükümetinin, özellikle LGBTİ+’lar ve dernekleri söz konusu olduğunda, toplanma özgürlüğü ve barışçıl gösterilere getirilen kısıtlamalarla ilgili tavsiyemizi not etmekle yetinmiş olmasından üzüntü duyuyoruz. Yine, terörle mücadele ve ilgili mevzuatın uluslararası insan hakları standartlarıyla uyumlu olacak şekilde değiştirilmesine ilişkin tavsiyemizin de kabul edilmemiş olmasını kaygıyla karşılıyoruz. Haziran 2025’te LGBTİ+ Onur Yürüyüşlerine getirilen yasaklar, Eylül 2025’te ilan edilen üç günlük tüm toplantı ve gösteri yasağı, ya da çeşitli terör davaları, bunun gerçekten de kaygı verici bir mesele olduğunu göstermektedir. Türkiye makamlarını bu konudaki tutumlarını yeniden gözden geçirmeye davet ediyoruz.”
“Onur Yürüyüşleri kapsamlı yasaklarla karşılaşıyor”
Amnesty International adına konuşan Begüm Başdaş da Türkiye’deki LGBTİ+’ların durumuna dikkat çekti. Başdaş, konuşmasında “Türkiye’yi, yalnızca ifade özgürlüğü, örgütlenme ve barışçıl toplanma haklarını kullandıkları için insan hakları savunucularına, avukatlara, gazetecilere ve diğerlerine karşı sivil ve cezai önlemlerin kötüye kullanılmasına son vermeye çağırıyoruz” dedi.
Başdaş, Türkiye’nin barışçıl toplanma özgürlüğünün korunmasına dair en az 11 tavsiyeyei kabul ettiğini ancak sahadaki durumun bununla çeliştiğini vurguladı:
“Türkiye’nin, barışçıl toplanma özgürlüğünün korunmasına ilişkin en az 11 tavsiyeyi desteklemiş ve bazılarının uygulanmakta olduğunu bildirmiş olması, sahadaki gerçeklerle çelişmektedir. 2025 yılında İstanbul’daki bir gözaltı protestosunda, kolluk kuvvetleri zaman zaman kötü muamele boyutuna varan orantısız güç kullanmıştır. Barışçıl göstericilere karşı ayrım gözetmeksizin kullanılan “daha az öldürücü” silahlar birçok yaralanmaya yol açmıştır. Barışçıl LGBTİ+ Onur Yürüyüşleri kapsamlı yasaklarla, hukuka aykırı güç kullanımıyla ve keyfi gözaltılarla karşılaşmıştır. Yetkilileri, herkesin ayrımcılık olmaksızın barışçıl toplanma hakkından yararlanmasını sağlamaya ve işkence ve diğer kötü muamelelerin mutlak yasağının ihlalleri de dâhil olmak üzere, hukuka aykırı güç kullanımına ilişkin iddiaları derhal, etkili ve tarafsız bir şekilde soruşturmaya çağırıyoruz.”
“LGBTİ+’ların eşit haklarını ilerletmeye yönelik hiçbir tavsiye Türkiye tarafından desteklenmedi”
ILGA World adına konuşan Kerem Dikmen ise Murat Çekiç, Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin sunduğu rapora atıfla Türkiye’nin LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılığı sürdürmesinden endişe duyduklarını söyledi.
Dikmen, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’nin trans, non-binary ve interseks kişileri hukuki çerçevesinden dışlayarak kurumsallaşmış ayrımcılığı sürdürmesinden derin endişe duyuyoruz. Sonuç olarak, LGBTİ+’ların eşit haklarını ilerletmeye yönelik hiçbir tavsiye Türkiye tarafından desteklenmemiştir. Ayrıca Türkiye, Ceza Kanunu’na cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi ve cinsiyet özelliklerini dahil etmeyi de reddetmiştir. Bunun sonucu olarak, LGBTİ+’lara yönelik önyargı kaynaklı suçlar halen tanınmamakta ve cezasız kalmaktadır. Aynı şekilde, ulusal insan hakları kurumu da LGBTİ+ların başvuru yollarına erişimini dışlamaktadır. Cinsiyet kimliği, cinsiyet ifadesi ve cinsiyet özelliklerini koruyan yasaların yokluğu, özellikle adalete, sağlığa, eğitime ve istihdama erişim alanlarında trans ve non-binarylere yönelik sistematik ayrımcılığı sürdürmektedir. Ayrıca, hükümetin toplumsal cinsiyet kavramını yalnızca biyolojik cinsiyetle sınırlayan dar yorumunun da kaygı verici olduğunu not ediyoruz.”
“Polis Onur Yürüyüşleri’ni acımasızca dağıttı”
CIVICUS ise konuşmasında Türkiye’nin temel özgürlükleri kısıtladığına dikkat çekerek İstanbul LGBTİ+ Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nde yaşananları gündeme getirdi.
“Haziran ayında polis, İstanbul Onur Yürüyüşü ve Trans Onur Yürüyüşü’nü acımasızca dağıtmış, 95 kişiyi gözaltına almış ve 3 kişiyi tutuklamıştır. Bu, Türkiye tarihinde Onur etkinliklerine ilişkin ilk tutuklamalardır. İfade özgürlüğü hâlen ciddi şekilde kısıtlanmış durumdadır; yaygın sansür, web sitelerinin ve diğer çevrimiçi içeriklerin engellenmesi devam etmektedir. Yalnızca 2024 yılında 36 gazeteci toplamda neredeyse 100 yılı bulan hapis cezalarına çarptırılmıştır. Medya mensupları, avukatlar, protestocular, insan hakları savunucuları ve sosyal medya kullanıcıları; “terörizm”, “yanlış bilgi yayma” ve “Cumhurbaşkanına hakaret” gibi geniş tanımlanmış yasalarla suçlulaştırılmakta ve gözaltına alınmaktadır.”
Türkiye delegasyonu: “İnsan haklarına bağlıyız”
Tüm değerlendirmelere yanıt veren Türkiye delegasyonu ise insan haklarına bağlı olduklarını öne sürerek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’nin insan haklarına, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne yönelik sarsılmaz bağlılığı; geliştirmekte olduğumuz eylem planlarında, gerçekleştirdiğimiz reformlarda ve bu UPR süreci dahil olmak üzere uluslararası insan hakları mekanizmalarıyla yürüttüğümüz çok aktif işbirliğinde açıkça görülmektedir.
Belirttiğim üzere ve sizin de vurguladığınız gibi, Türkiye 252 tavsiyeyi desteklemiştir; bu oldukça yüksek bir orandır (yaklaşık %76,8) ve bunların pek çoğu halihazırda uygulanmaktadır. Yeni reformları hayata geçirmeye ve insan haklarıyla ilgili tüm konuları kararlılıkla ele almaya devam edeceğiz. Yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı üzerinde çalışmalar şimdiden başlamıştır.”
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, nefret suçları, aile, sağlık, siyaset, dünyadan, sağlık hakkı, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks