06/10/2025 | Yazar: Suay Yüksel
Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi, nisan ayında cinsiyetin “biyolojik cinsiyeti” ifade ettiğine hükmetti. İngiltere’de yaşayan translar, bu kararın kendilerini güvensiz hissettirdiğini söylüyor.

İngiltere’nin Londra şehrinde yaşayan Nate Rae, yirmili yaşlarının sonlarında trans erkek olarak açıldı. Açık bir kimlikle yaşayan Rae, kendini güvende hissettiğini dile getiriyordu.
Ancak yakın zamanda Birleşik Krallık Yüksek Mahkemesi’nin “biyolojik cinsiyetin” yasal tanımına ilişkin kararı her şeyi değiştirdi.
Küçük bir İskoç kasabasında büyüyen Rae, daha sonra Londra’ya taşındı. Şu anda doktora öğrencisi ve bilim anlatıcısı olarak görev yapıyor. Rae, artık sürekli riskleri değerlendirip nerelerin güvenli ya da güvensiz olduğunu kontrol etmek zorunda kaldığını söylüyor.
Nisan ayında Birleşik Krallık Mahkemesi, eşitlik yasaları kapsamında “cinsiyet” tanımının “biyolojik cinsiyeti” ifade ettiğini onayladı. Bu trans karşıtı düzenleme, bir trans kadının yasal olarak erkek, bir trans erkeğin ise yasal olarak kadın kabul edilmesi anlamına geliyor.
İngiltere merkezli bir eşitlik denetim kurumu olan EHRC, kararın pratik sonuçlarına ilişkin yayımladığı geçici rehberinde, transların kendilerini tanımladıkları cinsiyete göre tasarlanmış tuvaletler, hastane servisleri ve sığınma evleri gibi alan ve hizmetlerden menedilmesi gerektiğini belirtti.
33 yaşındaki Rae, Reuters’a verdiği röportajda, “Transları taciz etmenin artık neredeyse yasal hale gelmiş olduğunu hissediyorum” dedi. Rae, şunları ekledi:
“Daha önce düşünmek zorunda olmadığım şeyleri artık göz önünde bulundurmak zorundayım. Nereye gidebilirim? Nerede güvendeyim?”
Trans haklarının kırılma noktası
Geçen yıl cinsiyet uyum sürecine başlayan Rae, toplum tarafından hala büyük ölçüde kadın olarak algılandığını hissettiği için sık sık kadın tuvaletini kullanıyor.
Karardan bu yana Rae’e cinsiyetlendirilmiş bir tuvaleti kullanamayacağı birkaç kez söylendi. Kadın tuvaletini kullandığında ise ona “iğrenç” diye hitap edildiğini aktarıyor. Rae, birinin tuvalette yanına gelerek şöyle sorduğunu da söyledi: “Burada çocuklar olduğunu biliyor musun?”
Trans hakları, İngiltere’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde siyasi bir tartışma konusu haline geldi. ABD Başkanı Donald Trump, bir dizi yürütme kararıyla transların haklarını hedef aldı.
Politikaları eleştirenler, muhafazakar sağın kimlik siyasetini ayrımcılığa maruz bırakılan gruplara saldırmak için silah haline getirdiğini söylüyor. Ancak bu nefret politikalarını destekleyenler, translara verilen desteğin “biyolojik kadınların” haklarını; ayrıca hastaneler, cezaevleri ve sığınma evleri gibi alanlarda da güvenliklerini ihlal ettiğini savunuyor.
Birleşik Krallık hükümeti, mahkemenin kararının cinsiyet politikalarını destekleyecek netlik ve açık bir tutum sağladığını belirtti. Ancak karar, Rae de dahil olmak üzere birçok trans için toplumun bazı kesimlerinden dışlanmış hissetmelerine yol açtı.
Trans hakları grubu TransActual tarafından ağustos ayında yayımlanan bir rapor, kararın ardından bazı transların ülkeyi terk etmeyi planladığını, kimliklerini gizlediğini, hastaneler gibi kamusal alanlardan kaçındığını, iş yerinde zorla açığa çıkmış hissettiğini veya sosyal hayattan tamamen çekildiğini ortaya koydu.
İngiltere hükümet sözcüsü, kararın transların dile getirdiği olumsuz etkileri sorulduğunda transları ayrımcılık ve tacizden koruyan yasaların mevcut olduğunu söyledi.
Genç translar korkuyor
Bir istişare sürecinin ardından, eşitlik yasalarını uygulamakla sorumlu olan EHRC, güncellenmiş taslak rehberi eylül ayı başında hükümete sundu. Parlamentonun ise yıl sonuna kadar bunu ele alması bekleniyor.
TransActual’ın strateji direktörü Keyne Walker, geçici rehberin şimdiden “ciddi etkiler” yarattığını belirtti.
Bazı kuruluşlar şimdiden translara dair politikalarını güncelledi. İngiltere Futbol Federasyonu, trans kadınların kadın futbolunda yarışmasını yasakladı. İngiliz Ulaştırma Polisi, gözaltında yapılan cinsiyet aramalarının artık gözaltındaki kişinin “biyolojik cinsiyetine” göre yapılmasını zorunlu kıldı.
EHRC sözcüsü, mahkeme kararından bu yana yaptıkları her şeyin yasaya dayandığını ve hükümetle paylaşılan rehberin hem hukuken doğru hem de net olduğunu belirtti.
Rae, mahkeme kararının insanların cinsiyet kimliklerini özgürce yaşamalarını engelleyeceğinden ve güvenliklerini tehdit edeceğinden korkuyor. Karar, translara yönelik kamu algısını değiştiriyor.
Rae, gençlere bilim öğreten bir eğitmen olarak, “Konuştuğum her genç trans korkmuş durumda” dedi ve ekledi: “Birçoğu artık kendilerine şunu soruyor: ‘İstediğim kişi olarak yaşamak istediğim hayatı yaşayabilecek miyim?’”
Kaynak: NBC News
Etiketler: insan hakları, yaşam, nefret suçları, siyaset, dünyadan, trans, lgbti