10/10/2025 | Yazar: Kaos GL

Barış İçin LGBTİ+’lar kuruluşunu ilan etti. Kuruluş deklarasyonu 9 şehirde eşzamanlı olarak okundu.

Barış İçin LGBTİ+’lar: “Adil, onurlu ve eşit bir barışı inşa mücadelesine katkı sağlamak için buradayız!” Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: İzot

LGBTİ+ hak savunucuları, barış için bir araya geldi. Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi (bil+), 10 Ekim Ankara katliamının yıl dönümünde 9 şehirde yapılan eş zamanlı deklarasyonla kuruluşunu ilan etti.

Ankara’da, İnsan Hakları Derneği şubesinde yapılan açıklamada 10 Ekim anmasında yapılması beklenen Adalet Yürüyüşü’ne yönelik polis engeli hatırlatıldı.

İnisiyatif’in kuruluş deklarasyonu Kürtçe ve Türkçe olarak okundu.

Açıklamanın Türkçesini Yıldız Tar, Kürtçesini ise Rohat okudu.

Açıklamada, sürecin tarihi olduğunu vurgulanarak “Barış sürecinin hepimize sorumluluk yüklediğinin bilinciyle buradayız! Bu sorumluluğun tarihi olduğunun da farkındayız. Bu bilinçle hareket ediyor ve adil, onurlu, eşit bir barışı inşa mücadelesine katkı sağlamak için örgütleniyoruz” denildi.

LGBTİ+’ların barış sürecinin bir parçası olduğunu vurgulayana açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

“Barış, toplumun tüm ezilen kesimlerinin eşit ve onurlu yaşam koşullarına kavuşabilmesi için yeniden kurulan bir düzen demektir. Dolayısıyla LGBTİ+’ların bu sürecin öznesi olabilmesi, barışı toplumsallaştırmakla doğrudan bağlantılıdır.

LGBTİ+ hareketinin en büyük gücü, kendi deneyimiyle bunu göstermiş olmasıdır. Biz yıllardır “yok” sayıldık, kriminalize edildik, hedef gösterildik. Ama tüm bunlara rağmen toplumsal varlığımızı savunduk, kamusal alana çıktık, dayanışma ağları kurduk. Bu deneyim, barış sürecinin de temel ihtiyacıdır: Susturulanların, yok sayılanların kendi sözünü kurabilmesi. LGBTİ+’ların barış sürecinde özne olması, sürecin gerçek bir demokratik dönüşüm yaratabilmesinin de ölçüsüdür. LGBTİ+’ların barış sürecine dahil olması, süreci demokratikleştiren, onu toplumsallaştıran da bir adım olacaktır.

Bu sürece hem LGBTİ+’ların katılımını sağlamak, hem özellikle Kürt LGBTİ+’ların savaştan nasıl etkilendiğini ortaya koymak, hem de LGBTİ+ toplumu başta olmak üzere bütün toplumda barış mücadelesini yaygınlaştırmak için mücadele edeceğiz.”

Özgül Saki: “Barış mücadelesi iktidarın iki dudağı arasına bırakılamayacak kadar ciddi bir iş”

DEM Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki de açıklamada konuştu. Saki, Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi’ni çok önemli bulduğunu hatırlatarak şunları söyledi:

“10 Ekim’de Barış İçin LGBTİ+’lar İnisiyatifi’nin kuruluş toplantısında olmak benim için çok anlamlı. Barış, müzakere, çatışma çözümü süreçlerine baktığımızda barış mücadelesi iktidarın iki dudağın arasına bırakılamayacak kadar ciddi bir iştir. Ve herkesin, her toplumsal kesimin nasıl bir barış istediğinin konuşulması ve bunun mücadelesinin verilmesi gerek. Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi ve Barış İçin LGBTİ+’lar İnisiyatifi’nin birbirini güçlendireceğine inanıyorum. Savaş en çok patriarkaya güçlendiriyor ve bunun hedefinde de LGBTİ+’lar ve kadınlar var.”

Barış İçin LGBTİ+ İnisiyatifi: Barış için yola çıkıyoruz!

Açıklamanın tamamı şöyle:

Bugün, 10 Ekim Katliamı’nın yıldönümünde, barış mücadelesinde kaybettiğimiz canlarımızı anıyoruz. Onların yarım kalan düşlerini sahipleniyor, barış talebini büyütüyoruz. 

Bir yıldır Kürt meselesinin demokratik çözümü ve barışa yönelik umutlar artıyor. Bizler de bu barış sürecini LGBTİ+’lar olarak desteklediğimizi ilan ediyoruz. Barışa dair bizim de sözümüz olduğunu buradan açıkça ifade ediyoruz.

Barış, herkesin hakkıdır. Ancak biz biliyoruz ki LGBTİ+’lar savaş politikalarının, şiddetin, yoksulluğun ve nefretin en ağır yükünü taşımaktadır. Barışın olmadığı bir ülkede eşitlik de özgürlük de demokrasi de mümkün değildir.

İşte bu yüzden bir araya geldik: Barış İçin LGBTİ+’lar (bil+) olarak yola koyuluyoruz. Adana, Amed, Ankara, Antalya, Çanakkale, İstanbul, İzmir Mersin ve Wan’da eş zamanlı basın açıklamalarımızla bil+’nın kurulduğunu ilan ediyoruz.

Toplumsal ve kapsayıcı bir barış; ancak tanınma, özgürlük ve adil eşitlikle olur. Barış hepimiz için hava kadar, su kadar hayati önem taşıyor. LGBTİ+ toplumu için istediğimiz tanınma ve eşitliği kuşatma altındaki Kürt halkı için de toplumun ezilen, ötekileştirilen bütün kesimleri için de talep etmeye devam edeceğiz.

Barış sürecinin hepimize sorumluluk yüklediğinin bilinciyle buradayız! Bu sorumluluğun tarihi olduğunun da farkındayız. Bu bilinçle hareket ediyor ve adil, onurlu, eşit bir barışı inşa mücadelesine katkı sağlamak için örgütleniyoruz.

Barış, toplumun tüm ezilen kesimlerinin eşit ve onurlu yaşam koşullarına kavuşabilmesi için yeniden kurulan bir düzen demektir. Dolayısıyla LGBTİ+’ların bu sürecin öznesi olabilmesi, barışı toplumsallaştırmakla doğrudan bağlantılıdır.

LGBTİ+ hareketinin en büyük gücü, kendi deneyimiyle bunu göstermiş olmasıdır. Biz yıllardır “yok” sayıldık, kriminalize edildik, hedef gösterildik. Ama tüm bunlara rağmen toplumsal varlığımızı savunduk, kamusal alana çıktık, dayanışma ağları kurduk. Bu deneyim, barış sürecinin de temel ihtiyacıdır: Susturulanların, yok sayılanların kendi sözünü kurabilmesi. LGBTİ+’ların barış sürecinde özne olması, sürecin gerçek bir demokratik dönüşüm yaratabilmesinin de ölçüsüdür. LGBTİ+’ların barış sürecine dahil olması, süreci demokratikleştiren, onu toplumsallaştıran da bir adım olacaktır.

Bu sürece hem LGBTİ+’ların katılımını sağlamak, hem özellikle Kürt LGBTİ+’ların savaştan nasıl etkilendiğini ortaya koymak, hem de LGBTİ+ toplumu başta olmak üzere bütün toplumda barış mücadelesini yaygınlaştırmak için mücadele edeceğiz.

LGBTİ+ hareketinin barışa katkısı tarihi boyunca “kendi alanını açmak” üzerinden gelişmedi. Hareketin; barışın eşitlik ve özgürlük temelinde kurulması, milliyetçiliğin, militarizmin, heteroseksizmin ve ikili cinsiyet rejiminin tasfiyesi ve herkes için onurlu yaşamın mümkün kılınması çağrısını sahipleniyoruz. Bizim deneyimimiz, barışın ancak birlikte özgürleşmeyle gerçek olabileceğini bir kez daha hatırlatıyor.

Barış için mücadele etmek, sadece silahların susmasını değil, aynı zamanda barışçıl bir toplumun inşası için kendimizi de yeniden inşa etmeyi içeriyor. Ve biz LGBTİ+’lar, tam da bu yeniden kurma iradesiyle, barışın toplumsal temellerini büyütmeye devam ediyoruz.

Yaşasın barış, yaşasın tüm halkların özgürlük mücadelesi, yaşasın LGBTİ+ dayanışması!

Em wekî kesên LGBTÎ+ ji bo Aştiyê derdikevin rê!

Açıklamanın Kürtçesi ise şöyle:

Em wekî kesên LGBTÎ+ ji bo Aştiyê derdikevin rê! Îro, di salvegera Komkujiya 10ê Cotmehê de, em kesên me di têkoşîna aştiyê de winda kirine bibîr tînin. Em xewnên wan ên neqediyayî hembêz dikin û daxwaza aştiyê zêde dikin. Salek e hêviyên ji bo çareseriyek demokratîk ji bo pirsgirêka Kurd û bo aştiyê zêde dibin. Wekî kesên LGBTÎ+, em piştgiriya xwe ji bo vê pêvajoya aştiyê radigihînin. Em bi vê yekê bi zelalî dibêjin ku em jî di aştiyê de xwedî deng in.

Aştî mafê her kesî ye. Lê belê, em dizanin ku kesên LGBTÎ+ barê herî giran ê polîtîkayên şer, tundûtûjî, xizanî û nefretê hildigirin. Li welatekî bê aştî, wekhevî, azadî û demokrasî ne mumkin in. Ji ber vê yekê em li hev civiyane: Em wekî kesên LGBTÎ+ ji bo Aştiyê (bil+) derdikevin rê. Em damezrandina bil+ bi daxuyaniyên çapemeniyê yên hevdem li Amed, Enqere, Edene Antalya, Mersîn Çanakkale, Stenbol, Îzmîr û Wan radigihînin. Aştiyek civakî û berfireh tenê bi naskirin, azadî û wekheviya dadmend dikare were bidestxistin. Aştî ji bo me hemûyan weka hewa û avê girîng e. Em ê daxwaza naskirin û wekheviya ku em ji bo civaka LGBTÎ+, hem ji bo gelê Kurd ê dorpêçkirî û hem jî ji bo hemî beşên bindest û marjînalîzekirî yên civakê, bikin. Em bi vê hişmendiyê li vir in ku pêvajoya aştiyê berpirsiyariyek li ser me hemûyan ferz dike! Em herweha dizanin ku ev berpirsiyariyeka dîrokî ye. Em bi vê hişmendiyê tevdigerin û xwe birêdixin da ku beşdarî têkoşîna avakirina aştiyeke dadmend, birûmet û wekhev bibin.

Aştî tê wateya rêziknameyek ji nû ve sazkirî ku bidestxistina hemî beşên bindest ên civakê şert û mercên jiyanê yên wekhev û birûmet dihêle. Ji ber vê yekê, di vê pêvajoyê de hebûna kesên LGBTÎ+ weka kirdeya pêvajoyê, rasterast girêdayî civakîkirina aştiyê ye. Hêza herî mezin a tevgera LGBTÎ+an di serpêhatiyên wan ên xwenîşandayî de ye. Bi salan e, em wekî "paşguhkirî", krîmînalîzekirî û hedefgirtî hatine hesibandin. Lê tevî van hemûyan, me hebûna xwe ya civakî parastiye, birine qada giştî û torên hevgirtinê ava kirine. Ev ezmûn di heman demê de pêdiviyek bingehîn a pêvajoya aştiyê ye: şiyana bêdengkirî û paşguhkirî ku gotina xwe bibêjin. Têketina kesên LGBTÎ+ di pêvajoya aştiyê de pîvanek şiyana wê ye ku veguherînek demokratîk a rastîn biafirîne. Têkilkirina kesên LGBTÎ+ di pêvajoya aştiyê de dê gavek be ku vê pêvajoyê demokratîk û civakî bike.

Em ê hewl bidin ku beşdariya kesên LGBTÎ+ di vê pêvajoyê de misoger bikin, eşkere bikin ka çawa kesên LGBTÎ+ ên Kurd ji şer bandor bûne, û têkoşîna ji bo aştiyê li seranserê civakê, nemaze civaka LGBTÎ+ berfireh bikin.

Di seranserê dîroka xwe de, beşdariya tevgera LGBTÎ+ ji bo aştiyê li ser "vekirina qada xwe" nebûye. Em banga tevgerê ya ji bo avakirina aştiyê li ser bingeha wekhevî û azadiyê, ji bo jiholêrakirina neteweperestî, mîlîtarîzm, heteroseksîzm û rejîma zayendî ya dualî, û ji bo peydakirina jiyanek birûmet ji bo her kesî dipejirînin.

Serpêhatiyên me careke din tîne bîra me ku aştî tenê bi rêya rizgariya kolektîf dikare pêk were. Têkoşîna ji bo aştiyê ne tenê bêdengkirina çekan, lê di heman demê de ji nû ve avakirina xwe ji bo avakirina civatek aştiyane jî dihewîne. Û bi vê îradeya ji nû ve avakirinê ye ku em, kesên LGBTÎ+, bingehên civakî yên aştiyê xurt dikin. Bijî aştî, bijî têkoşîna azadiyê ya hemû gelan, bijî hevgirtina LGBTÎ+an!


Etiketler: insan hakları, kadın, nefret suçları, aile, siyaset, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks, barış
İstihdam