14/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Derginin yeni sayısında KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar ile yapılan “Queer Yoldaşlık ve Kolektif Hafıza: Birbirine Konuşan Hisler, Kırılganlık ve Direnç” söyleşisi de yer alıyor.

Asosyoloji dergisinin yeni sayısı “Yaşam Ağlarında: Direniş ve Toplumsal Hareketler” başlığıyla yayınlandı.
Dergide, KaosGL.org Genel Yayın Yönetmeni Yıldız Tar ile yapılan söyleşi de yer alıyor.
“Queer Yoldaşlık ve Kolektif Hafıza: Birbirine Konuşan Hisler, Kırılganlık ve Direnç” başlıklı söyleşiden satır başları şöyle:
“Patikalar” ve “Yoldaş Ben İbneyim” gibi işler sadece anlatılan hikâyelerle değil bu hikâyelerin anlatılma biçimleriyle de belleğe müdahale ediyor. Bu çalışmaların sizin için öne çıkan yönü nedir? Tanıklıkların bireysel ve kolektif hafızayı nasıl etkilediğini gözlemliyorsunuz?
Bu tür çalışmalar benim için sadece belgelemek değil; belleği, hissiyatı ve siyaseti birlikte dönüştüren eylemler. “Yoldaş Ben İbneyim” lubunyaların maruz kaldığı şiddeti anlatmaz; aksine bu şiddete karşı sol, sosyalist örgütlerin yaklaşım, politika ve söylemlerine mercek tutar. Gezi direnişi sürerken başladığım bir söyleşiler dizisi çalışmasıydı. Ve temelde merak ettiğim; Gezi’de bir araya gelmenin yarattığı etkinin ne olduğu kadar, Gezi öncesinde LGBTİ+’ların ve mücadelesinin neden ve nasıl ikincil plana atıldığıydı. Aradan geçen yıllardan sonra bu kitabın, o dönemi anlamak açısından hâlâ akıllara gelmesi açıkçası sevindirici. “Patikalar: Resmî Tarihe Çentik” ise benim için çok kıymetli bir sözlü tarih çalışması oldu. Sara Ahmed’ten ilhamla arşivi bir duygulanım alanı olarak kurmak sözlü tarih aracılığıyla kişisel olanı yeniden sahici kılar. Parçalı ve kırık anlatılar ne kadar eksik görünse de, bu hal yapay bütünlükten daha sahicidir…
Haberin duygusunu kurmak, özellikle kayıp, yas ve şiddet içeren konularda nasıl mümkün oluyor? Habercinin kırılganlığı üzerine ne düşünüyorsunuz?
Habercilikte özellikle kayıp, yas ve şiddet gibi hassas konulara yaklaşırken, duygunun dengeli ve saygılı bir şekilde aktarılması çok önemli. Haberin duygusunu kurmak, ajitatif ve abartılı bir anlatımdan uzak durarak, olayın kendisinin yarattığı kırılganlığı ve insanlığın ortak duygusunu yansıtmakla mümkün oluyor. Bu tür haberlerde, habercinin kendini tamamen nesnel ve mesafeli konumlandırması beklenebilir; ancak ben, habercinin kırılganlığa ve direnişe de alan açması gerektiğine inanıyorum. Çünkü haber yalnızca kuru bilgi aktarımı değil, aynı zamanda insan hikayelerinin taşıdığı inceliğin, acının ve dayanışmanın da ifadesidir. Habercinin kırılganlığı, haberde gerçekliği ve sahiciliği ortaya çıkaran bir köprü gibidir; bu, haberi yaşayanlarla aramızda kurulan bir bağdır…
Etiketler: medya, kültür sanat, yaşam, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks