15/10/2025 | Yazar: Kaos GL
KİH, Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin Aile Politikaları Çalıştayı Raporu yayınlandı.

Fotoğraf: Serra Akcan / csgorselarsiv.org
KİH, Kaos GL ve 17 Mayıs derneklerinin Ocak 2025’te düzenlediği Aile Politikaları Çalıştayı’nın raporu yayınlandı.
Rapor, bakım emeğinden beden politikalarına, medyadan uluslararası savunuculuğa ve örgütlenme özgürlüğüne uzanan pek çok başlık altında “aile” merkezli saldırıları analiz etti; mücadeleyi büyütecek stratejiler ortaya koydu.
"Medya”, “Bakım Emeği”, “Beden Politikaları”, “Uluslararası Savunuculuk” ve “Örgütlenme Özgürlüğü” başlıklarına odaklanan raporda şu ifadeler yer aldı:
“Çalıştayın ardından bu raporu yayınladığımız tarihe dek varoluşlarımıza ve örgütlülüğümüze yönelik saldırılar artarak devam etti. Çalıştaydan kısa bir süre sonra iktidar, aile politikalarını daha da tahkim ederek “Aile On Yılı”nı ilan etti. Toplumsal cinsiyet eşitliği, kapsamlı cinsellik eğitimi ve cinsel yönelim gibi kavramlar, bakanlık yazısıyla resmi yazışmalarda yasaklandı. Medeni Kanun ve Türk Ceza Kanunu’nda LGBTİ+ düşmanı değişiklikler içeren yasa taslağı hazırlandı. HÜDA PAR gibi iktidarın parçası olan gruplar, açıkça LGBTİ+ varoluşunu kriminalize eden yasa teklifleri sundu. Söylemsel ve fiziksel saldırılarla hak ihlalleri sistematik hale geldi. Transların hormona erişimini kısıtlayan, Medeni Kanun’a ve Anayasa’ya aykırı bir genelge yayınlandı. Kürtaja erişim fiilen hala yasak. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hakkı ağır tehdit altında. 19 Mart itibarıyla yaşananlar ise, antidemokratik uygulamaların artık istisna değil, norm haline geldiğini gözler önüne serdi.”
“Fıtrat söyleminin dışlayıcı bir etkisi var”
Raporun, “Bakım Emeği” bölümünde kadınların “fıtraten” aile içinde konumlandırıldığı vurgulandı ve bu durumun kadın emeği sömürüsünü meşrulaştırdığı ifade edildi. Ayrıca; fıtrat söyleminin tüm cinsiyetleri sabitleştirici ve dışlayıcı bir etkisi olduğuna dikkat çekildi.
Sosyal hizmet uygulamalarının aile odaklı olduğunu ifade eden raporda, yerel yönetimlerin politika üretme süreçlerinde feminist ve LGBTİ+ örgütlerle daha yakın ve sürekli bir ilişki kurmasının önemi vurgulandı.
“Cinsel sağlık hizmetlerine ve bilgiye erişim kısıtlanıyor”
Raporda, cinsel sağlık danışma hizmetine erişimin zorlaştığı, bilgiye erişimin kısıtlandığı ve varolan hizmetlerin de yalnızca üremeyi destekleyecek şekle dönüştüğü belirtildi. Kürtaj, doğurganlık, gebelikten korunma gibi alanlardaki mevcut düzenlemelerin pek çok riski olduğunu, bunların da özellikle kadınlar ve LGBTİ+’lar açısından ciddi ayrımcılık ve ihlallerle sonuçlandığı ifade edildi.
“Sosyal medya bir örgütlenme alanı”
Raporun “Medya” bölümünde kadın ve LGBTİ+ hareketinin medya dilinde yarattığı dönüşüm vurgulandı. Sosyal medyanın bir örgütlenme alanı olarak tanımlanması gerektiğini ifade eden raporda şu ifadeler kullanıldı:
“Örgütlerin sosyal medyada aşırı temkinli, politik doğrucu bir dil kullanmasının, karşıt gruplarla temas kurmayı zorlaştırdığını da ele aldık. Bu durumun söylemin daha geniş kesimlere ulaşmasını engellediği değerlendirmesini yaptık. Öte yandan, TikTok’un genç kadınlar ve LGBTİ+’lar için önemli bir ifade alanı sunduğunu vurguladık. Sosyal medyada troll gruplarının etkisinin zaman zaman belirleyici olabildiğini, buna rağmen bu mecraların yalnızca tepki verilen değil, aktif içerik üretimi yapılan mücadele alanlarına dönüştürülmesi gerektiğini konuştuk.”
“Örgütlenme özgürlüğü hedef alınıyor”
Bunlarla beraber; raporda örgütlenme özgürlüğünün hedef alındığına, derneklerin denetimler nedeniyle hareket edemez hale geldiğine dikkat çekildi. Uluslararası mekanizmalar aracılığıyla hak ihlallerini raporlamanın önemli olduğu belirtildi. LGBTİ+ karşıtı ve kadın düşmanı tepkilerin toplumsal desteği kısmen baltaladığını ifade eden raporda, şunlar söylendi:
“Üniversitelerdeki toplulukların kapatılması, sendikaların Onur Haftası gibi etkinliklerden geri durması, örgütlü yapının yalnızlaştırıldığı anlamına geliyor. Kürt illerinde ise baskıların boyutu şu şekilde açığa çıkıyor: kadın merkezlerinin kapatılması, kayyum politikalarıyla kurumların işlevsizleştirilmesi, kürtajın fiilen yasaklanması ve kadınların şiddete karşı mücadelesinin terörle ilişkilendirilmesi.”
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.
Etiketler: insan hakları, kadın, medya, aile, siyaset, özel haber, araştırma, inceleme, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks