08/10/2025 | Yazar: Kaos GL
Kaos GL Derneği’nin Lezbiyen*lerin İnsan Hakları Raporu’na göre; Türkiye’de lezbiyen*lerin yaşadığı ayrımcılık, taciz ve damgalama taşrada daha yoğun. Nefret suçları etkin soruşturulmuyor.

Bugün 8 Ekim Uluslararası Lezbiyen Günü.
Avustralyalı Gey ve Lezbiyen Arşivleri’ne göre, 8 Ekim’in Uluslararası Lezbiyen Günü olarak kutlanması 1979-1980 yıllarına dayanıyor. Kuzey Avrupa’da yaşayan lezbiyen aktivistler ve radikal lezbiyen feministler bu yıllarda hem cinsiyet hem de cinsel yönelim bazlı yaşadıkları ayrımcılıkla mücadeleyi vurgulamak için bu günü ilan ediyor.
2000’lerden itibaren yaygın olarak kutlanan 26 Nisan Lezbiyen Görünürlük Günü kadar bilinir olmasa da 1980’lerden beri 8 Ekim Uluslararası Lezbiyen Günü’nün etkinliklerle kutlanıldığı başlıca ülkeler Avustralya ve Yeni Zelanda.
Bugün, Kaos GL Derneği’nin Lezbiyen*lerin İnsan Hakları Raporu’nu hatırlatıyoruz.
Damla Umut Uzun’un hazırladığı rapora Aylime Aslı Demir, Defne Güzel, Seçin Tuncel, Janset Kalan, Suay Yüksel ve Deniz Öztürk katkı sundu. Rapor kapsamında 10 lezbiyen/bisekseksüel kadın ve non-binary aktivistle görüşmeler gerçekleştirildi.
Raporda, lezbiyen*lerin yaşadığı ayrımcılık, taciz ve damgalamanın taşrada daha yoğun hissedildiği belirtildi. Raporda, bir katılımcının şu ifadeleri yer aldı:
“Taşrada çalışmak durumundaydım. Taşrada bu işler çok daha sıkıntılı. Hiç kendiniz olamıyorsunuz. Dar bir çember oluşturabiliyorsun belki taşrada da ama zaten sizin hiçbir şekilde beslenebileceğiniz kendiniz olabileceğiniz hiçbir alan yok dışarda. Dört duvar arasında kim yaşayabilir ki?”
Rapora ulaşmak için tıklayın
Raporda, lezbiyenlerin istihdam ve çalışma hayatında yaşadığı ayrımcılık da yer aldı. Zorunlu heteroseksüellik baskısının çalışan lezbiyen*leri olumsuz etkilediği belirtildi:
“Liseden sonra Ankara’ya ilk geldiğimde iş buldum, çalışıyordum bir yerde. Lezbiyen olduğumu biliyorlardı ve bunun için patronum tarafından taciz edildim. Ayrıldım. ‘o lezbiyen olduğu için kovduk’ demişler arkamdan…”
Sağlık hakkına erişim ise raporda yer alan bir diğer başlık oldu. Raporda, lezbiyen*lerin sağlığa erişiminde cinsiyet kimliği veya cinsiyet özellikleri çeşitliliği söz konusu olduğunda ayrımcılık katmanlarının derinleştiği kaydedildi.
Raporda yer alan diğer başlıklar ise “Eğitim Hakkı”, “Barınma Hakkı”, “Adalete Erişim”, “İfade ve Örgütlenme Özgürlüğü” oldu.
Raporun sonuç kısmında ise LBTİ+ ve feminist insan hakları savunucularının hedef gösterildiği ve ifade özgürlüklerinin kısıtlandığı vurgulandı. Türkiye’deki mevzuatta koruyucu önleyici mekanizmaların yetersizliği nedeniyle lezbiyen*lere karşı işlenen nefret suçları ve nefret söylemleri etkin bir biçimde soruşturulamadığına dikkat çekildi.
Etiketler: insan hakları, yaşam, dünyadan, araştırma, inceleme, lezbiyen