29/09/2025 | Yazar: Kaos GL

TTM’ye “hukuka ve ahlaka aykırılık” iddiasıyla açılan fesih davasının 11. duruşması bugün görüldü. Dava, 21 Ocak 2026'ya ertelendi.

TTM davası: Salona basın ve izleyici alınmadı, duruşma bir kez daha ertelendi Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Fotoğraf: MLSA

Tarlabaşı Toplumunu Destekleme Derneği hakkında "hukuka ve ahlaka aykırılık" iddiasıyla "fesih" talebiyle açılan davanın 11. duruşması bugün İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya basın ve izleyici alınmadı.

Davayı çok sayıda sivil toplum kuruluşu ve insan hakları savunucusu takip etti. Aralarında İstanbul Barosu, Sulukule Gönüllüleri Derneği, Mor Çatı, Kadının İnsan Hakları Derneği, Toplumsal Dayanışma İçin Psikologlar Derneği (TODAP), Sivil Toplum Geliştirme Merkezi Derneği (STGM), Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve İnsan Hakları Derneği'nin (İHD) olduğu 11 kurum davaya feri müdahillik talebinde bulundu ve beyan verdi.

TODAP adına konuşan Erol Aslan, beyanında şunları söyledi:

“Derneğin faaliyetleri TTM’nin psikososyal alanında yürüttüğü çalışmalarla örtüşmektedir. TODAP ve diğer ruh sağlığı çalışmalarının yetişemediği alanlarda TTM bu boşluğu dolduruyor ve bunu evrensel etik ilkelere bağlı olarak yapıyor. Cinsiyetinden, etnik kökeninden veya cinsel yöneliminden dolayı kimsenin ayrımcılığa uğramaması ilkesi odağında TTM ile benzer bir yerde duruyoruz, biz de bunların karşısındayız. Bu sebeple davaya feri müdahil olma talebinde bulunuyoruz.”

İHD adına konuşan Jiyan Kaya, yargılama sürecinde bir ihlal olduğunu ve basının, sivil toplum temsilcilerinin ve izleyicilerin salona alınmamasının dava sürecine dair endişe veren bir durum olduğunu ifade etti. Kaya, “Çalışma alanlarımızı doğrudan kapsayan bu dava sürecine feri müdahillik talebinde bulunuyoruz” dedi.

Mahkeme, müdahillik talebine ilişkin beyanda bulunmak üzerine 2 hafta süre verdi.

“Bu dava temel bir hakkın ihlali durumunda”

TTM adına konuşan  Avukat Cansu Selmin Demir ise şu ifadeleri kullandı:

“Çok fazla sayıda sivil toplum örgütü, insan hakları savunucuları, konsolosluk temsilcileri ve özel raportörler bugün bu davayı takip ediyor. Çünkü bu dava temel bir hakkın ihlali durumunda. Siz bugün özgür basını salona almadınız ama biz bu davanın açıldığını basından öğrendik, bu da insan hakları savunucularının şu an içinde olduğu durumu gözler önüne seriyor.”

Mahkeme, duruşmayı 21 Ocak 2026’ya erteledi.

Ne olmuştu?

TTM, 27 Haziran 2021’de Kaos GL Derneği’nin “LGBTİ+ Öğrencileri Aile ve Okul Kıskacına Karşı Nasıl Korumalı?” kılavuzunun konuşulacağı bir gönüllü etkinliği planlamış, fakat etkinlik medyada hedef gösterilmişti. Nefret söylemi, hedef gösterme ve karalamalar 9 Şubat 2022’ye kadar sistematik olarak devam etmişti.

Medyadaki hedef göstermelerin hemen ardından 25 Haziran’da Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Beyoğlu İlçe Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Birimi, derneği ziyaret etti. Bundan dört gün sonra İstanbul İl Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü denetimi başladı. Ne ziyaretle ne de denetimle ilgili derneğe herhangi bir sonuç ulaşmadı. Öte yandan 19 Temmuz’da Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü “müstehcenlik suçu” kapsamında Yönetim Kurulu Başkanının ifadesini aldı. Soruşturma takipsizlikle sonuçlandı. Dernek hakkında davalara sebep olan denetim ise 26 Temmuz-20 Ağustos 2021 tarihleri arasında İçişleri Bakanlığı Dernekler Denetçileri tarafından gerçekleştirildi.

TTM, denetleme sonuçlarına ilişkin bilgileri ancak kendilerine açılan “yokluğun tespiti” ve “derneğin feshi” dava dosyalarına sunulan rapor ve eklerden öğrenebildi. Dernek hakkında açılan ilk dava “yokluğun tespiti” davası. "Yokluğun tespitine" ilişkin davanın karar duruşması, 14 Mayıs'ta görüldü. Mahkeme, “yokluğun tespiti” istemiyle açılan davanın reddine karar verdi.

Dernek, açılan ikinci davadan ise ancak medya yoluyla haberdar olabildi. 9 Şubat’ta tüm karalama sürecini başlatan Milat gazetesinin manşetinde yeni bir davadan bahsedilmesi üzerine dernek avukatları adliyeden bilgi aldı ve 10 Şubat’ta dernek hakkında bir de fesih davası açıldığını öğrendi. Davanın gerekçesi ise, derneğin “kanuna ve ahlaka aykırı” hale geldiğini öne sürerken davanamede sıralanan eylemlerin hiçbiri fesih sonucunu doğuracak yoğunlukta olmayıp, ancak idari para cezası yaptırımı doğurabilecek defter kayıtlarındaki eksikler ile eğitim faaliyetlerinde bulunulup izin alınmadığı, dernek yayınlarının cumhuriyet başsavcılığına bildirilmediği gibi hususlar.  Ayrıca davaya temel oluşturan dernekler denetçilerinin raporunda derneğin LGBTİ+’larla ilgili ifadeleri hukuka aykırı ve ayrımcı bir şekilde “müstehcenlik” olarak yer alırken; LGBTİ+’ların temel hak ve özgürlükleri de “toplumda kısaca LGBTİ (lezbiyen, gey, biseksüel, travesti, intersex) olarak bilinen kişilerin cinsel eğilimlerini normalleştirmek sureti ile çocukların cinsel kimliklerini etkilemeye çalışması” ifadeleriyle rapora ve davanameye girdi.


Etiketler: insan hakları, nefret suçları, dava, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam