03/10/2025 | Yazar: Oğulcan Özgenç
9 Haziran 2024’te Eskişehir Onur Yürüyüşü’nde 10 kişi işkenceyle gözaltına alınmıştı. Av. Hasan Çayır: “LGBTİ+'lar yargısal tacize maruz bırakılırken uygulanan polis şiddetine takipsizlik kararı veriliyor.”

9 Haziran 2024’te Eskişehir’de yapılan Onur Yürüyüşü’nde LGBTİ+ aktivistlerine yönelik polis işkencesine savcılık takipsizlik kararı verdi.
Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın polis şiddetine takipsizlik verdiği kararda gözaltına alınan ve işkenceye uğrayan LGBTİ+’ların beyanları yer aldı.
Onur Yürüyüşü günü gözaltına alınanlar, beyanlarında polislerin “Seni burada öldürürüm, kimse de bulamaz", “Elimde kalacaksın, seni öldüreceğim", "Sen daha işkence görmemişsin, biz sana işkenceyi göstereceğiz" ifadeleriyle aktivistleri tehdit ettiğini ve polis minibüsü içinde işkenceye maruz kaldıklarını anlattı.
Aktivistler, gözaltı sırasında ve nezarethanede de işkenceye maruz kaldıklarını söyledi.
Polis işkencesi hakkında şikayette bulunan LGBTİ+ aktivistleri gözaltı süresi boyunca kendilerine su verilmediğini, sıcakta havasız bırakıldıklarını ve tacize uğradıklarını da aktardı.
Savcılık, polis işkencesini “zor kullanma yetkisi” olarak değerlendirdi
Savcılık, “adli tıp raporlarında darp izine rastlanmadığı” gerekçesiyle işkence uygulayan polisler hakkında takipsizlik kararı verdi.
Savcılık polisler hakkındaki takipsizlik kararında bilirkişi raporuna atıf yaparak polis işkencesinin “zor kullanma yetkisi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini”, “zor kullanma yetkisini aşacak nitelikte bir yaralanmanın bulunmadığını”, “olayla ilgili alınan kamera kayıtlarında şüphelilerin zor kullanma yetkilerini aşıp müştekileri yaraladıklarına ilişkin bir delil bulunmadığını” belirtti.
Bilirkişi raporu işkenceyi ‘görmemişti’
Dosyaya giren bilirkişi raporu polis işkencesini görmemişti. Görüntülerin baştan sona izlendiğini iddia eden bilirkişi raporunda şu ifadeler yer almıştı:
“Şüpheli şahısların polis Memurlarına direndikleri, slogan attıkları, pankart açtıkları, polis memurlarının uyarılarını dikkate almadıkları, bazı göstericilerin polis memurlarına tekme attıkları, tehdit ve hakaret ettikleri görülmüş olup…”
İşkence uygulayan polislerin tespiti için araştırma yapılmadı
Polisler hakkındaki takipsizlik kararına Avukat Hasan Çayır itiraz etti.
İtiraz dilekçesinde işkence uygulayan polisler hakkında verilen takipsizlik kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu belirtilerek polisleri tespit etmek için hiçbir araştırma ve inceleme yapılmadığı vurgulandı:
“Savcılık makamı kolluk görevlilerini tespit etmeden, herhangi bir ifade alma işlemi yapmadan, kolluk görevlilerinin ses ve görüntüleri ile dosyaya sunulan görüntü kayıtlarını karşılaştırmadan ve bu yönde bir rapor almadan eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak karar vermiştir.”
İtiraz dilekçesinde dosyaya giren ve polis işkencesini görmeyen bilirkişi raporunun gözaltına alınan ve haklarında dava açılan aktivistlere tebliğ edilmediği ve itiraz imkanı tanınmadığına dikkat çekildi.
Bununla beraber; polis işkencesinin insan haysiyetiyle bağdaşmayan muamele yasağı ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği belirtildi.
“Cezasızlık politikası işkenceyi aklayarak failleri ödüllendiriyor”
Avukat Hasan Çayır KaosGL.org’a konuştu.
Çayır, LGBTİ+’ların yargısal tacize maruz bırakıldığını belirterek şunları söyledi:
“Onur yürüyüşlerinde LGBTİ+lar yargısal tacize maruz bırakılırken uygulanan polis şiddetine takipsizlik kararı veriliyor. Verilen takipsizlik kararında 04/07/2025 tarihli bir bilirkişi raporundan bahsediliyor. Bu rapor tarafımıza ne tebliğ edildi ne de itiraz hakkı tanındı. Buna rağmen basına yansıyan görüntülerden, alınan darp raporlarından, gözaltına alınan hak savunucularının ifadelerinden polis şiddeti açıkça tespit edilebiliyor. Uygulanan bu cezasızlık politikası şiddeti körüklemenin yanı sıra işkenceyi aklayarak failleri ödüllendiriyor.”
Eskişehir Onur Yürüyüşü davasında ne oldu?
9 Haziran’da yapılmak istenen Eskişehir Onur Yürüyüşü, polis şiddetiyle engellendi. Basın açıklamasının yapılacağı Ulus Anıtı polis tarafından saatler öncesinde ablukaya alındı. Saldırı öncesinde herhangi bir yasaklama kararı, LGBTİ+ aktivistlerine ve avukatlarına bildirilmedi. Kitlenin yasaklama kararını görmek istemesi talebine polis gözaltı ile karşılık verdi. Saldırıyı kayıt altına almak isteyen gazetecilerin çekim yapması da engellendi.
Gözaltına alınan 10 kişiden 4’ü ifade işlemlerinin ardından aynı gün içinde serbest bırakılırken, 3’ü hakkında tutuklama istemiyle olmak üzere 6 kişi sulh ceza hakimliğine sevk edildi. 5’i hakkında imza verme ve yurtdışına çıkış yasağı gibi adli kontrol tedbiri kararı verilerek bu kişilerin tamamı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Ancak gece geç saatlere kadar makul bir neden olmaksızın polis tarafından bekletildikten sonra ulaşım olanağının sınırlı olduğu bir bölgeden serbest bırakıldılar.
Görülen davanın sonucunda mahkeme, yargılanan tüm aktivistlere 2911 sayılı kanuna muhalefetten ayrı ayrı 5 ay hapis cezası verdi. Mahkeme, söz konusu hapis cezası kararını 15’er bin lira para cezasına çevirdi. Bununla beraber; mahkeme, “kamu görevlisine direnme ve mukavemet” suçundan 4 hak savunucusu hakkında da ayrı ayrı 15’er bin lira para cezasına hükmetti. Mahkeme, hükmün geriye bırakılmasına da izin vermedi.
Etiketler: insan hakları, nefret suçları, aile, siyaset, onur yürüyüşü, dava, özel haber, trans, lgbti, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks