03/12/2025 | Yazar: Kaos GL

EMEP Milletvekili İskender Bayhan, İstanbul Üniversitesi’ndeki homofobik etkinliği ve LGBTİ+ hak savunucularına polis ablukasını Eğitim Bakanı Tekin’e sordu: "Göreviniz nefret suçunu körüklemek midir?"

EMEP milletvekili Bayhan, İstanbul Üniversitesi’ndeki homofobik etkinliği Meclis gündemine taşıdı Kaos GL - LGBTİ+ Haber Portalı

Emek Partisi İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin tarafından yanıtlanması istemiyle TBMM Başkanlığı’na sunduğu soru önergesinde, üniversitelerde "Aile Yılı" adı altında yürütülen politikaların bilimsel özerkliği tehdit ettiğini savundu.

Bayhan, özellikle İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde düzenlenen "Aileye Yönelik Modern Tehdit: Eşcinsel Yönelim" başlıklı etkinliğin, akademik bir faaliyetten ziyade nefret söylemi içerdiğine dikkat çekti.

“Bilimsel gerçeklik hiçe sayılıyor”

Bayhan önergesinde, "Saray rejimi tarafından 'Aile Yılı' adı altında yürütülen ideolojik programın, pratikte LGBTİ bireyleri hedef gösterdiğini ve bilimsel gerçekliği hiçe saydığını" belirtti. İstanbul Üniversitesi’ndeki söz konusu etkinliğin, eşcinsel yönelimi patolojik bir tehdit unsuru olarak sunduğunu ifade eden Bayhan, bu durumun LGBTİ öğrencileri açıkça hedef haline getirdiğini vurguladı.

Kampüste polis ablukası ve çifte standart iddiası

Etkinlik sırasında fakülte kapısına yoğun sivil polis ve özel güvenlik yığılmasına tepki gösteren Bayhan, üniversitenin öğrenciler ve bilim için değil, iktidarın ideolojik hegemonyasını korumak için bir alana dönüştürüldüğünü savundu.

Bayhan, üniversite yönetiminin "çifte standart" uyguladığını belirterek şu örneği verdi:

"4 Kasım 2025 tarihinde yapılacağı duyurulan, kadın kulüpleri ile kadın araştırmaları merkezinin ortak hazırladığı '6284 Yaşatır' etkinliği, kayyım yönetim tarafından etkinliğe saatler kala iptal edilmiştir. Öğrencilerin bilimsel ve kültürel etkinlikleri keyfi şekilde engellenirken, nefret söylemi içeren etkinlikler polis korumasında yapılmaktadır."

"Kamu kaynakları nefret söylemi için mi kullanılıyor?"

Soru önergesinde, nefret içerikli etkinliklerin Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından fonlandığı iddialarına da yer verildi. Bayhan, "On binlerce üniversiteli gencin barınma, beslenme ve ulaşım gibi acil sorunları varken, kamu kaynaklarının bu tür etkinliklere harcanması kabul edilemez" dedi.

İskender Bayhan, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’den şu soruların yanıtını istedi:

  1. İstanbul Üniversitesi’nde düzenlenen etkinliğin içeriği “Aile Yılı” politikalarıyla uyumlu bir çerçevede LGBTİ bireyleri tehdit unsuru olarak gösterirken, Bakanlığınız bu yaklaşımın bilimsel hiçbir geçerliliği bulunmadığının farkında mıdır? Üniversitelerde bilim dışı içeriklerin ders, söyleşi veya akademik faaliyet kılıfıyla sunulmasına yönelik bir denetim mekanizmanız var mıdır?
  2. Üniversite yönetiminin görevi bilim dışı, provokatif ve nefret suçunu körükleyen etkinlikleri kampüslere taşımak; bunun için üniversiteyi polis ablukasına almak ve gençlere baskı yapmak mıdır? Eğer değilse; İstanbul Üniversitesinin atanmış rektörü Osman Bülent Zülfikar ve yönetimi hakkında bir soruşturma açılmış mıdır? Açılmadıysa nedeni nedir?
  3. Etkinlikte eşcinsel yönelimin patolojik ve “aileye tehdit” olarak çerçevelenmesi, öğrenciler açısından açık bir nefret söylemi oluşturmaktadır. Bakanlığınız, eğitim kurumlarında LGBTİ karşıtı nefret dilinin yayılmasını engellemek için ne tür politika ve yaptırımlar uygulayacaktır?
  4. İstanbul Üniversitesinin polis ablukasına alınması, öğrencilerin fakülteye girişinin engellenmesi ve kampüsün baskı altında tutulması uygulamalarının gerekçesi nedir? Bu uygulamalar Bakanlığınız tarafından uygun görülmüş müdür? Konuya ilişkin bir soruşturma başlatılmış mıdır?
  5. “Aile Yılı” programı kapsamında LGBTİ karşıtı etkinliklere kamu kaynağı sağlandığı iddiası doğru mudur? Bu bir kamu hizmeti midir?
  6. Gençlik ve Spor Bakanlığı veya Bakanlığınıza bağlı herhangi bir birim, bilimsel niteliği olmayan ve nefret söylemi üreten etkinliklere finansman veya lojistik destek vermiş midir? Verdiyse bunun tutarı ve hukuki dayanağı nedir?
  7. Üniversite öğrencilerinin bilimsel ve kültürel etkinlikleri keyfi şekilde iptal edilirken, nefret söylemi içeren etkinliklerin korunması yönündeki uygulamalar siyasi bir tercihin sonucu mudur? Bakanlığınız bu çifte standarda ilişkin bir inceleme yürütmüş müdür?
  8. Gençlerin eğitim ortamında eşit, güvenli ve özgür biçimde var olabilmesi için; LGBTİ öğrencilerin ayrımcılığa karşı korunmasına yönelik ulusal düzeyde bir politika hazırlamayı düşünüyor musunuz?
  9. Son olarak, Bakanlığınız üniversitelerde bilimsel özgürlüğü ve akademik özerkliği güçlendirmeye yönelik herhangi bir stratejik plan üzerinde çalışmakta mıdır? Çalışılıyorsa bu plan, nefret söylemi ve ideolojik müdahalelerle mücadeleyi kapsamakta mıdır?
  10. On binlerce üniversiteli gencin çözülmesi gereken acil ortak talepleri varken (ulaşım, konaklama, yemek, bilimsel düşünce, demokratik üniversite), gerek Bakanlığınızın gerek Gençlik ve Spor Bakanlığının ve diğer kamu kaynaklarının bu taleplerin çözümü için kullanılması gerekmez mi?
  11. Üniversitenin kayyım yönetiminin keyfi uygulamalarının başkaca örnekleri de vardır. 4 Kasım 2025 tarihinde yapılacağı duyurulan, kadın kulüpleri ile kadın araştırmaları merkezinin ortak hazırladığı “6284 Yaşatır” etkinliği, kayyım yönetimi tarafından etkinliğe saatler kala iptal edilmiştir. Kayyım Osman Bülent Zülfikar ve mevcut yönetiminin bilim dışı, keyfi ve hukuka aykırı; öğrencilerin iradesini yok sayan uygulamaları hakkında Bakanlığınız tarafından bir soruşturma veya yaptırım uygulanacak mıdır?

Etiketler: insan hakları, nefret suçları, eğitim, aile, siyaset, özel haber, heteroseksizm, trans, ikili cinsiyet sistemi, lgbti, eşcinsellik, lezbiyen, gey, biseksüel, interseks
İstihdam